Yazdırma tarihi : 16.01.2025

DEMIREL NEWYORK’TA

Tarih: 11.12.2003


Eski Cumhurbaskani Süleyman Demirel’in, Newyork Üniversitesi’nin bir salonunda yaptigi Irak Konulu konusmasini izleme olanagi bulamadim. 30 Eylül günkü o toplantiyi ancak bir gün önce tesadüfen ögrendim. Internet araciligi ile basvurdugumda, çagiran Amerikali bir dernegin üyelerince, salonun bir ay önceden doldurulmus oldugu ve yer kalmadigi, yanitini aldim.
 


Yillardir çok yakin bildigim Demirel’i yurt disinda da görmek istememin asil nedeni, 40 yillik siyasal uslubunun Amerika’da bir ay önce izledigim Demirel’den varsa, farkini yakindan görmekti.

Çogunlugu Amerikali olmasi nedeniyle yaptigi konusma ve sorulara verdigi açik yanitlarla, Türkiye açisindan çok önemli bir görev yaptigina inaniyorum. Özellikle Irak sorununun ve geleceginin Amerika’dan daha çok Türkiye’yi ilgilendiren bir konu oldugunu en iyi bilen kisilerin basinda Demirel gelir. Oysa Amerika’da çok somut gördügüm gerçek, Beyaz Sarayin ve Pentagon’un disindaki Amerikali için Türkiye ile Irak’in iliskisi Müslüman Endonezya’dan farkli degil.

Denebilir ki, önemli olan halk degil yönetim dogruyu bilsin. Gerçek artik bu degil, Demokrasi ile yönetilen her yerde oldugu gibi Amerikda da, halkin destegi olmayan hiç bir karar sonuçta beklenen uygulamaya dönüsmüyor. Bizde nasil bence de geçse, ülke yararina olacak 2. Tezkere Büyük Millet Meclisinden geçmeyince islerlik kazanmadiysa, örnegin Türkiye için sonuçlarindan olumlu katki çikacagina inandigim Baskan Bush’un son 87 Milyar Dolarlik ek bütçe istegi Amerikan kongresinden geçmeyebilir. Çünkü medyada halkin bu istege simdilik çok karsi oldugu görülüyor. Daha önce benzer harcamalar için olumlu oy kullanan Demokratlar, yaklasan seçimler yüzünden bu yeni öneriye karsilar. Bush’un Cumhuriyetci Senatörlerinden bile çok kisinin karsi çikacagi televizyonlarda söyleniyor.

Bu tablo yeni degil, Amerikan halkinin diger dünyaya, hele Türkiye’de dahil Avrupa’dan sonra gelen ülkelere hala okyanuslar kadar uzak ve yabanci oldugu yillardir bilinen bir gerçektir. Kita Amerikasinda yasayan halk ise bugün artik çalistigi fabrikanin, sürdügü tarlanin asil sahibi olan Kizilderilileri bile unutmus, tanimiyor.

Bu gerçegi birilerini suçlamakla, hele onlara küsmekle kimse degistiremedi. Ülke yarari gerektiriyorsa, kendini Amerikalilara her yönden anlatmak için elinden ne geliyorsa yapacaksin. Rus Putin bunu yapiyorsa Türkiyelinin bu konuda duraklamasi için hakli hiçbir gerekçesi ve duygusal hesabi olmamalidir.

Iste Demirel’in görev anlayisini bu nedenlerle çok önemsiyorum. Kafasinda dinlenir sözü olan , elinde satilir mali olan kim varsa, Amerika basta her yere pazarlayabildikce Türkiye’ye en onurlu hizmeti yapmis olur.

Geçen hafta Iran Disisleri Bakani Newyorkta- inaniyorum faturasini ödeyip- kabul gördügü her TV kanalini dolasip durdu. Izledigim iki söylesisinde de, agir basli tavri ile Amerikalilari zararli olmayacaklarina inandirabilmek için elinden gelen her ödünü vermeye çalisti. Istense, nüklüer potansiyellerini bomba yapmak için kullanmayacaklarina dair yemin bile edecekti.

Geçen hafta çok az izlenen bir baska TV kanalinda Ispanya Basbakani dakikalarca, Demokrasiyi gelistirmek için nasil ugrastiklarini anlatti ve gelecek seçimlerde kendi partisinden yeni insanlara yerini birakmak için genç yasina ragmen politikayi birakacagini söyledi.

Bu nedenlerle eski Cumhurbaskanimizi göremedigime hiç üzülmedim, hatta buradaki Türkler
yer bulamayip gidememisse daha iyi olmustur diye düsündüm. Keske Demirel’de firsat bulup televizyon- televizyon dolasabilse diye umdum.

Özledigim ülkeme dönüyorum. Demirel’in böyle baslayan Newyork gezisinin sonucunu Ankara’dan degerlendiririz artik.


Haber NO: 38

Kategori: NTVMSNBC