Boston’dayim. Amerika’nin en ünlü üniversitesi Harvard’in, insani büyüleyen yerleskesinde (kampüsünde) dolasiyorum. Baskan Franklin D. Roosevelt bu okuldan mezunmus. Ikinci Dünya Savasi’nda Avrupalilar Hitler’i durduramayinca, Churchill’in uzun çabasina karsin, ABD savasa ancak Japonlarin Pearl Harbour baskini sonrasi girdi.
Baskan Roosevelt’in o karari ile ABD, “dünyaya patron olma” yolunda ilk adimi atmis oldu. Franklin D. Roosevelt Ikinci Dünya Savasi sonrasi Yalta Konferansi’nda dünyanin bugünkü halini hazirlayan haritayi Churchill ve Stalin’le birlikte çizen ABD baskaniydi. Türkiye’yi II. Dünya Savasi’nin içine çekmek için 1943’te Kahire’de Ismet Inönü’ye çok baski yapmisti.
Ancak Baskan Roosevelt asil 1929’da tarihinin en büyük ekonomik bunalimina giren Amerika’yi 1933 yilinda baslattigi “yeni dalga” (new deal) programi ile kurtaran baskandir. Ingiliz iktisatçi Keynes’in öncülügünü yaptigi “devletin yatirim yaparak ekonomide istihdam yaratmasi” savini Amerika’da uygulayan baskan oldugu için, “hafif solcu” olarak da anilir. Bizde de Menderes 1950’den sonra, devlet eliyle büyük alt yapi projelerini baslatirken aslinda, kapitalist Amerika’nin bu devletçi uygulamasindan esinlenmistir.
Harvard Üniversitesi deyince bunlarin yaninda, elbette hemen akla yine Amerika’nin tarihindeki en önemli baskanlardan Kennedy gelir. O da bu okuldan mezundur. Sonra, eski baskanlardan baba Bush da buradan mezundur. Ne var ki, simdiki Baskan Bush da Harvard’dan mezun ise de, bugün gördüm ki, çogunlukla genç kusak Harvard’lilar onu kendilerinden saymak istemiyor.
Son yillarda bizde bir adet çikti. Kim ki, “basbakan” olmak istiyor, önce bir Amerika turu yapiyor. Bu isi ilk, rahmetli Özal baslatmisti. Seçimi kazanip basbakan oldugundan hemen sonra da ilk gezisini Amerika’ya yapmisti Turgut Bey. Bu açidan da Harvard Üniversitesi, o tarihten beri, bizim basbakanlari pohpohlamak için getirilip, “fahri doktora cüppesi” giydirilen üniversitelerin basinda geliyor! Özal’dan sonra Basbakan Tansu Çiller de buraya geldi ve cüppesini giydi! Tayyip Bey gelenegi sürdürdü. Önce basbakan olmadan Amerika’ya geldi. Sonra basbakan olarak da geldi ama, onu nedense Harvard’a getirmediler. Belki de muhafazakâr oldugu için, bunlar nazlanmis ve kibarca “reddetmis” olabilirler. Dedim ya, zaten Baskan Bush’u bile kendilerinden saymak istemiyorlar. O nedenle Bush’un çok yakin dostu diye, Tayyip Bey’e Harvard’lilar yüz vermemis olabilir!
Ne var ki, son geldiginde binlerce siradan okuldan birini bulup, Erdogan’a da fahri doktora verdiler! Geçen hafta türban konusunda YÖK ile sürdürdügü tartismada Basbakan, o vakif üniversitesinden örnek vererek, “Benim cüppe giydigim ABD’deki üniversitede ögrenciler istedikleri gibi giyiniyorlar, orasi da vakif üniversitesi, niye kamusal alan gerekçesi ile kimse engel çikarmiyor!” diyerek kendince vakif üniversitelerini “kamusal alan” degilmis gibi göstermek istemisti. Kulaktan dolma olunca “bilgi”, elbette iste böyle olur! Bir kere, Basbakanimizi götürdükleri o üniversite, zaten bizdeki ilahiyat benzeri ve yalniz dini mesleki konuda adam yetistiren bir okulmus. Ikincisi Amerika’da, “kamusal alan” deyince, devlet degil aslinda bizdeki gibi vakiflarin kurdugu kurumlar tarif ediliyor.
Her neyse, Harvard’a devam edelim; Bu üniversitenin bulundugu Boston, Amerika’nin Ingiltere’den bagimsizligini almak için ilk savasi baslattigi liman kenti. Ingiliz gemilerine yapilan top atislari ile baslayan savas sonunda George Washington’un galibiyeti ile bitti ve Amerika Birlesik Devletleri bu yolun sonunda kuruldu. Bu üniversite o tarihe dayaniyor. O nedenle Amerikan politikasinda hem birçok baskan yetistirmek, hem de çok önemli bilim dallarinda öncüler çikarmakla ünlü bir okul. Kasim seçiminde Demokratlarin Baskan Adayi olan John Kerry de Boston’lu. O nedenle olacak ki, 26 Temmuz’da Demokrat Parti’nin genel kongresi (konvansiyon) bu kentte yapilacak ve o toplantidan sonra Senatör Kerry resmen baskan adayi olacak.
Ben de, onun kazanmasini istiyorum. Tayyip Bey üzülmesin, Kerry baskan olursa, Türkiye için hem daha iyi olur hem de ABD-Türkiye iliskileri, ahbap-çavus iliskisinden çikar ve olmasi gereken dogru-dürüst, saygideger ve iki ülkeye de yakisir bir iliskiye döner. |