Ilk müstesari Sinasi Orel'di. Arkasindan maliye müstesarlari Ziya Müezzinoglu, Memduh Aytür ve Kemal Cantürk müstesarlik yapti. Hükümet degisikliklerine bagli olarak Turgut Özal üç kez müstesar oldu. 12 Eylül darbesi ile birlikte Türkiye'de planli kalkinma dönemi sona erdi denebilir. Ayni görüste oldugum için o tarihten bu yana, planlamanin uygulamadan kalktigini, meraklilarinin Bes Yillik Plan ve Yillik Programlari kütüphanelerden alip ekonomi dergileri gibi okuduklarini çok kez yazdim durdum. Planlama ile ilgili son yazdigim yazi da söyle bitiyordu: "AKP'nin 9. Plan Stratejisinin, bir anayasa gereginin yerine getirilmesinden baska bir anlami yoktur. Tayyip Erdogan da, planlamaya inanmayan önceki hükümetler gibi, plan adi altinda siyasal görüslerini topluma benimsetmeyi amaçlamaktadir. AKP, bu konuda da iki yüzlülük yapmaktadir. Eger bu gerçegi yadsiyor ve kamuda tasarrufa önem veriyorsa Basbakan, verecegi ilk talimat, Devlet Planlama Teskilati'nin kapatilmasi olmalidir."
* * *
12 Eylül1980 darbesinde Özal'in Ulusu hükümetinde görev almasindan sonra DPT'de çogu planlanma kökenli olmayan siradan isimler müstesar oldu. Bunlar genellikle siyasal bakislarina kosut olarak, planli kalkinmaya inanmayan politik amaçla getirilmis kisilerdir. Onlardan birisi de Demirel ailesine damat olmus sevimli bir politikaci olan Ilhan Kesici'dir. Liberal- kapitalist Demokrat Parti'nin devami olan Adalet Partisi ile ortanin solunda olan Cumhuriyet Halk Partisi arasinda "Planli Kalkinma" konusunda daha ilk yillarda baslayan ayrilik ve tartisma bu gün hâlâ sürüyor. Demirel'in ilk Basbakanligindaki "millet plan degil pilâv istiyor" sözleri bugün yeni adi ile yola devam eden Demokrat Parti'nin ekonomik politikasinin özünü tanimlamaktadir. Avrupa'da oldugu gibi Türkiye'de de planli kalkinmayi hep sol partiler programlarina almistir. Sag partiler ise liberal-kapitalist politikalari uyguladilar. Dogal olarak politikacilar, özellikle ekonomik politika görüs ayriligina bagli olarak, sol ve sag siyasette ayrismistir. Eger politika, ülkeye en üst düzeyden hizmet etmekse, politikacinin da, inandigi ilkeleri benimseyen partide görev almasi her seyden önce kendisine duymasi gereken güven ve sayginin bir geregidir.
* * *
CHP Genel Baskani, Mersin'de Zeki Sezer ile Ilhan Kesici'nin ellerini havaya kaldirirken, konusmasini söyle bitiriyordu; "Görev verdiniz, birlestik. Sira sizde." Yani Baykal diyordu ki "solu-sagi birlestirdim, simdi artik bana oy verin." Ben bu manzarayi izlerken önümde CHP'nin son gelen Ekonomi Bülteni vardi. Büyük harflerle sunlar yaziyordu; "Çözüm: Cumhuriyet Halk Partisi - Çikis: Sosyal Demokrasi. Temel Araç: Stratejik Makro Planlama.
* * *
CHP 1973 ve 1977 seçimlerinde aldigi oyu bir daha alamadi. O seçimlerde CHP'nin halka verdigi söz, "düzeni degistirecegi" idi. Çünkü var olan düzen halka degil, bir avuç zengine çalisiyordu. CHP, düzeni halktan yana degistirecekti. Bülent Ecevit'i "Halkçi Ecevit" yapan su sözleri idi "ne ezilen ne ezen, insanca, hakça bir düzen". Halk, iste bu sol içerikli ilke ve hedeflere oy vermisti. Iste bu inançla Baykal, ben ve bizim gibi nice solcu, Ecevit'in yaninda yer almistik.
1950'den bu yana yasanan seçimlerde görüldü ki halk, hep as-is beklentisi ile oy veriyor. Dünyanin her yerinde oldugu gibi ülkemizde de sol partilerin temel hedefi halka as ve is saglamaktir. 1970'lerde Karaoglan Ecevit, bu sorunlari çözecegine inandirdigi için halk CHP'ye oy verdi. 1992'de CHP yeniden açildiginda bu umutlarla yola çiktik. O hedeflere onunla ulasacagimiza inandigimiz için Baykal'i genel baskan seçtik. 15 yil geçti. Ancak, soyut konularda tartismak ve gerginlik yaratmaktan firsat bulup da, halkin as-is konusunu bir türlü öne çikaramadik. Kaç kere ayrildik, kaç kere birlestik, sonucu degistiremedik. Halkimizi, "as-is sorununun çözülecegi hakça bir düzene" ancak sosyal demokrat CHP'nin iktidarinda kavusacagina, inandiramadik. Dilerim bizim yapamadigimizi liberal Ilhan Kesici becerir!
|