|
CHP Kurultayi'nda genç gazeteci, deneyimli yazar Cengiz Çandar'a soruyor: "Baykal bu kurultayi da kazanirsa elestirilen yakin çevresini ve muhalefet politikasini degistirir mi?" Çandar'in yaniti, "Kirk yillik Kani, hiç olur mu Yani" oldu. Kurultay'dan bir gün önceydi, sosyal demokrat görüslü ünlü bir bilim adami sormustu: "Ilk kez Baykal'in böyle komplo teorilerinden söz ettigini görüyorum, gerçekten kendisi de inaniyor mu?" Kendi düsüncemi söylemektense, partideki muhalif bir milletvekilinin bir gün önce söyledigini ona aktardim, bilim adami da olan o milletvekili, "Sarigül'ün karsisinda kaybetme korkusuna kapildi, o nedenle her seyi yapacak, her seyi söyleyecek" demisti.
|
Oysa, benim tanidigim Baykal'in yasaminda "gerçegin" disinda hiçbir konu anlam tasimamisti. Dahasi, tanidigim Baykal, özellikle kendini savunmak endisesiyle degersiz kisileri ve olaylari asla aklindan geçirmez ve adlarini agzina almazdi.
Kendisi de inanmiyordu Kurultay'a giden günlerde, Baykal'in CHP'ye yakin medyaya nerede ise savas açtigi görülüyordu. Son olarak da bir gazetenin yaptigi anketin sonuçlari Baykal'in medya ile tam bir kisisel hesaplasma karari almasina neden oldu. Aslinda Baykal'in agir denecek söylemlerinin özünde bir tek konu vardi, "Amerika'nin Ortadogu'daki emellerini gerçeklestirmek için önünde engel olarak gördügü CHP'yi, özellikle de Baykal'i saf disi etme politikasi!" Baykal'in 'küçük nutkunda', ileri sürdügü "CHP'yi isgal etmeye ugrasan bu saldirinin asil nedeni partinin hizli bir yükselis göstermesidir" sözlerine, kendisinin de inanmadigi gözlerinden okunuyordu.
Baykal'a göre ABD, AKP'yi daha iktidara gelmeden önce zaten etkisi altina almisti. Tayyip Erdogan Basbakan olduktan sonra da, isbirlikçi çevreler ve bir kisim medya hükümete yaranmak için Baykal'a karsi adeta cephe olusturmuslardi! Bu cepheye, CHP içinden de katilanlar olduguna, basta kurultay delegeleri olmak üzere partilileri inandirmak için Baykal, kurultayda kirk yillik üstün konusma yeteneginin tümünü ortaya koydu!
Kurultayin en önemli sonucu Sandiktan çikan oy dagilimina bakildiginda, Baykal'a yakin milletvekilleri ve diger dogal delegeler disindaki kongreden seçilmis asil delegelerin çogunlugunun bu sözlere inanmadigi görüldü. Çünkü 500'e yakin oy, asla Sarigül'e degil, Baykal'a karsi verilmis oylardir.
Simdi artik Baykal, Sarigül'ü partiden atmak zorundadir. Çünkü kurultayi, satildigini ileri sürdügü eski Yüksek Disiplin Kurulu'nun yerine yenisini seçtirip, Sarigül'ü partiden atmak için çagirdigini kendisi kurultayda açiklamistir. Saniyorum, Sarigül'ü destekleyen 15 milletvekilini, "uslu oturmalari" kosulu ile partiden atmayacaktir.
Bu kurultayin en önemli sonucu, Baykal'in kendisi ile ilgili sözleridir. CHP'nin siyasal yasamimiz için degerini ve önemini bilen herkese, "Günü geldiginde, çekilecegim ve piril piril bir genç arkadasimi Genel Baskan olarak yanima alip Anadolu'yu köy köy dolasacagim" diyen Baykal, bir "söz verdi." Ne zaman? Herhalde ilk genel seçimden önce ise bu özveri saygidegerdir. YOKSA! |