|
1960’larda Amerika disinda hemen her ülkede özellikle yatirimlarin dagilimini ve ölçüsünü etkin ve verimli yapmak için uygulanan, Ekonomik Planlama konusunda, Ann Kruger o zamanlarin bilgili ve inanilir bir iktisatçisi idi. Devlet Planlama Teskilati (DPT) ilk kuruldugu yillarda (1961), Danisman sifati ile Avrupali Iktisatçilardan, özellikle Bilim Adami düzeyinde birçok isimler geldi, gitti. Ismet Inönü’nün Basbakan oldugu 1965’e kadar olan yillarda, Hollandali ünlü Iktisatçi Jan Tinbergen’in ilk Bes Yillik Kalkinma Plani çalismalarinda katkisi oldugu bilinir. Daha sonra Demirel’in Basbakan oldugu yillarda Sosyal Demokrat egilimli baska iktisatçilar da danisman olarak çalisma yaptilar. Bunlarin arasinda Israilli ve Hintli uzmanlarda vardi.
Ann Kruger 1960’in sonu ile 1970’lerin ilk yillarinda DPT’ye görevli olarak sik gelenlerdendir. Ancak o, digerlerinden farkli bir konumda idi. Türkiye ekonomisi “disa muhtaç” oldugu her dönemde, borç veren kapitalist ülkeler, alacaklarini “Takip” için hep bir uluslararasi kurumu kullanmislardir. Türkiye’nin kamusal kaynaklardan aldigi borçlari izlemek için, Ekonomik Kalkinma Örgütü (OECD) bünyesinde kurulan “Konsorsiyum”, o tür islevsel bir kuruldu. Iste bu Ann Kruger, bugün oldugu gibi o günlerde OECD’nin, bir anlamda batinin verdigi borçlarin avukati gibi iktisatçi, yani icra memuru idi.
Dün, Türkiye ekonomisi “mükemmel” derken, o Ann Kruger bence kendi görevinin geregini yapiyor! IMF bir anlamda, adi banka olmasa da gelismekte olan ülkelere, agirlikli olarak ABD’nin siyasal gerekçeleri ve karari ile mali destek veren bir kurulustur. Bunu yaparken destekledigi ülkenin ekonomisinin iyi gitmesi ve borçlarini ödeyebilmesi IMF için elbette çok önem tasir.
Ancak, bir ülkenin ekonomisinin neye göre “mükemmel” oldugu, çok tartismali bir konudur. IMF’nin alacaklarini istedigi program içinde geri aliyor olmasi, Ann Kruger için elbette en önemli göstergedir. Türkiye’ye böyle bakildiginda, isçisiyle, sanayicisiyle, çiftçisiyle, insan kaynagiyla, varini yogunu kullanip daha çok mal ve hizmet üretmeye çalistigini herkes görüyor. Ürettigi, yani elde ettigi gelirin önemli bölümünü de borç ödemeye ayiriyor. Bu ödenen yüklü borçlarin hangi kesimin üzerinden çiktigi IMF için, Ann Kruger için çok önemli degildir. Isçisi, memuru, emeklisi, küçük sanayicisi, esnafi yani asil üretimi artiranlar, elde edilen bu gelirin aslan payini IMF’ye ve sayisi belli zengin is adamina kaptiriyorsa, o Ann Kruger ona bakmaz, onun isi o degildir.
Türkiye milli gelirinin, kâgit üzerinde hizli artmasina, enflasyonun düsüyor olmasina ve bir yildir Irak pazarinin insan cani pahasina sagladiklarina benzer sonuçlara bakarak Türkiye ekonomisini mükemmel görmek, hem dogru hem de gerçekçi olmaz. Gelir dagilimi daha da bozulmakta ise, issizlik büyük boyutlarda ise, Birlesmis Milletlere göre; Türkiye’de 13 milyon insan günde 1 dolar ancak gelir elde edebiliyor ise, bir Türk Iktisatçisinin, ekonomimiz için “Mükemmel” demesi olanaksizdir.
Diyen iktisatçi varsa o, gerçeklerden çok, çagdas kapitalist sistemin, yeni adi ile küresellesmenin Ann Kruger gibi sözcülerinin rüzgarina kapilmis demektir! |
