SHP’de Kürt konferansina gittikleri için, Partiden ihraç edilen 7 Milletvekili olayi disinda, 1972’den bu yana CHP’de Genel Baskana karsi söz ve eylemleri yüzünden Milletvekilleri için Disiplin Kovusturmasinin konu edilmesi, ilk kez görülüyor.
Genel Baskana çok yakin olan bir gazeteci, “Baykal, kendisini devirmek için harekete geçen, ancak görüs ayriligina düsen CHP’deki 30 Milletvekili için, Eve Dönüs Yasasi gibi af öngörüyor. Ancak hareketin liderleri af kapsami disinda tutulacak” diye yazabilmektedir. “Yazdi degil yazabildi” çünkü o gazeteci Genel Baskanin gerçek düsüncesi ve hatta kelimesine kadar onayi olmasa bunlari yazamaz.
Eve Dönüs Yasasi, PKK ile öyle veya böyle iliskisi olan ve suçlu oldugu kuskusu tasiyan kaçaklar için uygulanan bir tür af yasasi idi. Egitimciler Dernegi eski Baskani Denizli Milletvekili Mustafa Gazalci, Aliaga Belediye eski Baskani ve Izmir Milletvekili Hakki Ülkü, Ankara Milletvekili Prof. Yakup Kepenek ve daha 20 den fazla Milletvekili için, anlasilan Genel Baskan “Eve Dönüs” muamelesi yapiyor.
Birde ötekiler var, “Iflah olmaz Muhalifler” diye adlandirdigi bir grup milletvekili için ise, Genel Baskanin ödün vermeyecegi ve disiplin kovusturmasi yapilacagi, ayni yazarin haberi içinde yer aliyor. Bu grupta, Istanbul Belediye eski Baskani Sivas Milletvekili Nurettin Sözen, Ankara Milletvekili Prof. Mehmet Tomanbay, Istanbul Milletvekilleri Ahmet Güryüz Ketenci, Hasan Aydin, Izmir Milletvekili Prof. Hakki Akalin, Ankara Milletvekili Dr. Muzaffer Kurtulmusoglu var.
CHP’nin son yirmi yildir en büyük sorunu, “parti içinde huzursuzlugun” bir türlü sona ermemesidir. Birkaç kez parçalandi, Genel Baskanlar dâhil birçok önemli isim partiden ayrildi, ancak partide kavga ortami bitmedi. Bu yüzden, Altan Öymen’nin huzurlu çalismak için örgüt destegini almak amaci ile çagirdigi ve kaybettigi Kurultayda, tekrar dönerken yaptigi konusmasinda Genel Baskan “Içinde kavgali olan eve kiz vermezler, ondan dolayi Halk CHP’ye oy vermedi, artik kavga bitti, ilk seçimde çok oy alacagiz” diyerek göreve baslamisti.
Ancak, “baris amaci!” ile parti içi muhalefetin tasfiyesine erken baslandi. Erdal Inönü ile birlikte bes eski Genel Baskanin bu tutuma karsi tavir koymalari, baris beklentilerini tümüyle ortadan kaldirdi. Devam eden zaman içinde Genel Baskanin, söylem ve eylemlerinde ülkenin “Ana Muhalefet” konularindan daha çok parti içi konulara yer ve agilik verdigi gözlendi. Ayrica sözde “Yenilesme” gerekçesi ile Genel Baskanin partinin amaç ve hedeflerini, ortaya soyut sözcükler atarak tartisir hale getirmesi, kamuoyunda kendisi ile ilgili “tutarsizliga ve güvensizlige” neden oldu.
Bu durum, yerel seçimden sonra meclisteki CHP grubuna yansidi. Artik Milletvekilleri arasinda tam bir ayrismanin, hatta yabancilasmanin ortaya çiktigi son Parti Meclisi toplantisinda görüldü. Bir ilin Imzaci Milletvekillerini, Genel Baskana yaranmak için ayni ilin bir baska milletvekilinin “hainlikle” suçlayabildigi bir ortama gelindigi görülüyor.
Sanki CHP Genel Baskaninin “asil muhalifi” Basbakan Erdogan degil de, kendi grubundaki yerine göz dikmis Milletvekilleri ve eski küçük Hasimlaridir! Bu manzara insanin aklina Ismet Inönü’nün su aci ama gerçek sözünü getiriyor. Pasa dermis ki; “Bir Komutan savas alaninda, kendi canini düsünmeye baslarsa, O Komutan artik Muharebeyi katiyen kazanamaz.”
|