Dedem Amasya Müftüsü ve ayni zamanda bir büyük caminin imamiydi. Imam Osman Çevikçe’nin arkasinda onu taklit etmek en büyük çabamdi. Saniyordum ki, “Fatiha”yi onun gibi okur, sesimi ona benzetebilirsem daha çok sevap elde edecektim. Ilk tartismayi dedemle “Vurun Kahpeye” filmini aglayarak seyrettikten sonra eve geldigimde yapmistim.
Aliye ögretmenin (Sezer Sezin) saçlarindan sürükleyerek “Vurun Kahpeye” diye bagiran Hoca Fettahi (Settar Körmükçü) seyrederken, kara cüppesi ile gözümün önünde sanki; Osman Dedem avazi çiktigi kadar bagiriyordu. Bu satirlari yazarken dedemin karsimda takindigi o günkü, korkulu ve savunmasiz halini bu gün gibi animsiyorum. Sanki Osman Hoca, Hoca Fettah’a hak veriyordu. Sanki sagduyusu, “Hoca Kimligince” esir alinmisti. Büyüdükçe çok daha iyi anlayabilmistim, rahmetli Osman Çevikçe’yi. Çünkü o, siradan bir insandi!
Demirel Basbakan oldugu günlerinde “Laik”lik ile ilgili olan konusmasinin bir yerinde söyle demisti, “Dünyada hemen çogunu gördügüm Müslüman ülkelerin hiç birinde dinimiz, benim ülkemdeki kadar dogru ve gerçegi gibi yasanmiyor.”
Dogrudur, bende ayni gözlemi yapanlardanim. Babam hicazdan döndügünde, 1970’lerde “Arabistan Islam’in Kâbe’si derler, ama ben orada evimdeki, camilerimizdeki sayginligi ve doyumu bulamadim” demisti. Ayrica yine eski Cumhurbaskanimizin sik sik verdigi bilgilere göre, Türkiye’de var olan cami sayisi, bütün diger Müslüman ülkelerin toplamindan daha çoktur.
Basbakan da ülkemizin bu gerçegini çok iyi bilir! Onun “bu sözleri” ile yapmak istedigi, “Dini, Siyasete alet etmektir!” Erdogan’in son zamanlarda ilk günlerine oranla daha sik bir sekilde ve yerli yersiz “Halkin dini hassasiyetlerini” kullanarak, oyunu arttirmak istedigi açikça görülüyor. Daha önceleri de halkin inançlarini ve deger yargilarini kullanarak benzer söz ve tavirlarla oy hesabi yapanlar oldu. Ancak, Basta Erbakan Hoca, hiçbirisi bu kadar ileri gitmediler.
Ne olacak simdi, “ülkenin ileri geleni” dedigi kimse, üstüne alinip da Basbakana yanit mi verecek! Verecek olan “ileri gelen”, “Ben camiye giderim” diyerek kendini mi aklayacak! Ya da “Beni mi isaret ettin” diye hedef disina çikma telasi mi gösterecek!
Türkiye siyaset yasaminda hiçbir Basbakan bu kadar sansli olmadi. Göreve geldiginden bu yana özellikle ekonomik açidan tümüyle bu hükümetin disindaki nedenlerle göreceli bir istikrar sürmektedir. Yine dis iliskilerde, ülkenin konumu ve yüz yildir süren yerlesik geleneksel dis politikasi sonucu iliskiler ülke yararina gelismektedir. Basbakan, anlasilan bu istikrari kendinden biliyor ya da hesabina yazmak istiyor!
Ülke yönetiminde bunun ne demek oldugunu yasayan deneyli eski liderler ve Basbakanlar iyi bilir. O yüzden Süleyman Demirel, Tayyip Erdogan’i herkesten daha iyi anlar ve yorumlar. O yüzden, bu büyük yanlisini “Basbakana en dogru ve inandirici sekilde” ancak Demirel söyler ve söylemelidir.
Bilerek ya da bilmeyerek daha ciddi sorunlari ateslemeden, bu Basbakanin elindeki çakmagi, Demirel alabilir.
|