Evdeci Selahattin Pasa! Aganin, çiftliginde irgatlarin basina koydugu ve cani isteyince köye geldiginde özel hizmetine de kosturdugu kisiye "evdeci" denirmis. Bugün artik evdeciler hem eski isini hem de aganin düdügünü çalan hizmetkârligini yapiyor. Elbette bu görev kolay degil. Yaz sicaginda ter döken onlarca erkegi kadini, çolugu çocugu yedireceksin, içireceksin ve daha önemlisi sagda-solda asik atan aganin kasasini dolduracaksin.
Bu evdecilerden biri olan Selahattin, bir gün irgatlar tarlada, kendisi çiftlikte yalnizken sivil giyimli bir albay agayi ziyarete gelir. Daha önce görmedigi bu kisiye evdeci, "nereden belli senin albay oldugun, ya uzatmali çavussan" der, yüz vermez. Birkaç gün sonra forsu açik makam arabasi ile albay tekrar gelir. Bu kez evdeci kosarak içerdekinin kim olduguna bile bakmadan selam durup "Buyurun komutanim" der. Albay bu ince zekâli evdeciyi çok sever. Çünkü Selahattin sicak ve sevecen bir evdecidir.
Bir gün aga oglunu direksiyona oturtur, otomobiline karpuz-kavun doldurtur ve evdeciye "gidin bunlari albaya verin" der. Nizamiyeye geldiklerinde ogul arabasindan iner ve nöbetçilere yaklasir. Süklüm püklüm geri gelir. Evdeci arabanin arka saginda, boynunda kravat, basinda fötr sapka oturmaktadir, durumu ögrenince aganin ogluna "git o nöbetçiye, pasa seni çagiriyor de" der. Daha aradan iki saniye geçmeden gelen çavusa, cami açarak "asker, git komutanina, Selahattin Pasa geldi de" der. Çavus "bas üstüne komutanim" diyerek kosar. Birkaç dakika sonra kapilar açilir, siren sesleri ile eskort gelir, Selahattin Pasa'nin arabasinin önüne düser ve karargâha giderler.
Olgun ve yurttas sevgisi dolu albay tören kitasi ile birlikte pasayi(!) karsilar. Selahattin Pasa iner, kitanin önünde durur ve askeri selamlar "Nasilsiniz," "Sagol!" "Siz de sagolun..." Albay, yaninda evdeci, komutanlik odasina girer, aganin oglu içeri alinmaz. Emirler verilir, evdecinin karni doyurulur ve yine gelisindeki gibi Selahattin Pasa olarak ugurlanir. Nizamiyeden çikar çikmaz evdeci Selahattin, aganin ogluna "Çabuk gaza bas yoksa ben kendimi kaybedecegim" diyerek kravati, sapkayi firlatir atar.
Bir de seçmeyi bilse... Bana bunlari, asgari ücretle degil bogaz tokluguna hizmetkârlik yapan evdeci Selahattin, isildayan gözleri ile ve büyük bir ciddiyetle kendisi anlatti. Çünkü o, fikra anlatmiyor, kendisinin albay tarafindan adam yerine konulusunun gururunu yasiyordu.
Aziz Nesin bir yazisinda, "Halkimiz saftir, yüzde 70'inin akli kittir" demisti ve bu söz yüzünden çok agir elestirilmisti. Açik söyleyeyim, kimi zaman çevremde olanlari okuyup gördükçe Aziz Nesin'e hak vermeyi aklimdan geçirdigim olmustur. Ancak, ben evdeci Selahattin'i iki aksam nerede ise hiç uyumadan dinlerken, Aziz Nesin'den daha çok, aklima Mustafa Kemal'in sözü geldi "Türk Milleti Zekidir, Türk Milleti Çaliskandir."
Bir de kendinden yana olani seçmeyi ve hakkini almayi bilse... |