|
Türkiye bu gerçegin en ciddi örnegidir. Devlet elindeki neyi varsa özellestirse bile, yapmak zorunda oldugu büyük alt yapi projelerine harcadigi kaynak her yil 2 ile 10 Milyar dolar düzeyinde sürüp gidecektir. Kaldi ki, son 10 yilda bütün telasa karsin özellestirme programlarinin, gerçeklesme oranlari %20’leri geçememektedir. Örnegin; bu hükümet ise baslarken özellestirmenin patronu olan Basbakan Yardimcisi Sener’in açikladigi ve 4 Milyar dolar hedeflenen, 2003 yili özellestirme programinin yilin üçüncü çeyregine girerken henüz ciddi bir uygulamasi yok. Eger Uzanlar batmasa idi, belki su sira 700 milyon dolar hazineye girecekti. Abdüllatif Sener gitti, isin basina Unakitan geldi, hem de Maliye Bakani sifati ile, özellestirmeden henüz hazineye akan ne bir kilo un var, ne de bir dolar!
Bunlar yolsuzluklarla ilgili son 10 yilda Basbakanlik, Bakanlik yapan herkesi yolsuzlukla suçlayan ve haklarinda yüce divana gönderilmesini öneren TBMM Yolsuzluklari Arastirma Komisyonunun kararlari konusunda yazar Kumcu’nun yukaridaki sözünü dogrulayan saptamalar.
1974 de Ecevit Hükümetinin Bayindirlik Bakani olarak göreve basladigimda önüme gelen ilk konu “Istanbul Mecidiyeköy üst geçidi projesi” idi. Projede bir Italyan firmasina yaptirilan yürüyen özel bir kalipla 33 parçadan olusan bir betonarme yapim söz konusuydu. Henüz 2 parçasi yapilmis ve üstenci firma o sözlesme fiyatlariyla yapamayacagini belirterek, isi durdurmus durumdaydi. Daha yapilacak 31 bölüm için en az %100 ek fiyat farki isteniyordu. Atatürk Köprüsü bitmis aradan 1 yila yakin zaman geçmis, ancak Mecidiyeköy Geçidi tamamlanmadigi için Anadolu yakasindan geçen araçlar Ortaköy kavsaginda tikanip kaliyordu. Trafik sorununun yani sira o geçisin bitirilememesinin ekonomiye maliyeti, yapilan hesaplara göre verilecek %100 zammin, tam 12 kati olarak belirlenmisti.
Bir hafta içinde o zamanki koalisyon ortagi MSP’nin Basbakan Yardimcisi Erbakan Hoca dahil diger bakanlarla yapilan ikili görüsmelerle, konu bakanlar kuruluna anlatilmis ve çikarilan özel biri fiyat farki kararnamesi ile üstenciye istedigi fark verilmistir. Kalip yürümeye baslamis ve kalan bölümler kisa sürede tamamlanmistir.. O sirada bitmekte olan Haliç Köprüsüde trafige açildigi için E5 yolu Edirne’ye kadar çalisir hale gelmistir. Maliyeti artmasina karsin, projenin isler hale gelmesi sonucu kamunun o yil dogrudan ve dolayli olarak kazanci milyonlarca dolar olmustur. Bu olumlu ancak cesaret isteyen kararin ve uygulamanin asil sahibi o zamanki karayollari genel müdürü Celaleddin Dursun’dur.
Bugün TBMM Baskaninin da söylediklerinden çikarak denebilir ki, yüce divana gönderilseler bile, yolsuzluk dosyalarinda ortaya konan savlar ve izlenen yol, sonunda 1 kurus kaynagin kamuya geri dönmeyecegini gösteriyor.
Ecevit’le Günes Taner’i; Ulugbay’la Koray Aydin’i ayni dosyada suçlayan hiçbir yolsuzluk davasindan sonuç çikmaz. Tarihimizin en büyük yolsuzluk dönemini, risk alip is yapanlarin sorusturulmasi ile karistirirsaniz, Ercan Kumcu’nun yazdigi gibi, bundan böyle Türkiye bir tek bile Celaleddin Dursun, bulamaz duruma düser.
Amaç yetimin hakkini ariyoruz diye halkin duygularini kullanarak oy pesinde kosmaksa, ileride bir gün sizinde hakkinizda benzer dosyalari hazirlayacak politikacilar bu memlekette her zaman olacaktir.
Keske bu dosyalardan dolayi halktan çalinan üç kurus olsun geri dönsede, ben sizden özür dilesem.
|
