Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Somut önlemler gerekiyor

Tarih: 27.10.2008 14:49:55


Geçen haftaki "Bizim Açimizdan Kriz" yazim söyle bitiyordu
 


Geçen haftaki "Bizim Açimizdan Kriz" yazim söyle bitiyordu: " Ilk bakista bizim para piyasalarinda görülen düsüsün bir süre sonra kapasite kullaniminda ve üretimde düsüsün hizlanmasina dönüsmesi olasiligi çok yüksektir. Dolayisiyla bankalar gibi hizmet sektörlerinden daha çok, imalat sanayiinde baslayacak isten çikarmalar, ülkeyi yillar öncesinde kaldigi sanilan, çatismali sosyal sorunlarla karsi karsiya getirebilir. O asamaya gelmeden Ankara'nin müdahalesi olacaksa, Washington'da, Londra'da, Berlin'de oldugu gibi para pazarini kurtarmak için degil, halkin asini-isini kurtarmak için olmalidir."

***

Görülen, o asamaya gelinmis bile. Türkiye Istatistik Kurumu'nun açikladigi son issizlik sayilarindaki ciddi artislar gösteriyor ki, isten çikarmalar çoktan baslamis. Is dünyasinin temsilcileri, kisa vadeli mali sikintilari yüzünden, ilk önlem olarak tasarruf politikasina döndüklerini ve yatirim harcamalarini askiya aldiklarini açikladilar. 2000 krizinde Kemal Dervis'in aldigi önlemlerin en basinda bankacilik sektörünü yeniden yapilandirma vardi. Bugün artik bizim yerli bankalarimizda, ABD'den Japonya'ya kadar gelismis ülke bankalarinin yasadigi boyutta bir açik olmamasinin nedeni oradan kaynaklaniyor.

Ancak Kemal Dervis bugün çok daha önemli bir endiseden söz ediyor: "Gelismekte olan ülkelerde yavaslama kaçinilmaz. Türkiye için bir kriz söz konusu degil. Ancak reel sektör ve cari açiktan kaynaklanan kirilganliklar var." Dervis demek istiyor ki "önlem alinmazsa yatirim ve üretim düser." Ekonomi profesörü Asaf Savas Akat da diyor ki: "Kredi daralmasi firmalarin yatirim harcamalarini daha da fazla vuruyor. Hakli olarak isletmeler de nakde geçmek istiyorlar. En kolay yatirimlarini kisabiliyorlar." TÜSIAD basta, is dünyasinin ilk korkusunun da bankalara olan kredi borçlarinin geri ödenmesinde karsilasacaklari baski oldugu anlasiliyor.

Bu endiseyi herkesten önce görmüs olacak ki Maliye Bakani Unakitan hem de yüksek sesle bankalara söyle seslendi: "Sakin ha, sanayicileri kredileri geri ödeme konusunda sikistirmayin." Bakan bunu söylese de en büyük is adamlarinin bile kulagi hâlâ banka genel müdürlerinden gelebilecek kötü bir haberde. Çünkü 2001'de çikan yasaya göre bankalarin üst yönetimi, sorunlu kredilerin takibinden "tam sorumlu." Yani, borcun sözlesmenin kosullarina göre zamaninda ve bütünüyle tahsil edilememesinden dogan zarar, banka yönetimi için "zimmet suçu" olusturmaktadir. Bir bankanin verdigi kredinin, bugünlerde oldugu gibi ülkenin genel ekonomik kosullarinin da kötülesmesiyle sorunlu hale dönüsebilecegi öngörülmemisti. Sonraki gelismeler, özellikle halen sahipleri kaçak olarak yurt disinda bulunan bir bankanin durumu yüzünden bu denli sert maddeler içeren bankalar yasasinin degistirilmesini gündeme getirmisti. Ancak geçen dönem mecliste öncelikli siyasal ve sosyal konulardan sira gelmedigi için kadük oldu.

Yazimin basinda animsattigim gibi hükümet, isten çikarmalarin hizlanarak artmasini içtenlikle istemiyorsa "ABD Baskani Bush'un yaptigi gibi degil, Ingiltere Basbakani Gordon Brown'in yaptigina benzer yönde üretimi ve istihdami koruyan önlemler almakta hiç gecikmemelidir. Önlemlerin içerigi açisindan ise, gerekli yasal düzenleme yapilip, zimmet suçu riski banka yönetimlerinin üzerinden kaldirilmadikça, Maliye Bakani'nin "sanayicileri sikistirmayin" sözünün de bir anlami olmaz.


Haber NO: 509

Kategori: Vatan Gazetesi