Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Ertugrul Günay'in hüznünü yasadim

Tarih: 19.09.2007 12:06:01


Ertugrul Günay'i, Abdullah Gül'e oy verirken içim burkularak izledim.
 


Onun da içi buruktu. 1992'de CHP açildiginda, ilk genel sekreteri Günay olmustu. Yeni dönemi için partiye en uygun yaftanin "CHP, Degisimin Gücü" olacagi önerisi ondan gelmisti. Yillar sonra partiden atildiginda, haberi Istanbul'da Ortaköy'de almis ve duygularimi yaziya dökmüstüm. Günay elindeki oy pusulasi ile kutuya yaklasirken o yazi gözümün önüne bir kez daha geldi:
"Seyfettin sordu 'Agabey sen hangi partidensin', 'CHP' dedim, 'yok agabey Baykal gitmeden kimse size oy vermez, hele gençler hiç vermez'… 1953 yilinda Amasya'da lise olmadigi için, Kabatas Erkek Lisesine yatili ögrenci olarak gittim. Kara tren beni iki gün-üç gece yolculuktan sonra Haydarpasa'ya indirdi. Karaköy'e geçerken bir yanimda Bogaz, bir yanimda Marmara, ilk kez denizi görmenin saskinligini yasamistim. Türkiye'de iç göç baslamamis, o Aksaray'i, o Beyoglu'su, o Sirkeci'si ile Istanbul, Paris kadar çekici, Berlin kadar gizemli, Londra kadar cesurdu. Ortaköy'e dogru, o magrur çinarlarin altindan geçerken büyülenmis ve Dolmabahçe Sarayinin camli köskünü bie görememistim. Yatakhanede karyolami gösterdiklerinde ben Feriye Saraylarinin islemeli tavanlarina ve bogazin o parildayan yakamozlu sularina dalip gitmistim. Hemen disari çiktim, iskele sokagina saptim ve Ortaköy postanesinden elime ELT-Telgraf kâgidini aldim ve yazdim, "salimen geldim, ellerinizden öperim". Istanbul o tarihte bir milyon dolayinda idi. Ana ulasim tramvaylarla yapiliyordu. Eminönü'nden bindim, bes durak sonra bir ses, "Kabatas var mi inecek", "var" dedim. Tramvay durdu, "insene oglum", "amca Kabatas Lisesinde inecegim, burasi mi?", biletçi "ögren oglum burasi, Kabatas Iskelesi" dediginde, aglamakli olmustum! Anadolu'dan gelenlere Istanbullular dalga geçerek "Bundan baska Istanbul yok!" derlerdi. Yani çatal-kasik tutmaktan yasamin sirrina kadar, her sey orada ögrenilirmis!

En güzel yillarim geçerken, Türkiye de büyük degisimini yasiyordu. Menderes, küçük Amerika hayaliyle, her mahallede bir milyoner yaratmaya çalisiyordu! Yasam cosku içinde rüzgâr gibi geçti, beni de büyüttü ve artik Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesinde ögrenciydim. Insan haklari, basin özgürlügü, üniversite özerkligi…diye diye, 28 Nisan 1960'a geldigimizde, Beyazit meydaninda bir ögrenci arkadasimizin (Turan Emeksiz) öldügünü duymus ve sokaklara dökülmüstük. Ankara'da Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültesi ögrencileri de 29 Nisan'da Polisle çatistilar. Aradan bir ay geçmedi, Türk Halki 27 Mayis 1960 Darbesini gördü. O ilk darbe, biz gençlere göre bir ihtilaldi! Dünya da degisiyordu,1960 sonrasi Sovyetler Birliginin komünizmi Kore'den Küba'ya kadar birçok ülkeyi etkiledi. Türkiye'de de esen sol rüzgârlar, Ismet Pasa'yi "CHP ortanin solundadir" demeye kadar götürdü. Okul bitmis, ben de, yeni kurulan Devlet Planlama Teskilatinda görev alma mutluluguna ermistim. Istanbul hizla yüz degistirmekte, Arçelik'le Sütlüce'de çamasir makinesi yapimi ile baslayan süreç kocaman fabrikalara dönüsür oldu. Hükümetin özel sektörü koruyan ekonomi politikasina karsi, Istanbul basta büyük kentlerde sosyalist gençligin yaptigi eylemler, Basbakan Demirel'i çok tedirgin ediyordu. Güney Amerika rüzgârinin getirdigi "sehir gerillasi" yöntemini benimseyen Devrimci Gençlikle, hükümet destekli Ülkü Ocakli Komandolarin arasindaki silahli çatismalar yayginlasti gitti. Kanli gelismeler, dolayli darbe olan 12 Mart Muhtirasina gerekçe sayildi. Demirel sapkasini aldi gitti, Nihat Erim sikiyönetimler döneminin ilk Basbakani oldu. Çok acili ve haksizliklarla dolu üç yilin ardindan 1973'de yapilan seçimde, Ecevit'in çagrisi ile ben de kendimi CHP saflarinda ve Mecliste buldum. Deniz Baykal'la 1974 Hükümetinde Bakan olarak baslayan beraberligimiz, 1976 baslarinda Ecevit'e karsi "Baykalcilik" hareketine dönüstü. Petrol fiyatlarindaki patlamalarla dünyada oldugu gibi Türkiye'de de ekonomi enflasyonist ortama kaydi. Gelisen gençlik olaylari da yogunlasinca, ülke bu kez de 12 Eylül 1980 darbesi ile karsi karsiya kaldi. Önemli yanlisindan birisi olan CHP ve bütün partileri kapatmakla, Evren Pasa siyasal yapimizi paramparça etmis ve bu gün yasanan sorunlarin dogmasina neden olmustur.
Sosyal Demokrat siyaset Önce Halkçi Partiyle sonra SODEP ile ve 1987'den sonra da bizim de içinde oldugumuz SHP'de, yeniden yola koyuldu. SHP'de ve sonra 1992'de yeniden açilan CHP'de, Deniz Baykal'in önderliginde partiyi iktidara tasimak için yogun ve çatismali bir ugras verdik. Ancak, 1999 seçimi Baykalci hareket için bir bitis oldu. CHP barajin altinda kaldi. Halktan aldigimiz dersi iyi okumamiz gerekiyordu! Istifa eden Baykal, telasla geri dönerek, Altan Öymen'in elinden Genel Baskanligi aldiginda, halkla arasinda var olan güven bunalimi, güven yokluguna dönüstü. CHP bugün artik halkin gözünde, evinde kavga eksik olmayan ve evlatlarini yiyen bir parti konumunda!
Dün gördüm ki, Ortaköy Istanbul Bogazinin eski iskelesi olmaktan çikmis, kültür etkinlikleri ile çagdas zenginligimiz gençlerin coskulandigi bir meydan olmus."ELT Telgrafini" çektigim postane yerinde duruyor. Ondan gayri 1953'den bir degismeyen bir tek, sehir hatlari Ortaköy Iskelesi kalmis. "Çinaralti" lokantasina oturdum. Garson Seyfettin, Ordu'nun Gürgentepe'sindenmis. "Bak Seyfettin, Baykal'in partiden attigi hemserin Ertugrul Günay, CHP'nin Genel Sekreteri idi". Seyfettin sordu, "Agabey sen simdi hangi partidensin", "ölene kadar CHP'deyim", "Yok agabey Baykal gitmeden kimse size oy vermez, hele gençler hiç vermez."
Temmuz 2004'de bu yazdiklarimin üzerinden üç yil sonra, Ertugrul Günay'in AKP'li olusu yakinlarini üzdü. Kendince hakli gerekçeleri vardi. Ancak benim bildigim Ertugrul'un o karari almadan ve aldiktan sonra haftalarca gözüne uyku girmedigine inaniyorum. Kisiligine saldiranlara karsi savunmak için çok zorlandim. Elbette benim gibi sonuna kadar CHP'de kalip bekleyemezdi. Ben Partimin bu günkü duruma gelmesinin en bas sorumlularindanim. Ama onun verecegi bir hesap yoktu. Dilerim Günay'in hüznü, kapilari ona kapatan CHP'deki sorumlularin, bitmez bir vicdan azabi olsun.



Haber NO: 421

Kategori: Vatan Gazetesi