Yazdırma tarihi : 15.01.2025

Ben Kerry’den yanayim

Tarih: 17.11.2004



“John Kerry kazanirsa dünya için daha iyi olacagina, dolayisiyla Türkiye içinde çok daha iyi olacagina inaniyorum.” 2 Kasim 2004— ABD’nin yakin siyasal tarihi, Cumhuriyetçi Parti ile Demokratlarin arasinda özellikle dis politika açisindan çok önemli farkliliklar göstermektedir.


 


Geriye dogru baktigimizda, eski Baskanlar Clinton ile Baba Bush, Carter ile Ford ve Kennedy ile Nixon arasinda ABD’nin hem Ortadogu ve Asya, hem de Güney Amerika iliskilerindeki politika degisikligi açikça görülmektedir.
Bugün dünyanin karsi karsiya oldugu terörün ve özellikle Afganistan ve Irak’la hizlanan ABD’nin savaskan tutumunun temelinde Arap-Israil sorunu yatmaktadir. Bin-Ladin daha dün, 11 Eylül’ün gerekçesi olarak Yahudilere olan düsmanliginin ve ABD’nin Israil’i desteklemesi oldugunu açikladi. Herkes biliyor ki, siyasal amaçli terör, Israil’e karsi Arafat’in El-Fetih’i ile dünya gündemine oturmustu.
Yine herkes biliyor ki Ingilizlerin, daha 1948’de Israil’in Kudüs’te Devlet kurmasi ile baslayan petrol bölgelerini kontrol etme amaci, bugün ABD’nin Afganistan’i ve Irak’i isgalindeki gerekçesi ile çakismaktadir. Ve asil, herkes biliyor ki, Israil-Filistin sorunu çözülmeden, ne Ortadogu’ya, ne de dünyaya kalici baris gelir!
Bizim bazi yazarlarimiz, bugün yapilmakta olan seçimler sonucu kim Baskan olursa olsun Türkiye ve Dünya açisindan, ABD’nin politikasinin degismeyecegini yazmaktalar. Ben bu yanilgiyi somutlastirmak için bilgiçlik(!) te olsa bazi bilgileri animsatmak istiyorum:
Araplarla-Israil arasinda ilk baris umutlarinin gözüktügü adimlar Demokrat Baskan Jimmy Carter ile atildi. Zirve öncesinde ABD Baskani Carter yaptigi bir açiklamada, “Camp David bulusmasi fiyasko olursa sorumlu benim” demisti. Müzakereler sonunda, önde gelen ajanslarin haber basligi söyle idi, “Anlasma ABD Baskani Jimmy Carter’in da aktif olarak katildigi I. Camp David zirvesi 17 Eylül 1978’de Israil ile Misir arasinda imzalanmistir.”
Uzun yillar süren Israil-Filistin sorunu, binlerce insanin öldügü çatismalar sonunda, bir kez daha Demokrat bir Baskan’in arabuluculugu ile II. Camp David zirvesine geldi. Israil Basbakani Ehud Barak ile Filistin Lideri Yaser Arafat, ABD Baskani Bill Clinton’un ugrasilari sonucu, 13 Eylül 2002’de II. Camp David’te bir araya geldiler.
Baskan Clinton, kisa süre önce “Baskanlik dönemim bir yil daha sürse idi, ABD de dünya da bugün yasanan savas ortaminda olmazdi, çünkü Filistin-Israil sorununu çözmüs olacaktik” diyebilmektedir.
Gerçektende, bugünkü Baskan Bush, Clinton’dan sonra Beyaz Saray’a gelir gelmez önemli bir karar degisikligi ilan etti. “Bundan böyle ABD’nin öncelikli konusu Amerikanin iç sorunlaridir. Özellikle Israil ve Filistinliler sorunlarini kendileri halletsinler” deyiverdi.
Avrupa’nin önde gelen dis politika uzmanlarinin çogu Islami Terör’ün, 11 Eylül 2001’de Newyork’tan baslayan ve adeta dünyayi kana bulayan cesaretinin, gerekçesinin Bush’un bu yanlis karari oldugunu çok yazdilar, söylediler. Ben de ayni yoruma katilanlardanim.
Demokratlarin Baskan adayi John Kerry en son konusmasinda Bush’tan en önemli ayriliginin “Irak Savasi” oldugunu açikça ilan etti. Bush ise ABD tarihinde hiçbir Baskan adayinin yapmadigi kadar milliyetçi ve dini duygulari kullanan bir propaganda izleyerek sandiga geldi.
Ben, bugün Bush kazanmasin istiyorum.
Yakin tarih gösteriyor ki, en basarisiz Demokrat Baskan olan Lyndon Jhonson bile, Bush gibi bir Cumhuriyetçi adaydan daha barissever, daha demokrat, daha sorumluydu. John Kerry kazanirsa dünya için daha iyi olacagina, dolayisiyla Türkiye içinde çok daha iyi olacagina inaniyorum.


Haber NO: 236

Kategori: NTVMSNBC