Yazdırma tarihi : 16.01.2025

"24" degil, belki "40"tir (26/02/2005)

Tarih: 12.03.2005 15:29:14


Bir vakfin yaptigi son arastirmaya göre Türkiye'de gelir dagilimindaki uçurum bir yil öncesine göre daha da derinlesmis. Toplam nüfusun yüzde 5'ine giren en zengin dilimin aldigi gelir, yüzde 5'lik en alt dilimin gelirinin tam 24 katina çikmis. Iki yil önce bu oran 22 kati dolayindaymis.
 


Aslinda bizim ülkede bu rakamlar dogru saptanamaz. Akçali konularda kayit disi olgusu büyük oldugu için dogru bilgi almak çok zordur. Dolayisiyla gelir, gider, kâr, zarar gibi bilgiler çogunlukla yaklasik hesaplanabilir. O yüzden sonuçlar yayinlanirken bilgilerin altinda yüzde 5 hata payi olacagi not edilir.

Küresellesmenin dünyaya egemen olmasiyla birlikte, ülkeler arasindaki gelir bölüsümü, 1990 öncesine göre çok büyük oranlarda bozuldu, adaletsizlesti ve uçurum derinlesti. Dünya Bankasi'nin bilgilerine göre bir buçuk milyar insan, günde 1 dolar düzeyinde gelirle açlik sinirinin çok altinda yasiyor. Gelismis zengin ülkelerle diger dünya ülkeleri arasindaki bu farka karsin, son 15 yildir zengin olmayan diger ülkelerin kendi içinde gelir dagiliminin düzelmeye basladigi görülmektedir.

Oysa, disa açildigi 1990'lardan sonra Türkiye'de gelir dagilimi, hiçbir ülkede olmadigi kadar hizla bozuldu. Bugün dünyada alt gelir grubu ile üst gelir grubu arasinda, böyle 20-25 kat fark olan hemen hiçbir ülke kalmamistir. Aylik asgari ücretin 350 YTL oldugu bu ülkede, her mahallede türeyen büyük magazalarda, "fosforlu marka" diye bir adet cekete o parayi verebilenleri kuyrukta görmek adet oldu.

Bir lokma, bir hirka
Diktatörlerin, krallarin, seyhlerin ve asiretlerin egemen oldugu çevremizdeki çogu Müslüman ülkede halkin geliri zaten bir lokma-bir hirka düzeyindedir. O ülkelerde gelir dagilimi arastirmasi gibi seyler yapilmaz, yapilsa da düzmecedir. Türkiye ile karsilastirmak için Edirne'den batiya dogru bakildiginda ise örnegin Yunanistan, Bulgaristan dahil Avrupa'nin hiçbir ülkesinde, en üst gelir dilimi ile en alt dilim arasindaki farkin iki rakamli oldugu ülke bulunamaz.

Yine Dünya Bankasi'nin bilgilerine göre, Güney Amerika'da iki ülke hariç bu fark, diger 21 ülkede iki haneli degildir. Nelson Mandela'dan önce Güney Afrika'da beyazlarla siyahlar arasindaki gelir dagilimi, bugün bizdeki uçurum kadar adaletsizdi. Simdilerde Güney Afrika'da bile en üst gelir dilimi ile en alt dilim arasindaki farkin, 10'lara düstügü ve diger Afrika ülkelerinde ise 1 ile 3 katlarda oldugu biliniyor.

Sözünü ettigim vakfin arastirmasinda verilen bilgilerle bu gerçekler birlikte artisildiginda, Türkiye'de genis halk kesiminin, son iki yilda istatistiklerde görülen ekonomik gelismeden pay alamadigi ortaya çikar.

Salt milli gelirin artmasi bir ülkenin gelismislik düzeyini göstermez. O gelirin hakça paylasilamamasi ve üstelik gittikçe daha haksiz paylasilmasi, büyük çogunlugun yasaminin gerilediginin göstergesidir.

Basbakan istedigi kadar temel atsin, kurdele kessin, insanimiz is-as konusunda daha çaresiz, daha mutsuz! Devlet Istatistik Enstitüsü mutluluk anketi yaparak politikacilara yaranmayi birakip, ülkenin asil sorunlari olan gelir dagilimi ve issizlik konularindaki gerçekleri ortaya çikarmalidir.

Bilimsel ve özerk bir kamu kurulusunun eskiye oranla "partizanliga" daha fazla bulasmasi, belki de en zenginle en yoksulun arasindaki gelir farkinin degil 24 kat, 40'lara çiktiginin isaretidir.


Haber NO: 289

Kategori: Vatan Gazetesi