Yazdırma tarihi : 16.01.2025

"Marifet", gerçege dogru degismektir

Tarih: 10.09.2005 12:48:14


Basbakan Erdogan'in Cumhurbaskani olmak istedigi çok açik. Bana göre de 2007'nin mayisinda AKP'lilerin oyu ile Meclis'te birinci turda seçilecek. 1987 seçiminde Turgut Özal da partisi ANAP, ancak 2002'de AKP'nin aldigi kadar oy aldigi halde (yani genel oyun çogunlugunu alamamisti) sadece kendi partisinin oyu ile seçilmisti. Demirel de, genel seçimde aldigi oy yüzde 22 oldugu halde, Erdal Inönü'nün destegi ile Çankaya'ya çikmisti.
 


Zaten tartisilan, Erdogan'in hukuksal bir engeli oldugu degil. Belli çevrelerin kaygisi, Erbakan hocanin yani Milli Görüs siyasetinin il baskani oldugundan beri, Tayyip Erdogan'in laiklik konusundaki söylemlerinden kaynaklaniyor. Bir yil önce, hem de Rize'deki bir toplantida, "ben de degistim, iki yil öncesi kafamdaki düsüncelerin ve görüslerimin ne kadar gerçek disi oldugunu yasayarak gördüm" derken asil kastettigi, laiklik anlayisindaki degisimi idi. Türban ve imam hatipliler konusunda sürdürdügü inadin, daha çok "parti tabaninin baskisi karsisindaki tavri oldugu" yorumlarina hak vermek daha dogru olur.

Demirel'in de Çankaya'ya çiktiktan sonraki söylemlerine bakilirsa, AP ve DYP Genel Baskani olarak laiklikten verdigi ödünlerin sonuçlarindan ders aldigi görülür. Unutulmasin ki, 28 Subat olayi döneminde Cumhurbaskani olan Demirel'in, Erbakan'i istifaya zorlamasi ve siyasetten bir anlamda tasfiye etmesinin nedeni laiklik konusundaki hakli duyarliligidir. O tutumu dolayisiyla Demirel'in bir dönem daha Çankaya'da kalmasi için Basbakan Ecevit elinden geleni yapmisti. Çankaya'dan ayrildiktan sonra da Demirel'in, "laikligin her zamandan daha çok önem tasidigina" dair söylemleri akilda tutulmasi gereken degerdedir.

Ismet Pasa'nin sözleri
Halkin özgür iradesi ile sandiga gittigi ve yöneticilerini baski duymadan seçtigi tek Müslüman ülke Türkiye'dir. Bu gerçek için 1950 seçimlerini gerçek kilan ve sonuçlarini kendine ve halkina güvenerek kabullenen Ismet Inönü'ye, basta genç kusaklarimiz, hepimiz borçluyuz. Laiklikten beklenmedik ölçüde ödün vermeye basladiginda Cumhurbaskani Celal Bayar'la ilgili kaygilan soruldugunda o Ismet Pasa, "Demokrasiden hiçbir endisem yoktur, benim üzüntüm Celal Bey'in dini siyasete alet edecegini hiç beklememis olmamdandir!" demistir.

Bunlari, Çankaya'ya gidecek bir politikacinin, günlerdir VATAN Gazetesi'ndeki yazilarinda, degerli gazeteci Rusen Çakir'in Pakistan'da yaptigi çok önemli saptamalarini okumasi gerektigi düsüncemi açmak için yaziyorum: "Pakistan'in en seçkin sayilabilecek medreselerini ziyaret ettik ve bunlarin hiçbirinin parlak birer egitim kurumu olmadigini gördük. Pakistan'in din adami ihtiyacini karsiladiklarini söyleseler de her yil mezun olan binlerce ögrencinin büyük kismi issizler ordusuna katiliyor (bizdeki imam hatipliler gibi)." Bunlarin potansiyel birer El-Kaide militani olmasindan duyulan kayginin çok yaygin oldugunu belirten Rusen Çakir'la konusan gazeteci Ahmet Rasit ise sunlari söylemis: "Siradan militanlar bu medreselerden çikiyor. Bu nedenle reform sart." Rusen Çakir'in ders çikarilacak önemli saptamalarinin basinda ise su var: "Peki reform mümkün mü? Müserref'in Atatürk'ü örnek aldigi biliniyor ama medreseler konusunda isi çok zor, hele Tevhid-i Tedrisat Kanunu' çikarmasi, yani medreseleri kapatmasi imkânsiz.

Müserref'in Atatürk olabilmesi için köklü bir 'LAIKLESTIRME'ye gitmesi gerekir" Ben bu gerçeklerden çok sey anliyorum. Çünkü, tarih müzesi Amasya'daki dogdugum ev, Fatih, Yavuz Selim, Beyazit gibi padisah da olmus çok sayida sehzadenin yetistigi ve müderrisleri dedem olan medreselerden biri de Atatürk'ün kapattigi Çevikçe Medresesi'dir. Ancak benim önemsemem, ülkenin bu günü ve gelecegi için bir anlam tasimaz. Çünkü, ben cumhurbaskani adayi degilim. Amacim, baskentin 970 rakimli Çankaya Tepesi yolunda olanlari, dogru ve önemli buldugum belgelerle ve bilgilerle donatmak. Ister alirlar, ister alinirlar!


Haber NO: 316

Kategori: Vatan Gazetesi