6 Mayis 2004— Ne var ki, Ankara’da mahalleler barikatlarla ikiye bölünmüs. Gece “Kurtarilmis bölgelere” polis bile giremiyor. “Ne olacak Turgut” diye sordugumda, elindeki tursu kepçesini kavanozun tabanina kadar daldirdi ve “Bu esek bu çamurdan çikmaz” dedi. Meger Turgut, 12 Eylül’ün ayak seslerini duyarmis.
Bu sabah, her günkü gibi BBC’de günlerdir süren “Irak’taki Iskence” haberlerini dinlerken Tursucu Sisman Turgut aklima geldi. Geçen 40 yila insanlik adina baktigimda, özellikle bizim bölgede “O esek hala o çamurda, debelenmeye çalisiyor”.
Turgut öldü gitti, çaresiz hastaliginda çektigi acilardan kurtuldu. Ancak insanlar tek tek ölse de, “insanlik” her gün yeniden doguyor ve yasiyor. Batakligin içinde olsa bile, çogalarak yasiyor.
“Kim bunlarin sorumlusu” diye hepimiz düsünüyoruz.
Bagdat’taki hapishanenin komutani ABD’li Tuggeneral Bayan, “Benim bilgim yoktu, Irak halkindan özür dilerim” deyiverdi. Dün Baskan Bush iki gözü dolu dolu, “Bunlar benim tanidigim gerçek Amerikalilar olamazlar” diyerek üzüntülerini dile getirdi.
Herhalde suçlu, Halepçe’deki Saddam degil artik. Kim bilir? Su saatlerde dünyanin dört bir yanindaki benzer hapishanelerde, askeri üslerde “insanlik” bilmedigimiz duymadigimiz hangi iskence türüyle karsi karsiyadir.
Bugün dünyada üzerinde 6 milyari asan insan yasiyor. Yasayanlarin %80’inin yoksulluk sinirinin altinda oldugunu Birlesmis Milletlerin raporlari resmen belirtiyor.
Oysa, Picasso’nun Bir Tek Tablosu dün Londra’da Bir Tek Insan tarafindan 104,1 milyon dolara satin alindi. Belki de satin alan, Arap Kökenli bir zengindir, ya da büyük bir olasilikla bu zengin Petrol sirket sahibi bir ABD’li, ya da elinde babasindan kalmis iki santimlik Elmas’i olan Güney Amerikali, ya da bizim kusagin çok bildigi ölmeden ABD eski Baskani Kennedy’nin karisi Jaklyn’i Yunanistan’a gelin getiren Armatör Onasis’in torunu, ya da Suudî ailesinin Prenslerinden birisi olabilir.
O tarihte, henüz Antalya’da insanlar kit kanaat yasar, karisinin yaptigi tursudan bes çocugunu okutabilirdi.
O tarihte, Tursucu Sisman Turgut, Antalya’da kepçesini kavanozdan çikarip kahrederek havaya kaldirmadi. Sisman Turgutlarin “kader aglarini örmüstü.”
Bugün ise onun gibi Irak’ta, Filistin’de, Telaviv’de, Kahire’de Tahran’da, Kâbil’de, Jakarta’da ve oralarda sayisiz “Turgutlar” aglarini kemirip artik yasamak için ölebiliyor. Yetinmiyor, hakkini yiyenlerin uçagini çalip, bomba olup, Newyork’ta patliyor!
Ne yazik ki, hakki yenenler birbirini öldürüp duruyor. Fasli terörist ile ABD’li parali asker Judy’nin farki ne? Ikisi de paranin tetigi olmaktan baska hiçbir sey degiller.
Tursucu Turgut, Türkiye’deki esegin çamurdan çikmayacagini söylemisti. Nerden bilsin ki, o güzel insan, ölümünden 20 yil sonra dünya insanligi batirildigi çamurda hala çirpinip duruyor. |