Türkiye'de hiç kimse, 27 Mayis 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinin, "Anayasal bir hakkin kullanimi ya da bir yasal yetki sonucu" yapildigini söyleyemez. Washington'da geçen günkü bir konusmasinda, bu konularda deneyimli gazeteci, yazar Cengiz Çandar, "Türkiye'de Laiklik tartismasi, cumhuriyetin bekçisi(!) olan askerlerin tanimina göre belirlenir, askeri darbelerin nedenleri arasinda Silahli Kuvvetler'in kendilerince benimsedikleri laiklik gerekçesi daima vardir" demisti.
Gerçekten de, "Gericilik -Dinin siyasete alet edilmesi -Devrim yasalarindan ödün verilmesi - Siyasal islam tehlikesi" gibi nedenler, 1950'den sonra ülkede yasanan darbelerin (28 Subat 1997 de dâhil), yazili gerekçelerinde açikça yer almistir. 1960 Ihtilali (Böyle tanimlayanlar vardir) genis kapsamli, içinde siyasal idamlarin da bulundugu, toplumda olumlu, olumsuz derin etkiler yaratan ilk askeri darbedir. Genis bir kesimde, darbenin arkasinda Ismet Pasa'nin oldugu hep söylenmistir. Darbenin öncesinde yasanan, istanbul ve Ankara'daki üniversite gençliginin 28 - 29 Nisan eylemlerini CHP'nin yönlendirdigi ve Silahli Kuvvetler içinde darbe hazirligi ve planlan yapan subaylari CHP'nin cesaretlendirdigi hep tartisilmistir.
12 Mart'ta, CHP Genel Sekreteri Ecevit darbenin "Ortanin Solu" siyasetine karsi yapildigini söylemis, o yüzden ismet Pasa ile karsi karsiya gelmistir. 12 Eylül 1980'de Demirel'in 3. Milliyetçi Cephe Hükümeti iktidarda idi. CHP Meclis'te, aralarinda benim de oldugum en çok milletvekiline sahip partiydi. O siralar Ecevit'in, CHP'nin son Genel Sekreteri Eyüboglu için, "Silahli Kuvvetier'in komuta kademesini darbe için cesaretlendirdigini" çagristiran sözler ettigi animsanir.
28 Subat 1997'de, Erbakan'in Basbakanliktan gidisi de post-modern bir askeri darbedir. Cumhurbaskani Demirel'in o olayda etkisi oldugu tartisilmistir. Çogunluga göre, Demirel'in devlet adamligi ustaligi olmasa, açik bir darbe önlenemezdi. O zaman, CHP Meclis'te muhalefette idi. Görülüyor ki, Türkiye'de yasanan darbelerin hiçbirinde CHP iktidarda degildir. Yasanan askeri müdahalelerinin hepsinde de, dogrudan veya dolayli CHP'nin parmagi oldugu savi, söylentisi ya da dedikodusu, kendi içinden ya da disindan ortaya atilmistir. Ancak, sorumlu ve yetkili durumda olanlar ve olaylarin içinde bulunanlar, darbelerin hiçbirisinin arkasinda ve içinde CHP'nin olmadigini bilirler. Ben olmadigina, ilk ikisinde dolayli, digerlerinde dogrudan tanik olan birisi olarak kesin inaniyorum.
Türkiye'de "darbelerin tarihi" yazilirken, simdiye kadar yasananlarin, muhafazakâr, laiklikten ödün verme egiliminde olan ve sagci, liberal -kapitalist partilerin hükümette oldugu dönemlere rastladiginin alti çizilecektir.
AB'ye girmek için Kibns'ta ciddi ödünlerin verildigi, demokratiklesmede katedilen yolun dünyanin her yerinde takdirle karsilandigi su sirada Baykal'in, gelecek bir darbeyi önlemek için alinacak yasal önlemler konusunda, Tayyip Erdogan'a öneride bulunmaktaki amacini yakin çevresinde bile anlayabilenin oldugunu sanmiyorum.
Bu öneriyi, Baykal'in kendisi ile ilgili süren tartisma gündemini degistirmek için ortaya atmis olabilecegini ise, düsünmek bile istemiyorum. Öyleyse niye? |