Zaten Baykal'in, ortaya çiktigi geçen yilin agustos ayindan beri bu dosyayi, Basbakan'i seçimlerde yipratabilecegi en önemli konu olarak elinden hiç birakmayacagi anlasilmisti.
1999 seçimleri öncesi Mesut Yilmaz'a karsi Ticaret Bankasi olayini da Baykal muhalefetinin ana basligi yapmisti. 2002 seçiminde yine Ecevit hükümetinin bazi bakanlarinin yolsuzluklari ile ilgili dokunulmazlik ve yüce divan konularini gündemin ilk sirasina koymustu. 2007 seçim öncesinde, Abdullah Gül'ün cumhurbaskanligi için 367 sandalye gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'nin iptali karari da, seçimin sonucunu etkileyen konuydu. Bu seçimlerin hiçbirinin sonucu CHP'nin yararina olmadi.
Bütün bu israr ve inadina karsilik Baykal, halkin seçimlerde asil bekledigi as ve is konusuna ise sanki hiç önem vermez gözükmüstü. Aslinda, 1974'te maliye bakani oldugundan beri ekonomik konulara olan derinligine bilgi ve ilgisiyle, hemen herkesten çok elestiri ve çözüm önerileri getirdi ve getirmeyi hâlâ da sürdürüyor. Ancak, her konusmasinda yukaridaki soyut konulari o denli öne çikariyor ki, bu önemli düsünceleri ve öngörüleri dinleyenlerin bir kulagindan girip öbüründen çikiyor. Sonuçta, düne kadar yineledigi ve yarin da sürdürecegi yolsuzlukla ilgili heyecanli ve sinirli söylemi halki yorgun düsürdü. Simdi Baykal konusmaya baslayinca, yurttas artik bikkinlik duydugu "Baykal-Erdogan" dizisinin sanki tekrar eden haftalik bölümünü izlemenin siradanligini yasar oldu.
Demokrat Kocaeli Gazetesi'nde genç bir gazeteci CHP Genel Baskani Izmit'e gitmeden bir gün önce sunlari yaziyordu:
"Ben bugün Baykal'in, örnegin kalabaliga hos bir tebessümle bakip, 'Körfez burada mi?' diye bagirmasini istiyorum... Ardindan Karamürsel, Ardindan Kandira... Ben bugün Baykal'in, örnegin Kocaelispor atkili bir gence, 'Aksama Galatasaray'i yenecek misiniz? Çok gol atmayin, ben Galatasarayliyim' gibilerinden bir seyler demesini istiyorum... Sonra gülmesini, binlerce Kocaelili ile birlikte gülmesini istiyorum...
Ben Baykal'in, 'taramali tüfek' gibi konusmasini degil, ara sira susup "romantik" bir sekilde kalabaligi izlemesini istiyorum... Ben bugün Baykal'dan, Kocaeli'nde isçi çikartan fabrikalarin isimlerini saymasini ve 'kriz' konusmasina oradan baslamasini istiyorum...
Laikligin elden gitmesi... Büyük Orta Dogu Projesi kapsaminda Türkiye'nin bölünmesi...
Basbakan'in Hamas savunuculugu, seçim rüsvetleri, yarginin siyasallasmasi, ergenekon, vs... Ben bugün Baykal'in bunlardan bahsetmesini istemiyorum...
Yuvacik Baraji'nin gerçekte kaç paraya mal oldugunu...
SEKA Fabrikasi'nin tekrar kurmanin hayal olmadigini...
IZAYDAS Çöp Fabrikasi'ni...
IZGAZ'i anlatmasini istiyorum...
Peki, 'Mevlüt, bu beklenti ve isteklerinin gerçeklesecegine inaniyor musun?' seklinde bir soru sorarsaniz eger, cevabim 'hayir' olur...
Fakat yine de umudum yok degil."
***
Sanilir ki, Mevlüt Soysal'in (arastirdim, AKP'li degil, CHP'ye yakin) bir gün önceki bu dileklerini yanindakilerden birisi CHP Genel Baskani'na göstermis olsun. Hayir, Mevlüt'ün umudu bosa çikti. Görüldü ki, Baykal yine Deniz Feneri'nden girdi ve Deniz Feneri'nden çikti. Her zamanki gibi açmadik konu birakmadi ama akillarda yine Erdogan-Baykal dizisinin son perdesi kaldi. Artik, seyirciler gelecek haftayi merak etmiyor ki! |