Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Kardak kayaliklarinin karsisi

Tarih: 18.08.2005 17:43:53


Bu yaz, Bodrum'dan daha çok Turgutreis TV'lerin gözdesi oldu. Yeni marinadan, Gümüslük'e kadar uzanan o esintili kumsalda, güzelligini ve sanatini (!) sergilemeyen 'artizimiz' kalmadi. Yarimadanin gerisine ilgi daha az, Tatlises'in Asos'u ancak IBO sovla geceleri dolabiliyor. Yalniz bizimkiler degil, sonradan görme eski komünistlerin yeni kabak çiçekleri de Fransiz Rivierasi'na, Florida plajlarina gitmeden önce buralarda pazara çikiyor. Balik yerken guruba karsi raki içmenin doyulmaz keyfini tatmak isteyenlerin hücum ettigi Gümüslük'e ancak içerden yani mandalina bahçeleri arsindan dar, küçük bir yoldan gidebilirsiniz. Deniz kenarinda, iki köylü aganin zamana ayak uyduramayan çocuklarinin düne kadar elinde kalan üç-bes tas evin disinda, Peksimet köyü, sira sira birbirinden lüks ama güzel olmayan tatil köyleri ile dolmus.
 


Kardak'a bir karis uzakta, daha geçen yaz kimsesiz bir cennet parçasi olan Kadikalesi koyunun, simdi küçük bir Ingiliz kolonisi olduguna, görmeden inanamazsiniz. Küçük aganin ogullari, (belki inek sagmaktan kurtuluruz ümidi ile) belesine elden çikardiklari yerleri geri almak için mahkeme mahkeme dolasir durumda. Hele, Çömez ailesinin ortaklik karsiliginda Istanbullu avukatlara verdigi devre-mülk tatil köyünün on üç yildir bitmeyen davasi, dillere destan olmus. Ne var ki saglam olan ikisi disinda, mübadelede karsi adalara, Kos'a, Kalimnos'a giden Rumlardan kalan güzelim tas evlerden bugün sadece birkaçi dalgalara direnmeye çalisiyor.

Ikide bir denizde hücumbot, havada F-16 gösterisi yaptigimiz Kardak kayaliklarini ben ilk kez DYP ile benim partim CHP'nin hükümette oldugu 1995'in Aralik ayinda mecliste duymustum. Denmisti ki: "Lozan Anlasmasinda on iki ada disindakilerin Yunanlilara ait olduguna dair kayit yok, biz bu kayaliga sembolik bir deger veriyoruz ve diger adalarin da onlara ait olmadigi savimizi belgelemek için gerekirse savasi bile göze alacagimizi gösteriyoruz." Oysa, bu cansiz kayaligin disindaki onlarca ada, üzerinde yasanan mavi-beyaz bayrakli birer Yunan adasi. Eski ABD Baskani Clinton yeni yazdigi kitapta diyor ki:

"Ya gidecek, ya bitecek"
"Bir kayalik yüzünden az daha Türk-Yunan savasi çikacakti. Tansu Hanim beni aradi. Ben de iki tarafa itidal tavsiye ettim." Ilk ve son kadin Basbakanimiz, Kibris'ta Ecevit'in yaptigi gibi ününe ün katmak üzere kertenkelenin bile olmadigi o kayalik sorunu için "ya gidecek, ya bitecek" derken, kendi adinin unutulup gidecegini aklindan bile geçirmiyordu.

Dün aksam çiplak Kardak kayaliklarini seyrederken, biz politikacilarin devlet yönetiyoruz diye ne denli küçük islerle büyümeye çalistigimizi düsündüm. Ve aklima bir diplomat dostumdan ögrendigim Atatürk'ün su sözü geldi: "Bilmelisiniz ki, Avrupali, Türkiye ile Yunanistan arasinda kalirsa hakli olarak hep onlarin tarafinda olur, onun için politikanizi bu gerçege göre saptayin." Son günlerde görülen de o ki, büyüklerimizin Atatürk'ün dogrularini dinleyecek ne hali ne akli kalmis! Onlar da Çiller gibi unutulacaklar ama Cevat Sakir Kabaagaçli sonsuza dek yasayacak.

Dün, karisi Sevgi bacinin geçimleri için sagdigi sütü getirdiginde aganin ogullarindan dostum Ali Çömez ile eskilerden dem vurduk. Babasinin, deniz kenarlan ise yaramadigi için ekilen biçilen içlek yerleri ogullarina, kiyilan da kizlarina verdigini söyledi. Darligina sebep ariyordu. Davetine gittigi, Kos Adasi'nda eski bir Rum arkadasinin kendisinden en az yirmi yil önde yasadigini görünce yüzünün kizardigini anlatirken, söylesimizi hiç unutmadigi bir olayla bitirdi: "Simdi Turgutreis'in oteller dolu tarafi kocaman bir bataklikmis. O tarihlerde benim memleketim Amasya'da ve Anadolu'nun her yerinde oldugu gibi, sitma buralari da kasip kavuruyormus. Cevat Sakir'in akli ile ve onun önderliginde batakliga okaliptüs fidanlari dikmisler. Birkaç yil içinde artik bebelerin karinlari sismez olmus." Anisini bitirince Ali Çömez ekledi: "Halikarnas Balikçisi'nin heykeli Bodrum'un girisine degil, asil buraya dikilmeli idi."


Haber NO: 312

Kategori: Vatan Gazetesi