Ancak o seçimi izleyen ilk yildan baslayarak hizla halkin güvenini yitirdigi de bir gerçek. AKP’den önce, ANAP 1991 seçiminde, DYP’de 1999’da ayni düsüsü yasadilar. Simdi Basbakan Erdogan’in da bu korkuya kapildigi görülüyor. Yoksa olup olmayacaginin karari kendi elinde olan bir erken seçimin dedikodusu için bu denli telasa kapilmazdi!
Basbakan, krizin basinda “teget geçti” diyerek halki avutacagini sanmisti. Sonunda issizlik hizla artinca halkin tepkisi büyüdü. Bel bagladigi ÖTV indirimi gibi kolay ve basit önlemlerden sonuç alamayinca da, suçu önce yandasi olmayan is çevrelerine atmayi denedi. Inandirici olamadi. Merkez Bankasi Baskani gibi en üst düzey kamu görevlilerine, “dünyadaki bunalimi en az zararla atlatan ülkeler arasindayiz “ dedirterek moral bulmaya çalisti. Iste, “'Sadece sunu 2 gündür konusmanin borsada meydana getirdigi etkiyi hiç arastirdiniz mi?” diye, erken seçimi dillendiren muhalefete çatmasi, halkin gözünde krizin sorumlusu olmaktan kurtulmadigi paniginin, beynine islediginin göstergesidir.
Kendi yaptirdiklari dahil son anketler, AKP’nin çok hizli oy yitirdigini belgeliyor. Zaten, önceki seçimler gösteriyor ki, üçüncü dönemine böyle baslayan hiçbir parti iktidarini koruyamamistir. Hele ki, daha yillar sürecegi artik açikça belli olan bu denli ekonomik bunalim sürüp gittikçe!
Anlasilan, erken seçim olmayacaktir. Çünkü düsüste olan bir partide, ne denli hakim olsa da hiçbir Genel Baskan, gelecek endisesine kapilan milletvekillerini bir erken seçime razi edememistir. Aslinda, çogu bati ülkesinde, daha kötü sonuca gitmeden erken seçimi göze alan hükümetler olmustur. Ancak parti grubu üstünde ne denli güçlü olsa da, Basbakan Erdogan’in bir erken seçime cesaret edemeyecegi anlasiliyor. Üstelik gerçekçi bir degerlendirme yaptiginda, bu sansini üç ay önce “Kürt Açilimina” zorlandiginda yitirdigini kendisi de görüyor olmalidir.
Abdullah Gül’ü cumhurbaskani yapmak için AKP’nin degistirdigi anayasaya uygun olarak simdi getirdigi teklif, seçimlerin 4 yilda bir yapilmasini gerektiriyor. Yasalasirsa 2011’in Temmuz ayinda genel seçim olacaktir. Demek ki, bu gidisi durdurmasi ve yeniden çikisa geçebilmesi için R.T.Erdogan’in önünde 19 ay var. Ancak, bu süre içinde çikmaza giren açilim politikasini halki inandiracak bir yola koyamazlar. Yine bu sürede, yeni umutlari Disisleri Bakani Davutoglu’nun güleç yüzü sayesinde Barzani’ye PKK’yi tasfiye ettiremezler. Ve yine bu sürede, Basbakan Erdogan’in Ahmed-i Necat’a imza attirdigi üç yil sonrasinin petrol ortakligi vaadiyle, her gün artan fiyatlari ve issizligi durduramazlar.
Zaten seçim korkusu bir kere beyinlere girmeye görsün, düsüse geçen bir iktidar partisi için 19 ay, artik 19 hafta gibi geliverir. Bence 2011 seçiminin sonucunu, AKP’den daha çok ana muhalefet CHP’nin, daha açikçasi Baykal’in, halka güven ve umut veren etkin bir muhalefet yapip yapamayacagi belirleyecektir.
|