|
Hiç öne çikmadi ama öne çikanlarin arkasindan inançla gitti. 1968 kusaginin isimsiz yigitlerindendir. Ne acidir ki, Türkiye öylesi ON BINLERIN katlandiklarina karsilik, halkina yeterince hizmet edemeden yitip gittigi bir ülkedir. Son yirmi yilin küresel yeni kusaginin onlari, ne anladigini ne de andigini saniyorum. Iste bu nedenle Cününoglu'nun son gönderdigi iki kisa degerlendirmesini size olsun ulastirmak istedim;
"ÜLKEYI KUCAKLAMAK
Gerçekten ülkemizde siyaset yapmak ve herkesi memnun edecek politikalar üretmek zor is. 7 Haziran Pazar günü yapilan yenileme seçimlerinin sonuçlari da bu realiteyi dogrular niteliktedir. Sayin D. Baykal istedigi kadar gerçegi tersyüz etmeye çalissin. Galiba siyasetin en büyük sorununun temelinde, tüm ülkeyi kucaklayabilecek politikalar üretmekteki zorluk yatmaktadir. Simdilik "dinsel motifleri" kullanarak AKP bu sorunun üstesinden gelmis gözüküyor ama olasi bir bati yanlisi IRAN açilimi dahi direkt olarak Türkiye'yi etkileyecegi kesin gibi gözüküyor. Her ne kadar Lübnan'daki Hizbullah yenilgisi yeteri kadar hissedilmemis olsa dahi, bin yillik tarihi geçmisi olan komsumuz Iran'i, ayri bir baslikta degerlendirmeye tabi tutmak daha saglikli olacaktir kanisindayim. Ülkemizin belki de en büyük sanssizligi, SOGUK SAVAS sürecinin sonlanmasi ile ortaya çikan kosullara hazirliksiz yakalanmasiydi. 12 Eylül'ün yarattigi atmosferde yikilan duvarlar, çöken bir Sovyetler ve diger Sosyalist sistem üyeleri... Bu arada trajik bir biçimde paramparça olan Yugoslavya... Küresel kapitalizme hizla entegre olmus (yamanmis) ülkemizde de DIN ve MILLIYETÇILIK, yükselen deger olarak seçim piyasasinin mutlak egemeni haline gelmedi mi? Evrensel degerlerden beslenmeyen "merkez sag ve sol"un çöküsünü de hizlandirmadi mi? Bu manzara nereye kadar sürer derseniz?.. Bölgesel konjonktür filmin sonunun çok uzakta olmadigi izlenimini uyandiriyor. Hele D. Baykal bir kez Irak lideri C. Talabani ile bulussun (randevu gerçeklesmis), bazi yikilmaz zannedilen kalelerin kagittan kaplan oldugu daha iyi anlasilacaktir!.. Bütün mesele, ülkeyi gerçekten kucaklayan ve sorun çözen siyaset üretmekten geçiyor... Meydani bos bulan AKP, 7 yila yakin süredir bu islerin bas uzmani olarak oldukça basarili bir sinav vermistir! Ve üstelik son seçimler de dahil, Ikmale dahi kalmamistir!.. Izleyecegiz, bekleyip görecegiz... Nereye kadar sürer gider, AKP kervaninin solugu...
CHP'YI ANLAMAK!..
Alman Sosyal Demokrat lider Steinmeier bizim CHP'yi 'anlayamamaktan' sikâyet ediyormus. Çünkü 'reformlara sahip çikmiyormus' ve 'Avrupa Birligi yolunda ilerlemiyormus' v.s. Ahh !.. Sayin sosyal-demokrat lider Steinmeier, birakalim 12 Eylül öncesi CHP'yi, son 20 yila yaklasan süreçte her seçim CHP'ye OY vermemize karsin biz dahi anlayamiyoruz CHP'yi... Ki siz nasil anlayasiniz!.. Inanin artik o denli bir SEÇMEN profili çiziyoruz ki... Neye, ne için OY verdigimizi dahi bilmiyoruz. Yalniz bildigimiz tek bir gerçek var bu arada... Alternatifsiz CHP bizi, "SERIAT GELECEK diye iyi korkutmusa benziyor... Eh!.. Bizler de bu korku çerçevesinde veriyoruz OY'umuzu, ebedi Sef Baykal'in partisi CHP'ye. Yalniz firsat bulmusken bir özelestiri yapalim sayin Alman Sosyal -Demokrat lider kardesim... Bir kez CHP kendi bünyesinde dahi demokrat degil ve dolayisi ile de 'sosyallesmesi' mümkün degil... Diger yandan evrensellikten uzak, bir zamanlar tutturmustu bir ANADOLU SOLU ve SEYH EDEBALI, daha sonrasi ulusalcilik adi altinda koyu bir "milliyetçilik" yolunda hizla ilerliyor. OY oranini merak ediyorsaniz, iktidar olmak gibi bir hirsi yok muhteremin, yüzde 20 civarinda OY sürekli muhalif tutmaya yetiyor da, artiyor bile. Çünkü IKTIDAR demek AB demek, IS üretmek demek... Laf üretmeye benzemiyor anlayacaginiz. Bizi ve CHP'yi anlamaya çalismak için emek harcamayin sayin LIDER... Bizi bize birakin... Ne güzel konusa konusa geçinip gidiyoruz iste... Üstelik tüm 'deniz' kenari belediyeler de bizde... Sizi de bekleriz RAKI-BALIK muhabbetimize..."
Virgülüne bile dokunmadan size sundum. Nostalji mi, bu günün gerçegi mi yorum sizin… |
