Iste bu sitedeki eski küçük marketi ve sahibi Cuma’yi seyrekte olsa ziyaret ederim. Geçen hafta gittim, tenha idi, parayi öderken kasanin yaninda üst üste duran kitaplar ilgimi çekti. “Son Imparatora Ögütler”i karistirdim. Birkaç satir okuyunca “Cuma, nerden buldun bu kitabi” dedim. Cuma benim bilgime, kültürüme, okurluguma yakistiramamis olacak ki;
- Abi sen Ali Hoca’yi tanimiyor musun? Diye sordu.
Kitabi aldiktan ve okumaya basladiktan bir süre sonra, ciddiye almadigim bu sözlerini animsadim ve kendi kendime Cuma’ya karsi mahcubiyetimi, yüzümün kizardigini hissettim.
Prof. Dr. Ali Demirsoy Hacettepe Üniversitesinde ögretim görevlisi. Sorusturdugumda Üniversite Genel Sekreteri, “O bizim üniversitemizin filozofudur” diye Ali hoca ile ögündü. Hocayi aradim ve kitabindaki o engin zenginligi ve derinligi içten takdirlerimle belirttigimde, çok sade ve mütevazi bir sesle tesekkür etti.
“Iyilik, bazi degerlerin toplumun bir bireyinden yada toplumun kendisinden yada bir kismindan yada toplumun geleceginden alinarak, bunu hakketmeyen birine yada bir kesimine bagislanmasinin adi olmamalidir. Iyilik kendi tasarrufunda olan; fakat dolaylida olsa baskalarinin çikar ve menfaatlerine halel getirmeyecek degerlerin, karsiliksiz olarak verilmesi yada kullanilmasi olmalidir. Bu, kisiye yönelik zaman olabilir, maddi bir deger olabilir, manevi bir destek olabilir.”
Kitabin çagdas kimligin ögeleri bölümünden bir paragraf.
Prof. Dr. Ali Demirsoy’un özgeçmisinde “Türk egitimine katkida bulunmayi amaçlamis yazar, bu çabalarinda güç veren ailesini (esi Düriye’yi ve ogullari Evren ve Doga’yi) 29.01.1994 tarihinde bir trafik katliaminda yitirmistir” yaziyor.
Prof. Dr. Ali Demirsoy kitabinin basinda sunlari yazmis.
“Dilek…
Bilgisizligin, cahilligin, aymazligin ve Ankara’nin yakininda dahi yeterli altyapiyi bugüne kadar hazirlayamadiklari için katliaminiza dolayli olarak zemin hazirlayan yeteneksiz yöneticilerin kurbani sevgili ailem, sevgili esim DÜRIYE, sevgili ogullarim EVREN ve DOGA, acinizi bir nebze unutmadan, içim alev alev yanarak, kavrularak, sevgili babam MEHMET SADIK DEMIRSOY’UN
-bu toplum yalniz bilimi ögrenmek ve içine sindirmekle basariya, mutlaka ulasacaktir; bunun için ugras vermez isen, sütümü emegimi haram ederim.
Içerikli vasiyetini yerine getirmeye çalisiyorum. Eger siz de yasasaydiniz, Siz de bu vasiyetle büyüyecektiniz. Simdi benim isim çok daha zorlasti; hem bu acilarla yasayip hem Siz’in yapmaniz gerekenlerin en az bir kismini,
-bu amaci bana kazandiran Babamin ve biraktiginiz mutlulugun izleriyle bana isik tutmaya devam eden benim canim Siz güzellerin huzur içinde uyumasi için
gücümün bittigi, nefesimin kesildigi ana kadar üstlenmem, gerçeklestirmem gerekiyor… Sabirsizlikla bekledigim, Siz’in manevi ruhunuzla bütünlesecegim, Siz’e manevi olarak kavusacagim ana kadar, hep sevginizden aldigim gücü, bundan böyle ‘çaresizlik içinde’, yalniz anilarinizdan almaya çalisacagim...”
Kazanin oldugu o yolda, 2004 yerel seçimlerden önce bitmesi planlanan Metro çalismasi devam ediyor. Sivrihisar’a kadar iki gidis – iki gelis olarak karayollari bu yolu 2 yil önce daha güvenli hale getirdi.
“Son Imparatora Ögütler” in 48. sayfasindan bir paragraf,
“Bir türlü açiklayamadigimiz, yok olmanin (ölümün) verdigi ürküntüyü bir nebze hafifleten ahiret isleri, dinin tekeline alinmistir. Dogrusuda budur. Dolayisiyla hangi bilimsel yöntem gelistirilirse gelistirilsin, canlilarda ve insan soyunda ölüm dedigimiz mekanizma sürdügü sürece, bir toplumdan dinin tüm ögelerini kaldiramazsiniz. Çünkü, bu durumlarda, insan soyunun, mantik ötesi de olsa, bilimsel herhangi bir açiklamaya dayanmasa da, yinede bir çesit teselliye gereksinimi vardi. Bu gereksinmeyi dini ögreti karsilar. O halde dini yönlendirmeyi bu sinirlar içine çekmek için gerekli düzenlemelerin tüm ülkelerce hemen yapilmasi; dinin toplumsal özel kimliklerin farklilasmasini keskinlestirici degil, hedef ve yöntem açisindan birlestirici rol oynamasinin saglanmasi gerekir. O halde dini ögreti de, örgün egitimde, devletin sorumlu oldugu konular arasindan çikarilmali; gelistirilmesine gerek duyanlar için, finansmanlari kendileri tarafindan karsilanmak üzere uygun ortam hazirlanmalidir.”
Umarim, kitabi mutlaka okuyun demekte ne kadar hakli oldugumu anlatabildim. Bakkal Cuma’ya bir kez daha tesekkür ediyorum.
|