Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Halk 'as-is' derdinde

Tarih: 22.02.2007 17:15:38


Sonunda Mesut Yilmaz'da "merkez sagi birlestirmek için benden bir görev isteniyorsa varim" dedi
 


Ecevit, uykuya dalmadan önce solda birlik için zorlanarak da olsa kollari sivamisti. Sözde onun amaci yalniz solda birliktelik degildi. Laik Cumhuriyeti AKP'nin elinden kurtarmak için, herkesin destegini alacagini sandigi bir belediye baskanini basbakan adayi olarak çikarmakti. Artik esinin bunu gerçeklestirme olanagi kalmayinca Rahsan Ecevit durumdan kendisine yüksek(!) bir görev çikardi ve kollari sivadi. Daha ilk adimda bizim gibiler için bu isin küçük bir politika belgeseli olacagi belliydi. Yillarin Baykal'i her zamanki gerginligini bile üstünden atarak, bunu da kendi oy torbasina katacagi bir firsat saydi. Ve böylece Rahsan Ecevit artik, kendi partisi DSP'den baska onu ciddiye alacak kimsenin olmadigini gördü. Zaten Genel Baskan Zeki Sezer, "biz parti olarak ittifak arayisi pesinde degiliz, biz her gün artan halk destegi ile tek basimiza yolumuza devam ediyoruz" diyerek, DSP üst yönetiminin bir anlamda Rahsan Ecevit'le ayri düstüklerini açiklamisti.

Demirel, Rahsan Ecevit'le yaptigi görüsme sonudaki kisa sözleri ile merkez sagda birlik için son iki yildir üzerindeki baskilara karsin eylemli olarak ortaya çikmamaktaki akilligini ve hakliligini göstermis oldu. Gerçekten de, "Baba gel basimiza geç sosyal demokratlarin bile oyunu aliriz" diyen eski arkadaslarini hep idare ediyordu. Demirel'in yillarin deneyimi ile toplumun degisen hizini ve gücünü dogru saptayanlarin basinda geldigini onu taniyanlar iyi bilir. Aslinda , "politikacinin eskisi yenisi olmaz" derken bile, bir önceki Cumhurbaskanimizin gerçek düsüncesinin öyle olmadigi, gözlerinden okunuyordu. Bir ay önce, bir üniversitemizdeki konusmasinda o sicak ve ilgi çeken sözlerine karsi bir ögrencinin "artik söyleyeceginiz bir sey kalmadi, sizden hesap sorulmayacak da kimden sorulacak" dediginde Demirel'in ve hatta sonraki bizim kusagin, "istendiginde deneylerimizi aktarmaktan baska politikada yapacak bir seyimizin kalmadigini", O da açikça görmüs olmaliydi. Üstelik görülen o ki, bütün bunlar genis halk kitlesinin gündeminde hiç olmayan ugraslar olarak haberlerin alt siralarinda kalmayi sürdürecek. Katilacak yeni yas grubu ile gelecek seçimin yarisindan çogu olan genç kusaklarin bu gelismeleri fikra konusu yaptigini söyleyenler de çogunlukta.

Bir baska gerçek, uzun süredir solda yeni olusum için ugras verenler de, Rahsan Ecevit'in bu küçük adimlarinin arkasina takilmis gözüküyordu. DISK'in öncülügünde Sisli'de baslatilan toplantilar bir buçuk yil ve onu askin toplanti sonunda bir sonuç vermedi denebilir. Geçen hafta Ankara'daki degerlendirme sonunda, CHP'den Baykal'in disladigi deneyimli, genç, yetkin ve inançli sosyal demokratlar yeni bir olusuma dönüstürmek için, bu girisimi kaldigi yerden sirtlandilar gibi gözüküyor. Degisimin gücüne inanan bu kadro, hareketi halka açabilir ve en önemlisi gerekli maddi kaynagi bulabilirse belki yeni bir olusum için az da olsa zaman var denebilir. CHP içindeki muhaliflerin ise, Sisli Belediye Baskani Mustafa Sarigül'ün sürdürdügü ve sade yurttas indinde ilgi gördügü sanilan kosusturmanin yeni bir partiye dönüsmesi için çabaladigi görülüyor. Ancak Sarigül'ün bu çapta bir sorumlulugu üstlenemeyecegi sanisi da yaygin.

Merkez sagda, DISK'in yapmak istedigini yapmayi tasarlayan ünlü tip adami Mehmet Haberal'in çevresinde toplanan bazi eski politikacilar, kendilerine bir bilen olarak aldiklari Demirel'den yeteri destek görmedikleri için eylemli bir sonuç alamadilar.

Bosuna bir çikis olsa da Rahsan Ecevit'in görüsmeleri bir gerçegi ortaya koydu. Özellikle CHP Genel Baskani'nin çevresinden kaynaklanan, "gelecek seçimde AKP disindaki baraji geçecek üç partinin simdiden Baykal'in baskanliginda koalisyon kurmak konusunda anlayis birligi içinde olduklari" izleniminin, gerçek olmadigi anlasilmis oldu. MHP Genel Baskani'nin "ittifak arayisina karsi oldugu" sözleri çok açik. Kisa süre önce de, Devlet Bahçeli Samsun mitinginde "AKP'nin karsisinda artik tek seçenek MHP'nin tek basina iktidaridir" demisti. Öte yandan DYP Genel Baskani'nin uzun süredir partinin basina yeniden Tansu Çiller'i getirme savasimi verenlere Demirel'in destek vermemesi için harcadigi çabanin sonucunu aldigi söyleniyor. Rize'de Erdogan'in agabeyinin salindan tutarken "Ben partimin basinda bu Basbakan'la tek basima her alanda yarisacagim, kimsenin koltuk degnegi olmam" demek istedigi görüldü.

Bütün bunlardan sonra asil gerçek su; Danistay olayindan sonraki politik ve askeri alandaki güç denemeleri gösterdi ki, 2007'deki cumhurbaskani seçiminde Tayyip Erdogan'dan baska bir AKP'linin köske çikma sansi bence kalmadi. Yani, 2007 Kasim ayinin ilk pazari yapilacak genel seçimde AKP, Genel Baskanini cumhurbaskani seçecek. Sonra da büyük olasilikla Disisleri Bakani Abdullah Gül'ün Genel Baskanliginda 2002'de oldugu gibi AKP seçime gidecek. Bugünden sonra yeni partilesme olasiligi var ama çok zorlasti denebilir. Dolayisi ile bugünkü partiler, AKP, CHP, DYP, MHP, ANAP, SHP ve DTP seçimde halktan oy isteyecek. Ne var ki, on yedi ay sonra yapilacak seçimde bu tablo degismese de, dünyanin ve Türkiye'nin ekonomik ve sosyal durumu çok degisecek. Geçmiste yasananlar, seçimlerin sonucunun her ülkede oldugu gibi ülkemizde de ekonomik ve dolayisi ile sosyal sorunlarin çözümüne bagli oldugunu gösteriyor. Dolayisiyla 2007 seçim sonuçlarini da, o evrede yasanacak ekonomik ve sosyal tablo belirleyecek. Yani halk, AKP'ye ya da bir baska partiye "as-is" sorunlarinin çözümü umudu ile oy verecek. Iktidarda olan partinin bu konuda daha sanssiz olacagini düsünmek her zaman dogru çikmayabiliyor. Özal'in 1991'de oy kaybina karsin tek basina iktidarini sürdürdügünü animsamak yeterlidir. Çünkü önemli olan halka "as-is" konusunda güven ve umut veren bir baska seçenegin var olup olmadigidir. Demirel'in, Ecevit'in ve Yilmaz'in çikislari, bugün bunun olmadiginin göstergesidir.



Haber NO: 361

Kategori: Vatan Gazetesi