Yazdırma tarihi : 15.01.2025

CHP’nin bu Genel Baskanini, Baykal degistirebilir

Tarih: 10.05.2004


Yerel seçimlerinden sonra CHP’de baslayan olaganüstü kurultay tartismasi sürüyor.
 


26 Nisan 2004— Kemal Dervis’in yönetim görevlerinden, Yasar Nuri Öztürk’ün partiden istifasina varan elestirel tavirlara bile Genel Baskan önem vermez, hatta kulak asmaz görülüyor.

28 Mart seçimlerinden sonra, KKTC’de yapilan referandum sonuçlari, uzun süredir izledigi Kibris Politikasi yüzünden CHP’nin sandiklarda bir kez daha kaybettigini gösteriyor.
Sonuçlarin yenilgi olmadigini açiklayan Genel Baskan, kurultayi toplama çagrilarina “Kendisinin böyle bir niyeti olmadigi, gücü olanlarin gerekli sayi olan 700’e yakin delege imzasini bularak tüzük haklarini kullanabilecekleri” yanitini verdi. Ancak bu sayi bulunsa bile, tüzüge göre olaganüstü kurultayi isterse, istedigi zaman çagirma yetkisi Genel Baskana ait bir hak oldugu için, bu yolla ‘Partinin Acil Sorunu’ olan Baykal’i degistirme olanagi yok gözüküyor. Dolayisi ile hem milletvekillerinden, hem de partililerden CHP’ye ve Baykal’a karsi sürdürülen yazili, sözlü elestirilerin arkasi kesilmiyor.
Kemal Dervis’in yönetim görevlerinden, Yasar Nuri Öztürk’ün partiden istifasina varan elestirel tavirlara bile Genel Baskan önem vermez, hatta kulak asmaz görülüyor. Bütün bu tartismalar, herkesi usandirdigi gibi, ne yazik ki, Genel Baskanin sayginligina da gölge düsürmektedir.

BARAJ ALTI PARTI
Laik Demokratik Cumhuriyeti anlamak ve yorumlamak konusunda, kendisinden baska hiçbir sivilin olmadigini söyleyen bir Ilahiyat Profesörünün ve benzerlerinin son günlerdeki açiklamalarinin Baykal’dan daha çok CHP’ye verdigi zarar, önemsenmesi gereken boyut kazandi. Zaten, Baykal’dan ümidini kesenlerin, böyle giderse gelecek seçime kadar CHP’nin bir kez daha baraj alti parti olacagini yazip söyleyenlerin sayisi günden güne artar oldu.

CHP’NIN ÖNEMI
Yeniden açildigi 1992 den bu yana CHP’nin sürekli seçim kaybetmesinin siyasal, toplumsal ve yönetsel nedenleri oldugu tartisilamaz. Her seçim sonrasi parti içinden ve disindan yapilan yorumlarin ve arastirmalarin bu nedenlerin ana hatlarini ortaya koydugunu biliyoruz. CHP’nin kendi seçmen tabanini kaybettigi, temel ilkelerinden ‘Halkçilik’ konusunda, yoksul, emekçi, çalisan, dar gelirli ve orta siniflarla, 1973 seçimlerinde kurdugu ve 1977 seçimlerinde pekistirdigi baglari kopardigi bir gerçektir. 1980’de partilerin kapatilmasi ile dagilan sol oylarin, küçüklü-büyüklü partilere bölündügü de bilinmektedir. Son yirmi yilda, Avrupa’da da Sosyal Demokrat Politikalarin, Liberal-Kapitalist partiler karsisinda zayifladigi ve bunun Türkiye’ye de yansimasi söz konusudur. Özal’la baslayan ve küresellesme ile sürmekte olan bireysellesmenin özellikle yeni kusaklari, Sosyal Demokrasiden uzaklastirdigi dogrudur.
Ancak, henüz sanayilesme asamasinda olan ve fert basina Milli geliri 3000 dolarin üstüne çikmamis ülkemizde, CHP’nin var olmasinin ve güçlenerek yasamasinin ne kadar önemli olduguna, politikacilarin, toplum önderlerinin, bilim çevrelerinin, düsünürlerin ve gerçek aydinlarin inandiklarini adim gibi bilenlerdenim.

ACIL ÇÖZÜM
Ismet Pasa, basarilarinin sirrini açiklarken, söyle dermis: “Sabah kalkinca, gündemimi açarim listenin basinda acil çözülmesi gereken bir madde varsa, alttakilere hiç bakmam, bütün aklimi ve enerjimi onu halletmek için harcarim”.
Iste, Baykal’in kendisi basta, her sorumlunun bencilligini asarak, CHP’yi yipratmayi ve CHP’ye baglanan umutlari söndürmeyi birakip, partinin acil sorunu olan “Genel Baskani Degistirmek” için söz ve elbirligi etmesi gerekir.
Çünkü CHP’nin bu sorunu; yalniz Partililerin degil, bütün yurttaslarimizin da sorunudur. Demokratik Parlamenter sistemimizin temel kurumlarinin basinda her zaman CHP vardir ve olmaya devam edecektir.


Haber NO: 128

Kategori: NTVMSNBC