Bir süre önce Basbakan Erdogan, yaptigi bir “övünme” konusmasinda, “3 Kasim seçimlerinden önce kisi basina düsen milli gelir 2600 dolardi, bugün 3300 dolara yükseldi. Hedefimiz bu yil sonunda 4000 dolari yakalamaktir. Ancak hedefimiz, 2010 yilinda 10 bin dolara çikmaktir” demisti.
Bu sözleri ile Basbakan, önemli olanin üretim artisi oldugunu söylerken, “Asil mutlulugun milli gelirde saglanacak hizli artis” olacagina isaret ediyor. Tayip Erdogan, kendi beklentisi olarak da, “2010 yilinda kisi basina milli gelirin 10 bin dolara çikacagini” müjdeliyor.
Dogrusu, Basbakan “fiyattan” daha çok “gelirin” önemli oldugu gerçegini sanki yakalamis gibi de, rakamlarin ne anlama geldigini ve böyle kisa sürelerde nasil olup da, 2 binden 3 bine, alti yil içinde 10 bin dolara çikabilecegini bilemiyor ya da somutlastiramiyor.
Dolarin degeri yakin zamana kadar ayda bazen yüzde 50, simdilerde haftada yüzde 20 degisen bu ülkede, satin alma paritesi artmadigi halde, kisi basina milli gelir rakamlari ile anlamsiz yorumlar yapan Basbakanlari “bilen kisiler” gülerek izliyor olmali!
Demirel çok rakam kullanan bir politikaci idi, Özal da sayilarin dilinden anlardi. Ikisi de özellikle ekonomik ve mali konularda rakamlari bilerek ve anlayarak kullanirdi. Ecevit siyasal yasami boyunca, ekonomik-mali göstergeleri ve büyüklükleri bir türlü ögrenemedi. Örnegin; Türkiye kabaca kaç ton bugday üretir diye merak ettiginde, 2 milyon ton mu, 10 milyon ton mu, ya da 20-25 milyon ton mu, sorusunu kendi kendisine yanitlayamazdi.
Halk arasinda rakamlari abartarak konusanlari, “Ya sayi saymayi bilmiyor ya da hiç dayak yememis” diye sakaya alirlar. Dünyada üst üste alti yil kisi basina milli gelirini ortalama yüzde 5 artirabilen ülke görülmemistir. Böyle olabilmesi için örnegin, Türkiye’de her yil Gayrisafi Milli Hâsila’nin (GSMH) en az yüzde 7 dolayinda artmasi gerekir. Gelecek alti yil ortalama bu oranda kalkinma saglanacagi varsayilsa, basit bir hesapla kisi basina milli gelir 2010 yilinda en çok 5360 dolar olabilir. Olmaz ya, teorik olarak GSMH’nin her yil ortalama yüzde 10 hizla artacagi varsayilsa bile, 2010 yilinda Türkiye’nin kisi basina milli geliri 7085 dolar ancak olabilir. Görülüyor ki, bugünkü Basbakan biraz ‘hesapsiz’ abartmis!
“Enflasyon bitti, oh ne güzel ekonomi yoluna girdi” diyenlere, Uras gibi ben de katilmiyorum. Yatirimlar, kapasite kullanimi ve istihdam artmadikça, milli gelir artmaz.
Gelir artmadikça da, “Ülke kalkinmiyor, gelismiyor” demektir. Yani, halkin geliri artmiyor ve insanlar gereksinimlerini satin alamiyor demektir. Yurttas için, alamadigi malin fiyati düsük olmus yüksek olmus, hiçbir anlam tasimaz.
Seçim kaybetmesi, politikacinin dayak yemesi demektir. Hesap bilmeyen ya da bilip de halka ‘insallah’ diyerek umut satan politikaci, bir gün kesinlikle dayak yer. Rahmetli Özal elinde kalem, TV ekraninda rakamlari anlatirken agzindan bal akardi. Ilk seçimlerde aldigi oyu bir daha hiç alamadi, 1991’de seçim kaybetmeye baslayan ve her yeni seçimde yasanan oy kaybi ANAP’i siyaset sahnesinden sildi.
Ekonomik-Mali göstergeleri dogru okumasi ve gerçekçi yorumlamasi için, Basbakanin konunun aslini ögrenmesi gerekir. IMF’den burs aldigi için, onlarin verdigi dersi dinlemek zorunda olsa da Basbakan, “asil dogrulari” Güngör Uras gibi hocalardan ögrenmenin bir yolunu mutlaka bulmalidir.
|