Yazdırma tarihi : 24.01.2025

Baykal’in tutumu ve Avrupali sosyal demokratlar

Tarih: 25.12.2004


“Avrupa Parlamentosu, AB’nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini vakit geçirmeden baslatmasini öneren karar tasarisini 262’ye karsi 407 oyla kabul etti.” 407 oyun çogunlugu ileri solculardan ve sosyal demokratlardan olusuyor. Haftalardir sagci ve muhafazakâr üyelerin sürdürdügü Türkiye karsitliginin, hem de gizli oylamada böyle bir yenilgiye ugrayacagini çogunluk beklemiyordu.
 


Bu sonuca en çok kendilerini “Muhafazakâr Demokrat” diye tanimlayan bizim AKP’liler sevindi. Bir sosyal demokrat olarak bende, iyi tanidigim ve saygi duydugum Deniz Baykal’in çesitli çekinceler belirterek, Basbakan ile bugün Brüksel’de olmamasinin buruklugunu yasiyorum. Böyle bir çeliskiyi açiklamak ve anlamak konusunda, CHP Genel Baskaninin kendisinin bile zorluk içinde oldugunu görür gibiyim.
1995 seçimlerinden sonra Baykal’in sürdürdügü politika genel olarak degerlendirildiginde, temel ilkesinin rakiplerine karsi her kosulda “Muhalefet ” etmek oldugu görülür. Bu yüzden, 1997’de Temel egitim konusunda takindigi yapici tavir disinda, Halkin çogunlugunda CHP’nin hemen her konuda engelleyici bir Parti oldugu izlenimi yerlesti. Mesut Yilmaz’in ve 1999’dan sonra Ecevit’in Basbakani olduklari koalisyon hükümetine karsi sürdürdügü politikada Baykal’i, kamuoyunda yapici olmaktan çok sürekli olumsuz tavir sergileyen bir politikaci olarak simgelestirdi.
1995’den sonra Baykal, benim bildigim en az üç kez Hükümette yer alma önerisini geri çevirdi. O zamanlardaki beklentisi de, muhalefette kalarak yipranacaklarina kesin gözle baktigi Yilmaz’in ve Ecevit’in arkasindan CHP’nin daha çok oy alacagi idi. Gerçektende onlar yiprandi, hatta tasfiye oldular, ancak sonuç Baykal’i degil, toplam oyun üçte biri ile anayasayi bile degistirebilir güçte, Tayyip Erdogan’i Basbakan yapti.
Politikaci, ülkesinin sorunlari için çözüm yaratirsa basarili olur ve sayginlik kazanir. Türkiye’de, Avrupali olmayi amaç edinen ve hedefleyen ilk parti CHP’dir. Baslangiç sayilan 1963’teki Avrupa Ekonomik Toplulugu ile anlasmayi CHP Genel Baskani Ismet Inönü imzalamistir. Daha sonra, çok tartisilan Gümrük Birligi anlasmasini 1995’te Basbakan Yardimcisi olarak Deniz Baykal imzalamistir.
Dün, CHP Milletvekili Kemal Dervis, “kosulsuz ve tam üyelik yolunda müzakere tarihi verilmesinden çok, çarsamba günü Avrupa Parlamentosundaki oylamada büyük çogunlukla üyelerin, ellerinde Türk Bayraklari ile her dilden ‘evet’ demeleri, Türkiye için çok daha degerli ve tarihi bir olaydir” dedi.
Ben inaniyorum ki, katildigim bu düsüncenin asil sahibi, CHP’dir. Yine dogrusu oydu ki, bugün AB ile iliskiler Kibris yüzünden kopsa bile, Avrupa Parlamentosundaki Sosyal Demokratlarin bu coskulu ve çogunluk kararinin Türkiye’deki asil muhatabi Tayyip Erdogan degil, Muhalefette de olsa Baykal olmaliydi.
Elbette yanlislik onlarda degil, bugün kendi partisinin içinde bile, yogun sekilde tartisilan Baykal’dir.


Haber NO: 257

Kategori: NTVMSNBC