Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Berber Ahmet de kimliginin hesabini soruyor

Tarih: 24.08.2009 10:41:54


Adam yerine konmanin" ne demek oldugunu, Batililar, Müslümanlar kadar bilmezler. Kilise'nin baskisindan kurtulan "Avrupali", dört yüz yildir "özgür birey" olmanin ayricaligini yasiyor.
 


Bogazlardan doguya dogru ve ancak bu yüzyilin baslarinda ilk kez Mustafa Kemal, "Amasya Bildirgesi" ile (nüfus kâgidinda Islam yazan) Anadolulu'ya, "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve karari kurtaracaktir" diyordu. Üzerinde akil yürüten tarihçiler ve sosyologlar, Türkiye disindaki Islam dünyasinin kendisi için hâlâ hak görmedigi su üç kavrami Atatürk'ün Amasya Bildirgesi ile dünyaya açikladiginda birlesirler: "Ulusalcilik, Bagimsizlik ve Egemenlik" Bunlar aslinda, Halife'nin (padisahin) kulu olan ve seriatin boyundurugundaki Anadolu insanina artik, "özgür ve bagimsiz birey" olacagini müjdeleyen ilk yürekli haykiristi.

Zaten o günden bu yana, radikal Islami kesimlerin Atatürk'ü, "kâfirlikle" suçlamasinin altinda; kulluktan kurtulan Anadolu insaninin, "aklini kullanmaya" baslamasina karsi duyduklari endise ve ilkel tepki yatmaktadir. Bugün artik çagdas Türkiye'de, genç kusaklarin bazen anarsiye varan, "kisilik ve özgürlük" zenginligi, komsularin(!) kiskançlikla izledigi bir gerçek olarak yasaniyor.

Saçlarimin arasinda makasini gezdiren berber Ahmet Sadik; altmis yil önce as ve is için ayrilirken iç cebine gömdügü köyünün, soluk resmini gösterdi. O günkü Hürriyet Gazetesi'nde hortum afetinin silip süpürdügü Çubuk / Sünlü Köyü'nün renkli bir fotografi vardi... Basladi yazdigi siirini okumaya:

"Köyüm benim

Miredagi karardi

Karsisinda Sünlü Köyü

Sagimiz Çayüstü

Çöpdüsmez, Yirgiz

Karsi bayirda kardesim Ibrahim yatiyor

Bu köyün tasina topragina selam

Bu köy, benim köyüm"

Tadanlar bilir, yumusak elli berberin uyku getiren sohbetinin tadini. Ahmet Sadik ancak benim duyacagim bir tonda anlatmaya devam ediyordu. Aliskanlik edinmistim onu dinlemenin keyfini. Çok da deger verdigimi sezmisti. Eh ne de olsa bakanlik yapmis bir politikaciydim. Her insan gibi onun da bir hikâyesi olduguna inanmam ve önemsemem, onda sevecen bir gurur yaratmisti. Adam yerine konmanin degerini sanki ispat etmek istercesine, Basbakan Süleyman Demirel'e yazdigi mektubuna yillar önce aldigi yaniti gösterdi. Berber Ahmet Sadik için o iki satir, "kimliginin tapusu" idi. Iki adim atti, küçük çekmecesinden çikardigi eski bir gazete parçasini aynanin önüne koydu. Ve kulagima egilip, Basbakan Recep Tayyip Erdogan'in birkaç yil önce Chicago caddelerinde, arkasinda tesettürlü bes hanimla çektirdigi fotograflari göstererek: " Biz böyle degildik? Benim köydeki basi örtük bacim bile bu kiligi yadirgiyor" deyisi, içten bir öz savunmaydi.

Çubuk'un Sünlü Köyü'nden, Türk berberi, dini bütün Ahmet Sadik; altini üstünü aradigi yok da, Basbakan Recep Tayyip Erdogan'dan "kendi kimliginin hesabini soruyordu..."


Haber NO: 561

Kategori: Vatan Gazetesi