Son yazisinda sunlari yazmisti sevgili Asena, ” Ben bunlari yazmaya çalisirken cerrahim Ali Çetin Sarioglu girdi içeri. Ameliyati Cuma gününe planliyormus. Heyecanlandim, kalbim kipir kipir atti. Hadi bakalim… Sizin bu yaziyi okudugunuzun ertesi günü ameliyat olacagim, bir süre daha eski yazilarimla idare etmek zorunda kalacaksiniz. Hadi bakalim… Bana iyilikler dileyin. Size sevgimi yolluyorum.”
Yillardir özellikle genç kusaklarin çok sevdikleri, bazilarinin örnek aldiklari bir aydin, bir yazar Duygu Asena. Asena kendi kendisini yaratmis bir düsünce ve duygu yumagidir. Çok satan kitap yazmak bence özel bir marifettir. Hele, Türkiye’mizde kitap okuma yetenegi, gelenegi ve düskünlügü iyi olmadigini düsünürsek; bir kitabi çok kisiye okutmanin ne demek oldugunu daha iyi anlariz. Üstelik kadin yazarlarin, agirlikli olarak kadin haklari ve kimligi, kadinin çagdas degerleri konularinda yazarak kendilerini çok okutabilmesini, biz erkekler hiçbir zaman anlayamadik! O nedenle saygin olmayan, dürüstlük disi yargilamalar, elestiriler yaparak, hem ayip hem de kabalik ediyoruz.
Duygu Asena, “Bir süre daha eski yazilarimla idare edin” demis, son yazisinda. Bende ona saygin bir gönderme olur diye herkesin her zaman bulamayacagi bazi bilgileri Petrol-Is Sendikasi’nin “Kadin” dergisinin son yazisindan size aktarmak istedim:
“2003 yilinda 850 bin kisi is bulmaktan umudunu keserek, is gücü taniminin disina çikmislar. Peki, bu is bulmaktan umudunu keserek is piyasasindan çekilen 850 bin kisinin kaçi kadin biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz degil mi? Biz rapora bakarak söyleyelim: 500 bini kadin…”
“IMF, bir biçimde is yasaminda yer alan kadinlara dört duvar arasini, eviçlerini gösteriyor. Içimizde ev kadinligini tercih edenler olabilir ama çalismak istedigi halde, ilk anda gözden çikarilabilecek emek statüsünde degerlendirmek kadinlari ikincilestirmekten baska anlam tasimiyor.”
“Çünkü özellikle Türkiye gibi kadinlarin is yasaminda kendilerine zar zor bir yer açabildigi ülkelerde, pek çok isveren ‘gece kadin çalisamaz’ anlayisina uygun biçimde davraniyor. Bu sartlar altinda gece çalismasinin kadinlar açisindan yasaklanmasi, zaten çok dar olan kadin istihdamini olumsuz yönde etkileyecektir.”
“Sendikalarda Kadin Yok. Arastirmaya göre, Türk-Is Genel Merkez Yönetimi ve bagli sendikalarda merkez yönetimlerinde kadinlarin sayisi yok denecek kadar az. Türk-Is’e bagli 35 Sendikada sadece 3 kadin sendikaci genel merkez yönetiminde yer aliyor. Arastirmada, kadin sendikacilarin alinan kararlarin uygulayicisi olmaktan öte geçemediklerine de isaret ediliyor.”
“Kapidan geçerken ‘Önden Buyurun’ terfi ederken ‘Hele Durun’ ”
Not: Ameliyat basarili olmus. Sevgili Asena, herkes çok sevinçli. |