Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Dilerim halki pisman etmezsiniz (16/05/2004)

Tarih: 17.06.2004


Cesaret, liderlige heves edenlerde olmasi gereken en önemli özelliktir. Ancak, cesaret sahibinde bilgi, deneyim ve akliselimle birlikte olmazsa "kisi" gerçek anlamda lider olamaz. Yakin geçmiste her toplumda yasanmis örnekler vardir. Içi bos salt cesareti olan böyleleri, kendi çevreleri, toplumlari ve ülkeleri için çogu zaman yararsiz, hatta zararli olmustur. Içlerinde, basa geçince zamanla yüreginin hacmini asan cesaret gösterisine kalkisanlara, o yüzden dünyayi içinden çikilmaz sorunlarla karsi karsiya getirenlere rastlanmistir.
 


Murat Karayalçin'i DPT'de çalisirken tanimistim. Yetenekli, bilgili, çaliskan bir gençti. SBF'de okumus, iyi Ingilizce bilen ve görmüs geçirmis bir aileden gelen Rize asilli bir kisi idi. Tayyip Erdogan'i Istanbul Belediye Baskani olunca tanidik. Kendi sözü ile, bir Rum ustanin çirakligini yapmis, imam-hatip çikisli, akademi mezunu bir politikaci. Sporcu, zeki, dürüst, iyi bir aileden gelen, Kasimpasa'da büyümüs, o da Rize asilli bir kisi.

12 Eylül'de askerler bugünkü Bursa Milletvekili Ali Dinçer'i Ankara Belediye Baskanligindan alinca onun önemli ve büyük projelerinden birisi ve belki de en önemlisi olan Bati Kent Toplu Konut Projesi'ni yürütmek için Kent-Koop'un basina Karayalçin getirildi. Bati-Kent'in, önderinin Karayalçin oldugunu herkes kabul eder. Elbette bu basarilar onda var olan cesaret düzeyini yükseltti.

1989 yerel seçimlerine giderken SHP, daha o tarihte parti üyesi bile olmayan, Murat Karayalçin'in Ankara Belediye Baskan adayi yapti. Seçimi kazanarak o da, Belediye Baskanligi'na ve politikaya ilk adimini atmis oldu. Çok basarili oldu ve Ankara düzeyini de asan yönetim yetenegini ve gerekli cesareti de sergiledi. Erbakan'in Istanbul Parti Baskani olan Tayyip Erdogan da benzer basariyi daha sonra, 1994'de Belediye Baskani olarak gösterdi.

Politikada ve ülke yönetiminde deneyimsiz oldugu için ben, Karayalçin'a belediye baskanligini birakmamasini önerdim. Ancak yakin çevresi basta olmak üzere, genis bir alanda destek buldugu için aday oldu ve Aydin Güven Gürkan'i yenerek, 1991'de SHP Genel Baskanligi'na seçildi. Belediyedeki basarisina bagli olarak artan özgüveni ona, Atatürk'ün, Ismet Pasa'nin, Ecevit'in, Erdal Inönü'nün oturdugu o koltugu dolduracak cesareti vermisti.

Benzer sekilde, 28 Subat yüzünden parçalanip dagilan Milli Görüs siyasetini, Erdogan'in yeniden AKP'de toplamasi da elbette bir cesaret örnegi idi.

Benim o zaman gördügüm eksikliklerine ve bu elestirime karsin Karayalçin, bugünkü Tayyip Erdogan'dan daha olumlu bir örnekti. Ancak, çok kisa süre sonra o Karayalçin'in da yerinde, siradan ve basarisiz bir "parti genel baskani" gördügümde, çok üzülmüstüm. Ve bugün artik, politikayi iyi niyetle sürdürmek isteyen, ülke için kaybedilmis bir Murat Karayalçin'i üzülerek izliyorum.

Türkiye'de Tayyip Erdogan gibi, bazi büyük kent belediye baskanlarinin, olasi bir-iki basaridan sonra "Basbakan olma hevesini ve merakini" uyandiran Murat Karayalçin olmustur. Bunun dünyada örnekleri vardir. Ünlü Alman Devlet adami Willy Brandt, Basbakanliga Berlin Belediye Baskanligi'ndan gelmistir. Chirac, Cumhurbaskani olmadan önce Paris Belediye Baskani idi.

Ancak Türkiye'nin toplumsal dokusu ve sosyo-politik yapisi, Almanya ve Fransa'ninkinden çok farklidir. Üstelik bu liderler yalnizca bilgili, deneyimli ve cesur olduklari için degil, Ikinci Dünya Savasi'na dayanan ve ülkeleri düzeyinde çok zorlu politik kavgalar verdikleri ve bu kavgalardan üstün basariyla çiktiklari için, o görevlere gelebilmislerdir.

Basbakan Tayyip Erdogan, iki de bir, "Istanbul'u nasil basari ile yönettiysek, Türkiye'yi de öyle yönetecegiz" sözlerini yineleyerek ve salt cesaretine güvenerek AKP ile yükselerek çiktigi yolda, "sali günkü konusma" ile indigi noktaya gelmesini "KADER" saymamalidir.

Çünkü, her siradan kisi gibi Basbakan'in da, üstesinden çok zor gelinecek köklü ve önemli sorunlari kolay bir cesaret konusuna dönüstürdügünde, eninde sonunda o hale gelmesi kaçinilmazdi.

Bir buçuk yildir, kendi çevremden destek bulmadigim halde, bu Basbakan'in "dogrularini" olumlu ve iyi niyetle degerlendirdigim ve yazdigim için sali günü aklandigimi gördüm ve bugün maalesef PISMAN oldum. Dilerim halki pisman etmezler.


Haber NO: 153

Kategori: Vatan Gazetesi