|
|
Bu süreç sonunda, ister Avrupa üyesi olalim ister olmayalim, Türkiye onbes yil sonra uygarlikta Fransa’nin önüne geçebilir.
15 Aralik 2004— Soranlara, “18 Aralik sabahi tombaladan herkese bir lastik oyuncak çikacak” diyorum. Herkes eline verilen lastigi istedi yana çekip duracak. Öyle bir lastik ki, bizim Basbakan dahil, AB’deki politikacilarin tümü, kendi kamuoylarina o lastigin sayesinde “Bizim istedigimiz oldu” diyebilecekler. Çikacak karardan Ermeniler de memnun olacak, Rumlar da. Lastik hem de o kadar yumusak ki, çekenin elinden gitmeden bir baskasinin aklindan uzayip sakiz gibi sonunda eriyecek.
|
|
On bes yil sürecek müzakerelerin, 1963’den beri Türkiye ile Avrupa arasinda olanlarin benzeri olacagini simdiden söyleyebilirim. Arada lastik kopacak, karsilikli suçlamalara varan gerginlikler yasanacak. Arada isitilacak ayni lastik oyuncak, yine isteyenin istedigi yana çektigi ve ayni anda iki ucuna da tat veren, bir oyun olmayi sürdürecek.
Elbette bu müzakerelerin taraflari durmadan degisecek. Türkiye’de 1963’de Ismet Inönü ile baslayan, Turgut Özal’in uzun ince dedigi bu yoldan, daha çook Tayyip Erdogan’lar geçecek. Avrupa’da da Chirac’lar, Shröder’ler unutulup gidecek.
Arada, lastik renk ve marka degistirecek. Bazen oyuncak olmaktan çikip gelisme, gerçek olacak. Sonunda Türkiye istedigi, hedefledigi “çagdas uygarlik düzeyini” mutlaka yakalayacak.
Ancak, Türkiye’de hiç kimse son on yilda AB’nin zorlamalari diye yaptiklarimizin önemini ve degerini unutmamalidir. Çünkü, bugünlerde yasanan telasta, herkesin geçmisi unutup sanki gelinen asamanin Tayyip Bey’in üstün gayretine bagli oldugu sanisini yasadigini görüyorum! Oysa genç kusaklar, bugün gelinen ve Avrupa’yi korkutan ekonomik ve sosyal kalkinmislik düzeyimizin nerede ise bir yüzyillik savasimdan geldigini görmeleri gerekir.
Bu süreç sonunda, ister Avrupa üyesi olalim ister olmayalim, Türkiye onbes yil sonra uygarlikta Fransa’nin önüne geçebilir; ben iyimserim. Yakin dostum ve meslektasim bir Fransiz’in korkusu da, bu zaten!
|