|
Benim 35 yillik deneyimimden anladigim, bu taraftan Iktidar ve kendini yetkili sayan herkes, öbür taraftan DTP, PKK, Imrali ve hatta ABD, Kuzey Irak’taki Federe Devlet, kimine göre “Kürt Açilimi” kimine göre ise “Demokrasi Açilimi” denen bu gündemin, sonunun yine “çözümsüzlük” olacagini görecekler.
|
AKP adina bir eski bakan daha iki gün önce sunu söyledi: “Basbakanin bir tek ‘kirmiziçizgisi’ var, ‘çözümsüzlük’. Aynen 2002’den bu yana Basbakanin Kibris sorununu Annan Planina bagli olarak yürüttügü gibi. Onun içinde açilim demisti. Bu gün Kibris’ta artik Cumhurbaskani M. Ali Polat da kabullendi ki, Denktas hakli imis, sorun daha da giriftlesti. Yani, Kuzey Kibris için en iyi çözüm çözümsüzlükmüs.
Simdi “Kürt Açilimi” derken AKP’nin ortada açilim adina, hiçbir somut önerisi olmadigi açikça anlasildi. “Neler olmayacak, neleri yapacaksiniz? Sorusuna Dis Isler Bakani Davutoglu’nun verdigi yanit su: “Resmi dilde degisiklik olmayacak, asla. Federasyon ya da özerklik olmayacak, kesinlikle. Üniter yapiya halel getirecek hiç bir adim atilmayacak, Kürtçe egitimle karistirilmasin, bu degil. Seçmeli Kürtçe egitimi olabilir. Egitim dili Türkçedir. Ama isteyen ögrenciye seçmeli olarak Kürtçe dersi verilebilir. Isteyen ögrensin. Bu bireysel temelde bir taleptir, kimse kollektif hak gibi görmesin, öyle göstermesin. Türkler ve Kürtler genis bir cografyada beraber yasiyorlar. Mümkün degil”.
Bu kirmiz çizgilerin hiç birisi yeni degil. En kurnaz yaklasan DTP Genel Baskani Türk, Basbakanla yaptigi görüsmeden, “hiçbir ön yargi ve kirmiziçizgi olmamalidir” diyerek çikti. Açilimdan beklentilerinin basliklari olarak ta, Anayasa da etnik vatandasliga açilan degisiklik, ana dilde resmi egitim, sonuçta federal yapiya dönüsecek yerel yönetim özerkligi gibi yillardir ileri sürdükleri taleplerini yineledi.
Türkiye’nin son otuz yilda gündemden düsmeyen iki önemli sorunu vardir. Ayrilikçi siyasal hareketin tirmanisi (terör bu siyasetin bir aracidir) ve Rumlarin, adanin tamamina egemen olma politikasi yüzünden “Kibris sorunu”. Bu iki sorun da aslinda Komünizm Moskova’da çökene kadar, NATO daha açikçasi ABD ile bu günkü adi ile Rusya arasindaki soguk savas yüzünden yaratilmisti ve sürdürülüyor idi. 1990’larin basindan beri de Türkiye açisindan, ABD ve Avrupa Birliginin (AB) Orta Dogudaki çikarlarina bagli olarak boyut ve nitelik degistirerek tirmaniyor.
ABD Irak’tan çekilecegi için Kürt Bölgesine yeni bir düzen vermek istiyor. Bu çözüm ise Türkiyesiz olamiyor. Dolaysiyla, bazilarinin söyledigi gibi AKP Hükümetinin “Kürt Açilimi”, ABD’nin baskisi ile degilse de, o gerçegi kabullenen Gül-Erdogan ikilisi bir seyleri kendiliklerinden yapmak zorunda kaldilar. Oysa Irak’in isgalinden önce Bush yönetiminin sonuç veren plani olmadigi gibi bu kez de Obama yönetiminin de Kuzey Irak’ta hiçbir geçerli plani yoktur. PKK tasfiye edilmeden Türkiye’de hiçbir hükümet Kuzey Irak’ta bir çözüme alet olma cesaretini ve gücünü kendinde bulamaz. Demokrat ve liberal geçinen bazi aydinlar Kibris’ta Annan Planina evet diyerek çözüm olacagini ummuslardi. Simdi de AKP Hükümetinin “Demokratik Açilim” yapiyorum diye ABD’nin bosaltacagi Kuzey Irak’ta ve dolaysiyla Diyarbakir’da baris saglanacagina inananlarin bir kez daha yanildiklarini bir süre sonra herkes görecektir.
|