|
Bu hükümetin egitimden sorumlu bakani, dini siyasete alet etme konusunda hiç ders almamis gözüküyor. Daha önceki sagci hükümetlerin hiçbir bakaninda görülmedik kadar partizanca yürüttügü YÖK'e karsi savasim, bunu çok açik belgeliyor. Bakan'in geçen hafta laiklik konusunda duyarli çevrelere verdigi gözdaginin altinda, meslek liseleri sorunu kesinlikle yok. Görülen o ki, sonradan katildigi milli görüsçü siyaset arenasinin radikal tabanina yaranma hesabi, bazilarini sanki tutsak almis. Bu gibilerinin görünürde olmasa da Basbakan'i bile rahatsiz ettigi sanisini tasiyorum. Bu nedenle, daha önce yazdigim bir olayi yinelemek istedim.
|
Ismet Inönü diyor ki: "Celal Bey'in dini siyasete alet edebilecegini düsünemedim." Pasa'nin bu sözünü, unutulmus, kapanmis bohçalari açmak için degil, önemi daha da artan bir ilkesini açmak amaci ile yaziyorum. Inönü ilkesini kendi sözleri ile söyle açikliyor: "Geçmisle hiç hesaplasmam, pismanligi ilkellik sayarim. Ancak, geçmisten mutlaka ders alirim, aldigim dersleri de katiyen unutmam." Bu sözlerin, özellikle devlet yönetimindeki kisilerin kulaginda küpe olmasi gerektigini düsünerek yasanmis olaya geçiyorum:
CHP, 14 Mayis 1950'de Demokrat Parti (DP) karsisinda seçimi kaybederek iktidardan uzaklasti. 14 Mayis 1950 yenilgisi, CHP'nin önde gelen kadrolarinda tam anlami ile bir panik yaratti. Pasa partiyi yeniden toparlamak için muhalefet lideri olarak mecliste ve Anadolu'da çalismalarini hizlandirdi. Kasabalara kadar dolasarak laik demokratik cumhuriyet rejiminin aksamadan gelismesi yönünde siyasal konusmalar yapmaya basladi. Su olay, arastirmaci bir arkadasimin yazmakta oldugu kitapta anlatiliyor. Yazar, olayi Ismet Pasa ile dogrudan konusan kisiden dinlemis ve daha önce baska bir belgede yer almadigini söylüyor.
Pasa, Bayar'a üç soru sorar * Partiyi toparlama çalismalari sirasinda Pasa, gittigi Rize'de "nutuk verdikten" sonra, o aksam orada kalmasi gerekir. O tarihte Rize'de, Pasa'nin kalabilecegi bir otel yoktur. Dogal olarak hali vakti yerinde bir CHP'li aile olan Akmehmetler'den Saban Efendi'nin evinde kalir. Aksam yemek sonrasi sohbetin orta yerinde, evin genç üniversiteli damadi Ali Tufanoglu, Menderes hükümetinin laik cumhuriyet ilkelerinden verdigi ödünleri siralayarak Inönü'ye "Pasam nasil ettiniz de düsünmediniz bu olanlari" diye sorar. Pasa, "Çok düsündüm, her seyi teferruati ile tahmin etmek için çok düsündüm. Sadece, Celal Bey'in dini siyasete alet edecegini düsünemedim" der.
***
Simdi baska kitaplarda yer almis ve bilinen bir önemli belgeye bakalim: DP, CHP'nin içinden çikmistir. Kurulus nizamnamesi (parti tüzügü) hazirlandiktan sonra Genel Baskan Celal Bayar, Ismet Pasa'ya gösterip, onayini almak için köske çikar. Pasa Bayar'a üç soru sorar: "Burada, itikat-i diniyeye riayetkar olunacaktir, maddesi var mi?" Celal Bey yanitlar: "Hayir." Pasa sorar: "Bizim getirdigimiz ilk mektep tedrisatinda bir degisiklige gidecek misiniz?" Bayar, "Hayir" der. Inönü'nün son sorusu, "Uyguladigimiz dis siyaset esaslarinda bir degisiklik yapacak misiniz?" Celal Bayar'in yaniti: "Hayir"dir. Ve Cumhurbaskani Ismet Inönü DP'nin tüzügünü onaylar.
Bunlari yinelerken, Rizeli oldugu için belki yurttas Tayip Erdogan'i bir kat daha etkileyecegini düsündüm. O nedenle de Basbakan Tayyip Erdogan'in, Ikinci Adam Ismet Inönü'nün Rize'de anlattiklarini, (geçen hafta yabanci sermaye konusunda yaptigi gibi) Egitim Bakani basta, bazilarinin ders almasi için Bakanlar Kurulu'nda anlatacagini umut ediyorum! |