Bu tablodan çikan basit gerçek: Köylünün ekonomik durumu iyi degil, köylü fakirlesiyor. Türkiye gibi ülkelerde, topraktan geçinenlerin durumu böyle olunca, esnafin, dar gelirli memurun ve isçinin durumu ayni. Yani onlarin da ekonomik durumu kötü gidiyor, onlar da fakirlesiyor demektir. Her sabah bilgiçlerin, meraklilarin ve yeniyetmelerin izledigi haber kanallarini açarsaniz, sunlari duyarsiniz: "Dün EURO üzerine oynayanlar bir milyarlarina 10 milyon kazandilar, DOLAR tutanlar, 14 milyon kazandilar, DEVLET TAHVILI alanlar bir milyarda 13 milyon lira kaybettiler, ya da ALTIN alanlar 11 milyon lira zarar ettiler."
"Standard & Poor's" gibi sözü çok geçen uluslararasi derecelendirme kuruluslari, elbette hiçbir zaman köylünün, isçinin yukaridaki rakamlarina bakmazlar. Onlar varsa yoksa para piyasalari, faiz rakamlari ve benzerleri ilgilendirir. Bunlara bakarak ülkeleri över veya kötülerler. Aslinda yabanci alacaklilarin "icra memurlugunu" yapan IMF de yukaridaki Türk halkinin gerçeklerine hiç mi hiç bakmaz. O da dövize bakarak alacaginin deger kaybina ugramamasini izler. Onlar için son günlerde dillerden düsmeyen "Dis Ticaret Açigi" çok önemlidir.
Hani hep tartisilir, "IMF bugday fiyatini, findik fiyatini, yas çayin fiyatini artirmiyor ya da isçinin ücreti sabit kalsin, memurun maasi artmasin diyor!" Nedeni: Aman borçlu devlet benim alacaklarimdan çalip da kendi köylüsüne, isçisine, memuruna vermesin diyedir!
Devletin bütçesinden IMF'in çalip kaçiracagi dedigi de iste o yine Türk halkinin ödedigi vergiler, mazot paralari, gübre bedelleridir. Hani yukarida görüldügü gibi durmadan her yil yapilan zamlarla maliyeti artan üreticinin, kullandigi hammaddeler -kullandigi akaryakit- yani üretim için zorunlu girdilere ödenen paralardir.
Genel olarak göstergelere göre, Türkiye ekonomisi sanki iyi gidiyor! Öyleyse niye köylünün, isçinin, memurun, esnafin ve hatta küçük sanayicinin dorumu kötülesiyor! Çünkü ekonomi bir dengedir, bir terazidir. Terazinin bir gözünden sürekli alirsaniz, teraziyi dengede tutmak yani öbür gözü doldurmak için karsiliginda bir baskalarindan almak zorundasinizdir. O birileri de herhalde sistemin sahipleri holdingler veya büyük finans çevreleri olamaz. Bugün dünyada gençlere okutulan ekonomi tarihi, zenginligin kaynaginin, sermayenin bedeli olan "kâr" oldugunu yazar. Günümüzde, dünyaya hâkim olan ekonomik sistemin adi da, iste bu nedenle "kapitalizmdir." |