Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Uruguay'dan Türkiye'ye (05/03/2005)

Tarih: 12.03.2005 15:29:54


Uruguay'da Devlet Baskanligi seçimini ilk kez oylarin yüzde 50'sinden çogunu alan solcu Tabare Vazquez kazandi. Sili'de 1973'te sosyalist Allende'ye karsi askeri darbe ile baslayan Güney Amerika'daki ABD yanlisi fasist yönetimler arka arkaya kaybolup gidiyor. Nestor Kirchner Arjantin'de, Luiz Inacio Lula da Silva Brezilya'da, Ricardo Lagos Sili'de ve Hugo Chavez Venezüela'da, sol yaftali iktidarlarini sürdürüyorlar. Venezüela'dan Chavez, Tabare Vazquez'in basarisi için "Uruguay'daki bu sonuç ile yeni bir dünya, yeni bir Latin Amerika ve yeni bir Güney Amerika'yi yaratma yolunda bir adim daha atilmistir" diyor.
 


Uluslararasi yorumlara göre, digerleri ile birlikte Uruguay'daki bu sonuçlarin asil nedeni Güney Amerika'da son yirmi yildir yasanan ekonomik sorunlardir. Arjantin ve Brezilya basta tüm kitada ekonomik durgunluk yayginlasmis ve issizlik büyük boyutlara ulasmisti. IMF'nin önemleri Arjantin gibi Uruguay'i da borç batagina, gelirlerin düsmesine ve yoksullugun artisina götürdü.

ABD'nin, II. Dünya Savasi sonrasi sosyalizmin dünyadaki yükselisine karsi, diktatör isbirlikçileri ile elinin altinda tutmaya çalistigi Güney Amerika, (Latin Amerika) artik agirlikli sol politikalarin egemen oldugu bir yeni döneme girdi denebilir. Avrupa'da benzer yönde daha önceleri Ispanya'da, Portekiz'de ve son olarak Ukrayna'da sosyal demokrat egilimli partiler seçimleri kazandilar. Ancak, iki dönemdir Almanya'da iktidarda olan Sosyal Demokratlarin (Basbakan Schröder'in) gelecek seçimi kazanmasinin olanaksiz oldugu gözleniyor. Son veriler, Almanya'da issizlik oraninin II. Dünya Savasi'ndan beri en yüksek düzeye çiktigini gösteriyor. Ekonomik sorunlari çözemedikleri için Italya'da ve Yunanistan'da da daha önce sol partiler seçimleri kaybetmisti.

Bu gelismeler bir arada irdelendiginde, hem Güney Amerika hem Avrupa'deki degisimlerin altinda siyasal dogrultu ayrisimindan çok, artan ekonomik sorunlarin yattigi gerçegi ortaya çikar. Denebilir ki, demokrasiler gelistikçe halk seçimlerde oyunu büyük oranda ekonomik nedenlere bagli kullaniyor.

Türkiye'de 2002 seçimlerinde, demokratik sol Ecevit'in yenilgisi de bu saptamayi dogrulamaktadir. O nedenle, AKP'nin iki yildir Avrupa Birligi basta, bazi alanlarda basari sagladigini varsaysak bile, emegi ile geçinen büyük çogunlugun as-is konusunda Tayyip Erdogan'dan bekledigini bulamadigi çok açik.

Gelir dagilimi ülke tarihindeki en büyük uçurumu yasiyor. Hazine Bakani geçenlerde, "en önemli sorun issizliktir" diyerek, somut gerçegi açiklamak zorunda kalmistir. Esnaf ve küçük sanayi yok olmustur. Orta ölçekli sanayicilerin yani Anadolu kaplanlarinin sesi kesilmistir. Bu ortam, bizde de ilk seçimde AKP'nin karsisinda bir yeni partinin kazanma olasiliginin yüksek oldugunu göstermektedir.

Ancak kamuoyundaki yorum ve izlenimler bu partinin halen TBMM'de ana muhalefet olan sosyal demokrat CHP'nin olamayacagini gösteriyor. Çünkü, 15 yildir Genel Baskanlik savasimindan kurtulup, CHP'nin halkin as-is sorunlari ile ilgilenmedigi inanci, halka mal olmus durumdadir.

Yilda iki kez olaganüstü kurultay toplayan ve her kurultayinda "eskimis yüzlerin kendi koltuk kavgasinin yasandigi" bu partiden, kimse ülke sorunlarini çözecek bir degisim beklemiyor. O nedenle, "partilerden ayrilmalar" ve "yeni olusum" çalismalari, ülke gündeminin en önemli konusu olmustur. Ve Türkiye AKP'nin karsisinda yeni bir seçenek arayisi içindedir.


Haber NO: 290

Kategori: Vatan Gazetesi