Yazdırma tarihi : 15.01.2025

‘Istikrar’ nedir ve kimin içindir?

Tarih: 25.12.2004


Baskanlik Sistemi, hep sag partilerce ve kendi iktidarlarinin sürmesi amaci ile ve hep iktidarda olduklari zaman gündeme getirilmistir.
 


29 Kasim 2004— “Yüzde 10’luk seçim baraji ancak ‘baskanlik sistemi’ne geçilmesi halinde düsürülebilir”. Bu sözleri söylerken Cemil Çiçek, yasal konu olmasi dolaysiyla Adalet Bakani gibi görevinin geregini yapiyor diye düsünülemez. Cemil Çiçek bir süredir AKP’nin belki de Basbakan kadar yetkili ve etkili bir yüzü olarak ve ayni zamanda Hükümet Sözcüsü oldugu için her sözünün Hükümet’i ve AKP’yi açikladigi ve bagladigi söylenebilir.

Dolayisiyla, bu sözlerinin ülkenin Anayasal ve siyasal yapisini degistirmeye dönük önemli bir tartisma yaratmasi gerekir. Cemil Çiçek aslindan diyor ki; “AKP Türkiye’nin uzun yillardir özlemini duydugu istikrari saglayan parti olmustur. Bu istikrar bugün oldugu gibi AKP tek basina karar alabilir oldugu sürece var olur. Gelecek dönemde AKP’nin tek basina iktidar olabilmesi de seçim sistemindeki yüzde 10 barajinin korunmasina baglidir”.
Saniyorum, Avrupa Birliginin (AB) 17 Aralik sonrasi baslarsa müzakere sürecinde bugün yüzde 10 olan seçilme barajinin yüzde 5’e düsürülmesi istegine karsi bu yorum, AKP’nin tutumunu gösteriyor. AKP’ye göre “istikrar” salt bir partinin tek basina iktidari ile özdestir! Bu anlayisin Türkçesi, yeniden koalisyonlar dönemine dönmemek için gerekiyorsa, ulasilmaya çalisilan Çagdas Demokratik Hedeflerden uzaklasilabilir!
Baskanlik Sistemi, 1970’lerden beri degisik çevrelerce ara ara gündeme getirilmistir. Üstelik bu çevreler, hep kendi iktidarlarinin sürmesi amaci ile ve iktidarda olduklari zaman bu istemi ortaya atmistir.
Oysa, basta bilim çevreleri olmak üzere kamuoyunda bu sistemin, Türkiye’nin siyasal ekonomik ve sosyal dokusuna aykiri olduguna dair ortak bir kani olusmustur. Cemil Çiçek’te iyi bir politikaci ve degerli bir hukukçu olarak bu gerçegi bilmektedir.
Öyleyse, bu tartismayi yeniden niye açiyor derseniz; var olmalarini saglayan yüzde 10 barajli 2002 seçimlerini animsamaniz yeterlidir. DYP ve MHP çok küçük oranda oy kayiplari ile Meclis disinda kalmislardi. Solda ve sagda yasanan bölünmüslük yüzünden toplam oyun yüzde 45’i Meclis’te temsil edilememisti. AKP aldigi yüzde 34 oyla Meclis’te üçte ikiyi asan sayida milletvekili elde etmisti. Dünyanin hiçbir demokratik ülkesinde azinlik oyla, Anayasa’yi istedigi gibi degistirebilir bir Meclis üstünlügü saglayan parti görülmemistir.
Agir bir ekonomik krizden çikmaya çalisan toplumun tepkisi sonucu ortaya çikan bu durumu, “istikrar saglandi, aman elden kaçirmayalim” diyerek savunmak, dogru degildir, hakli da degildir.
Cemil Çiçek’in sözünü ettigi “istikrar”, neyin istikraridir ve kimin içindir? Halkin, ekonomik ve sosyal durumunun iki yil öncesine oranla daha iyi olmadigi gün gibi açiktir. Belli is çevrelerinin disinda, bu istikrardan gerçek anlamda yararlanan kimse yoktur! Isçiler her gün yeni kayiplar yasamakta ve örgütlü is gücü yok olma tehlikesi ile karsi karsiyadir. Tarim kesiminde (kirsal alanda) hiçbir dönemde olmadigi kadar bir yikim ve kayip vardir. Esnaf, memur, emekli, yani sosyal açidan korunmaya muhtaç kesimler, sokaklara dökülmüs çaresizlik içindedir. Herkes, damagina bal çalinmis gibi AB’ye umut baglamis 17 Aralik’i bekliyor!
Anlasiliyor ki, Cemil Çiçek bu tabloyu en iyi görenlerden ve o nedenle gündemi degistirmeye çalisiyor. Yoksa, Antalya’da parti binasinda, sakiz olmus ve biraz da çürümüs olan “Baskanlik Sistemi” tartismasini ortaya atmayacak kadar deneyimlidir!


Haber NO: 249

Kategori: NTVMSNBC