"Kavak ile sarmasik"
Derler ya "ögrenmenin sonu yoktur". Bence ülkeler için de, birey için de gelismisligin sirri bu deyimin içinde yatiyor. Ilk kez duydugum su ögüdü dostum Demir Küçük’den ögrendim; "Kavak ile sarmasik bulusmuslar. Sarmasik baharda topraktan basini kaldirmis, günesi suyu aldikça agustosa dogru kavagin tepesine ulasmis. Bir gün sarmasik kavaga sormus, 'sen buraya kaç zamanda geldin?' Kavak '35 yil oldu' demis. Sarmasik alaya alarak kavaga 'bak ben buraya alti ayda geldim' deyince kavak, 'nasil geldigini yakinda görürüz' demis. Ekim kasim derken sarmasigin kollari büzüsmüs, kar üstüne gelince donmus ve kendini kavagin dibinde bulmus. Kavak sonunun geldigini görünce aciyarak sarmasiga 'sen bir daha ayazi görmeden kendine boy biçme' demis".
Etkilendigi bir yazinin yazari için dostum Cemal Seymen (Nevsehir eski Milletvekili, eczaci, avukat), "agabey, üç sayfada bin sayfalik kitap yazmis" demisti. Ben de Demir Küçük’e, "bana Seymen'in sözünü animsattin, bu anlattigin degil bin sayfalik bir kitap, ders almasini bilenler için belki de binlerce sayfalik bir ögretiyi içeriyor dedim."
Isterseniz ülkemizi, partileri, kamu kurumlarimizi ve hatta bazi büyük sivil toplum örgütlerimizi yönetenlere bir bakin. Benim aklima hemen basbakanlar, maliye bakanlari, en büyük partilerimizin genel baskanlari ve benzerleri geliyor. Tayyip Erdogan'a gelene kadar son kirk yilda basbakanlik yapanlarin ortalama görev ömrü bir buçuk yildan az sürmüs. Genellikle bunun nedeni, koalisyon hükümetlerinin çok basli olmasina ve istikrarsizligina baglanir. Oysa gerçeklere dayali arastirmalar, yari yolda kalan hükümetlerin hemen tümünün de basarisizliginin arkasinda, bas edemedikleri ekonomik sorunlar oldugunu göstermektedir. Daha açik belirtmek gerekirse, programlarindakinin tam tersine bu, daha yolun basinda kapildiklari popülist mali uygulamalar yüzünden basbakanlarin kamu kaynaklarini partizanca ve keyfi kullanmalari nedeni ile enflasyonu körüklemelerinden kaynaklanmistir. Soluklarini hesap etmeden, iktidar gücünün verdigi ilk hizla kosarsalar birinci olacaklarini sandilar! En deneyimlileri bile bu sondan kurtulamadi.
Basbakan Tayyip Erdogan, son açikladigi 60'inci Hükümet Eylem Plani ile aklindaki 2011 Türkiye'sine iliskin öngörülerini anlatti. Anlattigi sekliyle 2011 Türkiye'sinin egitim düzeyi daha yüksek, saglik sistemi daha yaygin, tarimsal üretimi daha gelismis, altyapisi daha bayindir, bölgelerarasi farkliliklari daha azalmis, yatirim ve istihdam sorunlariyla daha iyi basa çikabilen, savunmasi daha güçlü, dis politikasi daha etkin ve daha demokratik bir ülke olmasi beklenir! Elbette halkimiz, 2011'de böyle bir Türkiye'yi görmek için her türlü özveriye hazirdir. Ancak Basbakan'in siraladigi 145 hedefin ne kadar gerçekçi ve yapilabilir olduguna iliskin sorular da, planin açiklandigi dakikadan baslayarak genis bir sekilde tartisilmaya baslandi. Iyi niyetli çogunlugun ortak noktasinda, planin uygulanabilirligine yani nasil yürüyecegine iliskin sorular var. AKP hükümetleri, ekonomik ve mali konularda 2002'de Ecevit'in koalisyon ortaklari ile birlikte tasfiyesine neden olsa da aldigi önlemler yüzünden saglanan istikrar sayesinde buraya kadar geldiler. Ancak hem dünya ekonomisinde 2007'nin ortasindan beri baslayan durgunluk hem de kamunun elindeki kaynak yaratan varliklarin tükenmesi sonucu yolun sonuna geldigini söyleyenler çogunlukta. Kimine göre ekonomimiz, kis aylarina varmadan yani don olmadan, 2000 krizinden bile agir sorunlarla karsi karsiya kalacaktir. Son bilgilerde fiyatlarda baslayan artislar, üretimde ve kapasite kullanimindaki düsüsler, cari açiktaki yükselis, enerji darliginin ve faturasinin hizlanisi ve Avrupa Birligi iliskilerindeki çikmaz, bu beklentileri dogrulamaktadir.
Açikladigi programini, ham petrol fiyatinin 100 dolar sinirini asmamasina bagladigi için Tayyip Erdogan'i sarmasiga benzetmek istemedim. Artik bunca yil basbakanlik koltugunda oturduguna göre ciddi bir deneyim elde etmis olduguna inaniyorum. Ne var ki, çevresindekilere örnegin Maliye Bakani'na, yeni getirdigi Hazine Bakani'na ve ettigi sözlerle hâlâ görevinin bilincine varamamis olan Dis Ticaret Bakani'na bakinca, yazima Demir Bey'in "Kavakla Sarmasik" hikâyesi ile baslamakta bir haksizlik görmedim.
|