1974 Kibris Baris Harekâtindan sonra Cenevre’de taraflar masaya oturdugunda, Ecevit Hükümetinin Disisleri Bakani Turan Günes’in yaninda Türkiye’yi temsil eden heyetin içinde ikinci adam olarak ta Haluk Hoca vardi.
O günden buyana dis politika konularinda ve elbette öncelikle Kibris’la ilgili söyledikleri ve yazdiklari, hem yurtiçinde hem de disarida özenle ve ilgi ile izlenir. Bana göre son otuz yilda beklentileri ve önerileri çok büyük oranda dogru çikan ve dinlenmesi gereken ilk dis politika uzmanimiz odur.
Prof. Oguz Oyan, Ecevit’in son hükümeti sirasinda Taris Genel Müdürlügü yapmisti. 2002 seçim öncesi CHP’nin katildigim arastirma toplantilarinda yakindan tanima firsatim oldu. Tarim Ekonomisi basta, ekonomik ve mali konularda uzmanlik düzeyinde degerli bir politikaci. Baykal’in istegi ile CHP’den Milletvekili olarak girdigi mecliste bir süre Grup Baskan Vekilligi yapti ve halen CHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi.
Avrupa Birligi (AB) ile ilgili ve özellikle 17 Aralik kararlari üzerinde, iktidar ve muhalefet partilerinin sözcüleri ve yüzlerce bilim adami, diplomat, yazar günlerdir yorum yapiyor. Müzakerelerin kilitlendigi ve otel odasinda Chirac, Blair ve Shröder’in çözümledigi “Kibris”, 17 Aralik kararlarinin tartisilmaya devam edilen baslica konusu oldu.
24 Aralik 2004 günkü Dünya Gazetesindeki yazisinda Prof. Haluk Ülman sunlari yazmis; “Bana sorarsaniz ben, Brüksel’de olup bitenlere bakarak ve de yanilma payini sakli tutarak, Kibris sorununun 2005 Ekim’ine kadar, üstelik Türkiye’nin ve Kibris Türkleri’nin istemlerine olabildigince uygun bir biçimde çözümlenecegini düsünüyorum. Türkiye için AB kapilarinin anahtarlarini ellerinde tutan Güney Kibris ya da Yunanistan degil, AB’nin patronlaridir. Güney Kibris’ti, Yunanistan’di, siz bunlari bir kalemde geçin”.
Ayni tarihteki, ayni gazetede ve ayni konuda Prof. Oguz Oyan’in yazdiklari ise söyle; “17 Aralik’ta Brüksel’de Türkiye’nin kabul ettigi müzakere süreci, açik uçludur, yani süresi niteligi belirsizdir. Müzakerelerin baslangici için verilen tarih Kibris sartina bagli kalmistir. Kibris’ta Çözüm için inisiyatif ise Güney Kibris’in elindedir”.
Haluk Ülman mecliste olmasa da CHP’nin temel politikalarini bilmek ve Türkiye açisindan önemini benimseyerek yorumlamak konusunda bence önde gelen bir CHP’lidir. Kamuoyunda CHP’nin tarihsel görevini temsil etmek anlaminda Oguz Oyan’dan çok daha etkilidir. Baykal’in da, Haluk Ülman’in özellikle dis politika konularindaki düsüncelerine deger verdigini ve çok önemsedigini biliyorum.
1999’dan sonra CHP’nin toplumdaki tartismali fotografinin arkasindaki gerçegi görmek bakimindan bu saptamalarin, önemli olduguna inaniyorum. 1963’de CHP Genel Baskani Ismet Inönü’nün imzasi ile baslayan Türkiye’nin Avrupa serüveninde, CHP’nin bugün görünen yanlis konumunun nedenlerini, bu tartismali tablo çok açik ortaya koyuyor.
Kurucusu oldugu, Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyetinin “Çagdas uygarlik düzeyine” ulasmasi için Avrupa yolculugunun ne denli önemli oldugunu kurumsal olarak en iyi bilen parti, CHP’yi bu duruma koyanlar, umarim geç olmadan gerçegi görürler! |