Dün on bes yil önce söylediklerini animsatan bir genel baskan, her zaman her konuda oldugu gibi “Yaa, gördününüz mü ben hakli çiktim” demeyi sürdürüyor. Bir tarihte Özal’in Kürtçe konusundaki erken cesareti yüzünden “düstügü zorlugu” yüzüne vurmak için ayni lider, “Çürük tahtaya basmasaydi” gibi bir söz etmisti.
Degisen zaman içinde TRT’de bu hafta baslayan “ana dilde yayin programi” için bugünkü ana muhalefet lideri, o genel baskan, sözde küçümseyerek programlari “Ilkokul müsameresi”ne benzetiyor.
Bizim liderler su deyimi de hiç sevmezler: “Baskasina çuvaldizini batirirken, igneyi de kendine batir.” 30 yili asan siyasal yasamimda yakin tanidigim liderlerin hiç birinin teninde batmis igne izi görmedim. Ecevit’in son dönemlerde sagliginin bozulmasi nedeniyle çok igne yedigini, hatta bir kisminin çuvaldiz kadar acitici oldugunu saniyorum. Çatistiklari 1980 öncesi dönemde Demirel’e de, partideki muhaliflerine de, desimetre boyunda çuvaldizi sokmakta çok hem de çok usta idi. Ancak emanetçi seçerken bugün hala görülüyor ki iki milimlik bir igneyi olsun, tenine degdirmeyi aklindan bile geçirmiyor.
Dün gece siyasal bilgilerden bir profesörün ev telefonu çaldiginda, hoca telasla ahizeyi kaldirir, karsisindaki Adana siveli kisi; “Baskanim bugün Ahmet’te imza verdi, 14’e çikti bu hainlerin size karsi topladigi imza sayisi” der. Hoca, “Siz kimi ariyorsunuz kardesim” deyince Adanali mahcup, “Orasi Genel Baskanim Sayin Baykal’in evi degil mi?” diyerek telefonu kapatir.
CHP grubu ortasindan nerede ise ikiye bölünmüs, yine bir kurultay kavgasi almis basini gidiyor. Baykal’in siyasal yasaminda o kadar çok kurultay var ki, sayisini ben de çikaramiyorum. Son hafta yapilan yerel ara seçimlerdeki basina yansiyan sekli ile partinin “tükeniyor” olmasi anlasilan kimsenin umurunda degil. Genel baskandan bu yazilanlarla ilgili henüz bir yanit gelmedi. Saniyorum çuvaldizini batiracak muhataplari ve çuvaldizinin boyunu henüz bulamadi.
“Kendi düsen aglamaz” derler. Elbette düserse insan, gülmesini bildigi kadar aglamasini da bilir. Ancak, bizim politikaci büyüklerimizin agladigi hiç görülmemistir. Üstelik erkekse ve ciddi ise bir liderin aglamasi ayiptir. Arafat’in ekranlarda agladigi çok görülmüstür. Alti Gün savasinda Yahudilere bir kez daha yenilen Misir’in tarihi kahramani Cemal Abdul Nasir’in hüngür hüngür agladigini bilirim. Bizim liderlerin hiçbiri, hiçbir zaman “kendisi düsmez”, düsmedikleri için de hiç aglamazlar!
CHP’de muhalifler kurultay çagrisi için yetkili imzayi bulsalar da, genel baskanin kurultayi toplamayacagi söyleniyor. Çünkü, “Nasil olsa dört ay içinde olagan kurultay takvimi baslayacak, herkes o takvimi beklemeli” diyormus! Eger çagirirsa, genel baskanin kurultayi kaybetmemek için çok seyi göze alacagi izlenimini veren yakinlari, “Nasil olsa o, bir çikis yolu bulur” diyorlarmis!
Görülüyor ki, kendi düsmeyecegi için Baykal’in zaten aglamak gibi bir yükümlülügü yok!
*Bir gazetenin basligi
|