Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Gerçekler duygu yüklüdür

Tarih: 19.09.2007 12:00:22


Gerçekler duygu yüklüdür
 


En son cami çikisinda gazeteci sanip bir yurttasa, “elbette adayim” gevelemesi, bana Iran Cumhurbaskani Ahmedinejad’i animsatti. Ilk seçiminde yüzde 60 gibi bir oy almasinin nedenlerinin basinda, “yoksulluk ve sefaletle savasma” sözünün, halkta biraktigi beklenti yer alir. Ancak sözünde durmadigi ve hiçbir ekonomik sosyal çözümle ugrasmadigi halde halki, tirmandirdigi ABD korkusu ile oyalama politikasi sonucunda son seçimi ikinci turda çok az bir farkla kazanabildi. Iran uzmanlarina göre “gelecek seçimi kaybedecegi kesin”. Ancak o, (AKP’nin üst yönetimi gibi saplantisindan kurtulamadigindan) “Israilliler, yasamak için Filistin topraklarindan baska bir yer bulsunlar” demeyi sürdürüyor.

Öte yandan alinan kötü sonuç dolayisiyla günlerdir süren yazili-sözlü tepkilerden CHP’nin basarisizliginin tek nedeni olarak kamuoyu, Genel Baskani suçlamayi sürdürmektedir. Bunlara kulak asmayan CHP Merkez Yürütme Kurulu ise yenilgisinin nedenini alti baslik altinda söyle özetlemis; “AKP bu oylari tarikatlar, imamlar, seçim rüsvetleri, 2. cumhuriyetçiler, AB ve ABD destegiyle kazanmistir”. Iste bu rapor da bana, birkaç gün önce sagduyulu bir gencin su yorumunu okurlarima aktarmam gerektigini animsatti. Mehmet Genç diyordu ki, “Burada siraladiklari alti madde yerine partinin amblemindeki Alti Ok'u gerçek anlamda (sözde degil özde) ilke edinselerdi, bu millet onlari bas taci ederdi”

Seçimlerden bir süre öncesine gidelim; 2007’nin ilk ayindaki bir yazimda su saptamalari yapmistim:

“Artik yeni bir olusuma zaman kalmadigina göre seçimde bugünkü partiler, AKP, CHP, ANAVATAN, DYP, MHP, SHP ve DTP seçimde halktan oy isteyecek. Geçmiste yasananlar, seçimlerin sonucunun her ülkede oldugu gibi ülkemizde de, ekonomik ve sosyal sorunlara bagli oldugunu gösteriyor. Dolayisiyla 2007 seçim sonuçlarini da, yine yasanan ekonomik ve sosyal tablo belirleyecek. Yani halk, AKP'ye ya da bir baska partiye as ve is sorunlarinin çözümü umudu ile oy verecek. Iktidarda olan partinin bu konuda daha sanssiz olacagini düsünmek her zaman dogru çikmayabiliyor. Özal'in 1991'de oy kaybina karsin tek basina iktidarini sürdürdügünü animsamak yeterlidir. Çünkü önemli olan halka güven ve umut veren bir baska seçenegin var olup olmadigidir. Baykal’in, Agar’in, Bahçeli’nin ve Mumcu’nun çikislari, bunun olmadiginin göstergesidir. Muhalefet partileri AKP’nin karsisinda halkin destegini alacak öneri üretmekten çok gerginlik yaratmakta direniyorlar”.

Simdi yeniden bugüne gelelim; Küresellestikçe dünya küçüldü. Televizyon ekraninda annesinin büzülmüs memesine sülük gibi asilan Afrikali bebegi, elinde Kalasnikofla izleyen 15 yasindaki aç Filistinli çocuk, bir elinde bal, bir elinde yag tutan Israilli yasitina kin kusmasin da ne yapsin! “Fakirligin gözü kör olsun” deyisi çok eskidir. Bugün artik Sudan’daki kara çocuk, Londra’daki beyaz genci 2007 model otomobilinin camindan McDonald’s’da hamburgerle Coca-Cola alirken seyrediyor. Daha ilerisi, batinin bilim dünyasi Nijerli çocugun susuzluguna kafa yoracagina, Bagdat’ta kursun sikan askerin Teksas’taki arkadasinin uzaydaki kahvaltisi için plan yapiyor.

Birlesmis Milletlerin yayinladigi bilgiler, bu gerçegi apaçik ortaya koyuyor. Yeni Genel Sekreter Ban Ki-Moon, en son arastirmalara göre, ülkeler arasinda gelir dagiliminin 10 yil öncesine göre 4 kat daha adaletsizlestigini ve bunun dünyadaki terörün gittikçe siddetlenmesinin asil nedeni” oldugunu açikladi. Ayni arastirmalara göre, sanayilesmis zengin ülkeler, bugünkü bencil politikalarini böyle sürdürürlerse, gelecek 10 yil sonra, fakir ülkelerle aralarindaki gelir farki çok daha fazla açilacak. Özellikle Afrika’da gözü açilan fakirligin, bugün yasanan siyasal terörün çok daha siddetlisini dogurmakta oldugu bilgisi, açiklanmayan raporlarin içinde henüz gizli duruyor.

Türkiye'de ise, 21 milyon insan yoksulluk, 6,5 milyon insan açlik sinirinin altinda yasiyor. Resmi rakamlara göre yüzde13’lere varan bir yapisal issizlik var. Bir arastirmada, nüfusun yüzde 20'sinin yani en fakir kesimin, toplam milli gelirden aldigi payin yüzde 4'e düstügü görülmektedir. Ayni arastirmaya göre, en zengin kesim olan nüfusun yüzde 20'si ise milli gelirin yüzde 50'sinden fazlasini almaktadir.


Yillardir sonu alinamayan terörün temelinde bu sorunun yattigi biliniyor. Bu nedenle Semdinli'deki kin dalgasinin sesi baskentte duyuluyor. Çukurca’da bir çift lastik ayakkabi için yurttasin Hakkâri Valisi’nden belge almasi gerekiyor. Zap suyu vadisindeki Mezopotamya uzantisi yabanilesmis üzüm baglarini, insanimiz terk edip kaçiyor. Sicaktan kavrulan Cizreli içme suyuna hasret yasiyor. Midyat'a dogru gece yola çikmak yürek istiyor. Sirnak'ta daglar kömür dolu ancak, yöre yoksulluktan kivraniyor. Botan Çayi’ndan bereket akarken, tarlalarda insan, otlaklarda hayvan görülmüyor. Kozluk, Sason dolayindaki dünyaca ünlü tütünden ekmek yiyene artik rastlanmiyor. Bingöl'de sanki her gün deprem var. Her yer kirik dökük. Garip Bingöllü genç, Müslüm Baba’yi izlerken, onun ezgisinde içine kapaniyor.
Kesin olan, insan mutlulugunun temelinde as ve is sorunun yattigidir. Bugün, gençleri birbirine kirdiran teröristbasilarin, tinsel önderlerin gücü elindeki silahtan degil, kitlelerin issizlik (yoksulluk) ortamindan kaynaklaniyor. Kirk yillik berber Ahmet Sadik çocuklugundan beri çevresindeki yoksullugu siirlerine dökmüs. “Agit” siirindeki duyarligi, ülkeyi yönetenlere aci vermeli:

“Direksiyonumda kaldi parmak izlerim.
Gözlerimi baglayip arkamdan vurdular.
Gitti canim, akti kanim.
Ekmek parasi,
Kül ufak, üç çocuk babasi.”


Öncelikle, artik “benden baska iktidar yok” diyen Tayyip Erdogan ve yandaslarinin, bes yilin göz açip kapana kadar geçecegini ve halkin bu gerçeklerle yasamaya devam ettikçe önce AKP’ye sirtini dönecegini bilmeleri gerekir. Ilk seçimlerinde yüzde ellilerde oy alan Demirel gibi, Özal gibi, Erdogan da elbet bir gün seçim kaybedecektir. Asil sözüm Baykal ve yandaslari içindir: Ismet Pasa “CHP ortanin solundadir” derken, CHP’yi halkin yukaridaki dertlerine çare olacak bir parti olma yükümlülügü ile görevlendirmisti. Sosyal demokrat ilke ve hedefleri bir yana birakip, soyut konularda gerginlik politikasi ile halktan destek alinamayacagini bu seçim sonuçlari bir kez daha belgelemistir. Her ülkede oldugu gibi ülkemizde de, “bildigim bildik, dedigim dedik” diyerek, toplumla terslesmeyi sürdürenler önünde sonunda gidecektir. Önemli ve degerli olan, giderken arkada, kin ve nefret birakmamaktir. Halkin gönlünden yitip gitmemektir.


Haber NO: 418

Kategori: Vatan Gazetesi