|
Bu olumlu gelismelere bakarak, aralikta AB'den "müzakere tarihi" alinirsa Basbakan'in, bu ortami yeni bir seçim basarisina dönüstürmesi olasidir.
* Geçmiste, her sey bu kadar sansli gitmedigi halde Demirel'in de, Özal'in da ekonomik durumun göreceli olarak en iyi oldugu dönemlerde seçimleri öne aldiklari görülmüstür. Son Ecevit koalisyonunun, ekonomik açidan en kötü kosullarda erken seçim karari almasi gibi bir baska yanlis örnek Türkiye siyasal yasaminda yoktur.
* Iç ve dis çevreler, AKP'yi ve Tayyip Erdogan'i "o yanlis zamanlamanin" yarattigi düsüncesinde birlesmektedir. Basbakan'in firsatlari iyi degerlendirmesini bilen bir politikaci tipi çizdigi göz önüne alinirsa, haberlerdeki erken seçim olasiliklarinin yüksek oldugu söylenebilir.
Bu varsayimlarla, gelecek bir ya da bir buçuk yil içinde bir erken seçim olacagi varsayilarak, "seçim sonuçlari ile ilgili" bilgiçliklere göz atmak ilginç olabilir. Konuyu iyi bilen arastirmaci ve örnekleme deneyimi olan bildik kisilerin beklentilerinden su tablo ortaya çikmaktadir.
AKP yüzde 29-34
DYP yüzde 17-21
MHP yüzde 13-16
CHP yüzde 9-13
Burada ana belirgin çizgi, AKP'nin birinci parti olmayi ve Tayyip Erdogan'in da Basbakanligini sürdürecek olmasidir, ikinci önemli sonuç, dört partinin baraji asabilecegi ve DYP'nin ana muhalefet, CHP'nin de üçüncü veya dördüncü olmasi olasiligidir. Bu sonuçlar, seçimlerin bugünkü seçim yasasi ile yapilacagi ve var olan partilerin seçimlere katilacagi varsayimina dayanmaktadir. Partiler arasi olacak degisiklikler ve güç birlikleri ya da yeni kurulacak partiler bu tabloyu bastan asagi degistirebilir mi?
Bir degisiklik olup-olmayacagi sorusunu yanitlamak bugün için hem zor, hem de erkendir. Bazi eski ve is basindaki belediye baskanlarinin medyaya yansiyan gezilerine ve söylemlerine bakilirsa, "siyaset sahnemizin" bu yilin sonbaharinda yeni gelismelere gebe oldugu da söylenebilir. |
