Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Halki anlayabilmek için

Tarih: 20.07.2007 18:34:19


Ali Kirca'nin 22 Temmuz'a kadar sürecek "seçim meydani" programina geçtigimiz günlerde tahminlerine inanilir ve güvenilir bes arastirmaci konuk oldu
 


2002 seçim sonuçlarini en yakin öngörenlerden birisi sunlari söyledi; "Geçmis seçimler gösterdi ki, alanlari dolduran kalabaliklar ne kadar yogun olursa olsun, bizim için bir ölçü degildir. Birincisi, lehine gözüken görkemli bir tablonun, o partinin oyunu artiracak ek bir etki yaratmadigini artik biliyoruz. Ikincisi de, topladigi kalabalik o partinin oy oranlarini göstermiyor. Bu konuda biz arastirmacilar için en ilginç seçim, 1954 seçimleridir. Muhalefet lideri CHP Genel Baskani Ismet Inönü'nün, o seçime bir hafta kala Istanbul'da Taksim Meydani'nda konustugu kalabaligin üçte birini, iki gün sonra Basbakan Menderes toplayamamisti. Oysa o seçimde Demokrat Parti (DP), en farkli sonucu Istanbul'da aldi. Simdi de, en son yaptigimiz anket, Tandogan'dan Izmir'e bir ay önce milyonlara yükselen büyük yiginlara karsin, sosyal demokrat partinin oyunun artmadigini gösteriyor".



* * *


Bunlari dinlerken gözümün önüne, o taksim meydani geldi. 1953 sonbahari, Amasya'da lise olmadigi için Kabatas Erkek Lisesi'ne gönderildigim ilk yildi. Ve ben Ikinci Adam Ismet Pasa'yi o meydanda görme sansini bulan az sayida Anadolu çocugundan biriydim. Sonra aklim o yillara gitti. Bir türlü bitiremedigim anilar kitabimin taslagini açtim ve o günleri bir kez daha okudum. Belki ilginizi çeker saniyorum:
"O yillar ilk bilinçlenme yaslarima denk gelir. Bir önceki 1950 seçimi, Atatürk'ün, Ismet Pasa'nin partisi CHP'nin 27 yillik iktidarini yitirdigi seçim olmustur. Ben henüz 1950'de lisesi olmayan Amasya'da 12 yasinda ortaokul ögrencisiyim. Amasya, '12 Haziran Tamimi'nin (genelge) yazildigi, Mustafa Kemal'in en yakin silah arkadaslariyla karargâh kurup Kurtulus Savasi'ni baslattigi, Ankara'da meclis açilana kadar birçok kereler gelip, siyasal yazisma ve görüsmelerini sürdürdügü yerdir. Atatürk, Nutuk'ta da anlattigi gibi 19 Mayis 1919'da çiktigi Samsun'dan Ingilizlerin varligi nedeniyle Havza'ya gider. Amaci ilk asamada Anadolu'daki arkadasi askerleri, halki örgütleyip önce Istanbul Hükümeti'ne karsi bir güç saglamak, sonra da o gücü Yunan saldirisina karsi harekete geçirmektir. Havza'da da güvenli bir ortam bulamadigi için geçtigi Amasya'da kent halkindan büyük ilgi ve destek görür. Müftü Kamil Efendi basta, aralarinda dedem, Çevikçe Medresesi'nden Osman Hoca'nin da oldugu kentin ileri gelenleri tarafindan içten karsilanir. Erzurum ve Sivas Kongreleri Amasya'daki çalismalar sonucu gerçeklestirilir. Kurtulus Savasi'nin basariya ulasmasindaki güçlü gerekçe ve cumhuriyetin kurulusundaki ilk saglam temel, Amasya Tamimi'dir. Bu belgenin özü; egemenligin kayitsiz sartsiz halkin elinde ve toplumsal gücün kaynaginin halk oldugunun vurgulanmasidir. Böylece, Padisahlik (Halifelik) yönetiminden, laik cumhuriyete, çagdas bir topluma dönüsümün ilk yazili belgesi Amasya Tamimi'dir. 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplanan halkin seçtigi Türkiye Büyük Millet Meclisi de kurtulusa kadar, o belgede belirtilen hedeflere ulasmak için savasim vermistir. Böyle bir kentte, 12 yasinda benim 1950 seçimleri ortamindaki bilinç düzeyimi en iyi su olay gösteriyor; Valisinden odacisina kadar tüm memurlar, orta egitimli yerli halk (mütegallibe) ve haftada bir gelen Istanbul gazetelerini okuyabilenler, radyosu olanlar, hep CHP'liydi. Ben de CHP'li bir ailenin çocuguydum. Ama bir gün, sinifi bos buldugum bir anda tahtaya kocaman harflerle 'DP' yazdim. Ansizin gelen bir ögretmenim, nedenimi sordugunda, 'Mahallemdeki Müslüman ve Ermeni tüm komsularimizin ve sokaktaki arkadaslarimin agabeylerinin, babalarinin, hep DP'li oldugunu ve benim de onlarla ayni duygulari paylasmak istedigimi' söyledim. Gerçekten de Anadolu'nun kirsalinda ve kasabalarda halk, esen DP rüzgârinin etkisine kapilmisti. 1970'lerde tanidigim eski DP'li, CHP hükümetlerinde birlikte oldugum Disisleri Bakanimiz Prof. Turan Günes'in, tilsim dolu su sözünü siyaset yillarimda yeri geldikçe herkese anlatmisimdir. Demisti ki '1950'de oy verenler, sanki DP iktidarinda karilarinin güzellesecegine bile inanmisti!'


* * *


Demokrat Parti, 14 Mayis 1950'de yapilan seçimi kazandi. Bu sonuç yüzde 90'i kirsal kesimde yasayan Türk insaninin kendini mecliste duyabildigi, kasketlilerin, salvarlilarin iktidara geldigi, fötr sapkalilarin yenildigi bir seçim diye nitelendi. Sosyolojik anlamda bu; Anadolu için büyük bir devrimdi. Ayni zamanda, 1950 seçimi gerçek anlamda toplumun ilk demokratik hareketiydi. Toplum kendi kisiligini, kimligini, yurttaslik duygusunu ve bunlarin sonucu olan, ülkeyi yönetme hakkini kullanma bilinciyle sandik basina gitmisti.
Siyasal bilincimin ilk tohumlari böyle atilmistir. 1954 seçimleri öncesi CHP Genel Baskani Ismet Inönü'nün Taksim'de büyük bir kalabalikla gerçeklesen mitingine artik kara tahtaya DP yazan, ortaokullu degil, liseli ama CHP'li Erol Çevikçe olarak katiliyordum. Inönü o unutulmayan, 'Alkislari bana, ama oylari DP'ye veriyorsunuz' sözünü o miting için kullanmisti."


* * *


Ali Kirca'nin programinda sözü edilen ve beni elli yil öncesine götüren anilar. Kitap taslagindaki o sayfalar bu kadar. Simdi diyeceksiniz ki, "bu gün, o yoksul Türkiye'nin yerinde, kalkinmis bir ülke var. O Türkiye'nin köylü nüfusu, yüzde 80'den yüzde, 20'lere düstü. Bugün artik ülkenin sandiga gidecek insani, kentlilik bilinci içinde! Tandogan'da Çaglayan'da, Izmir'de yeni Türkiye vardi."
Bu görünüm dogru da, elli milyona ulasan ve hâlâ as ve is pesinde kosan halkimizin gerçegi bu degil. Adana'yi, Antalya'yi, Kayseri'yi, Maras'i dolduran; Istanbul'un, Ankara'nin, Izmir'in varoslarinda yasam savasi veren ve nüfusumuzun çogunlugu olan o insanimizin, oyunu verirken neler umut ettigini, geçen elli yila karsin, aydin geçinen bizlerin dogru anladigimizdan ben kuskuluyum. Siz anladiginiza inaniyor musunuz?



Haber NO: 410

Kategori: Vatan Gazetesi