Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Benim tanidigim Gürbüz Çapan

Tarih: 25.01.2010 11:58:14


1950'lerin ilk yillarinda bir sonbaharda bir pazar tatiliydi. Kabatas Erkek Lisesi'ndeyim. Kamyondan bozma bir Bedford otobüse dolduk.
 


Çekmece'lere kira gidiyoruz. Basimizda jimnastik hocamiz, Mimar Sinan'in Ayamama köprüsünü ine çika geçerken, gözlerimiz uçsuz bucaksiz tarlalara dalip gitmisti. Yikik Topkapi surlarina yaslanip kalmis Istanbul'u arkamizda birakali saatler olmustu. O günlerden baslayarak, fakir Anadolu as-is için Istanbul'a tasindi durdu. Hiçbirimiz o yillar, bu tarlalarin yerinde yüz binlerin yasam kavgasi verdigi fabrikalarin, santrallerin, toplu konutlarin yükselecegi bir gün gelecegini bilemedik.

Yil 1989, Sosyal Demokrat Halkçi Parti'nin (SHP) belediye baskan adaylarini belirlemeye çalisiyoruz. Genel Baskanim Erdal Inönü'nün, "Sayin Çevikçe bu genç doktoru dinleyin" diyerek gönderdigi bir karayagiz delikanli odama girdi. Ben o zaman, "Üç-bes bin gecekondulu Esenyurt'un, belediye baskani adayiyim. Seçimi alir ve o bozkiri 20 yil sonra 400 binlik bir kent yaparim" diyen Gürbüz Çapan'in sonunun Ergenekon mapushanesi olacagini da bilemedim.

Nelerle suçlanmadi ki? Castro'un davetine uyup Küba'ya gittigi için komünistlikle, Azeri sevdalisiyken Kürtçülükle, dahasi Erivan gezisinden ötürü Ermenicilikle ve ilah! Ama o Gürbüz Çapan'in, gün gelip de asiri milliyetçi Ergenekon üyesi olmaktan suçlanacagini hiç düsünemedim. Hani derler ya ileri zekâli, deli dolu ve tok sözlü bir adam. Son sorgusunda, "ben niye buradayim" derken, hâlâ özgüveni tam ve yüzü gülüyor. Bakin, kendini savunmuyor ama birilerini nasil yargiliyor:

"Ben Cumhuriyet'i yikayim diye degil, demokratik hale getireyim diye solcu oldum. Benim bu davada ne isim var, beni niye kattiniz, ne alakasi var? 1999'da yeniden belediye baskaligina seçildim. CHP yüzde 10'un altinda oy aldi ve baraja takildi. Ben yüzde 35 oy ile belediye baskani seçildim. Belediyenin parasi yoktu. Esenkent'te yasayan insanlar hakikaten yoksul insanlardi. En zengin insanlarimiz Ataköy'de kapicilik yapan ya da temizlige gidenlerdi. Gayri mesru hayatin olmadigi tek yer Esenkenttir. Herkes kapi komsusunu bilir. Türkiye'de ilk zemin etüdü yapilan yer Esenkenttir. Çok sikinti çektim. Durmadan çalistim. Dik durdum. Dik durmaya çalistim. Türkiye'de dik durmaya çalismak zor bir sey."

"Cumhuriyet rejimi bazilarina göre yolda bulunmus bir seydir. Ama bize göre Mustafa Kemal ve arkadaslarinin canlari pahasina emanet ettigi bir fazilettir. Begenilmeyen Cumhuriyet, IETT garajindan bir arkadasimizi alip, belediye baskani daha sonra basbakan yapmistir. Kayserili esnafin oglunu Cumhurbaskani yapmistir. Cumhuriyetin demokrasi ayagi eksik ama hürriyet ayagi tamdir. Cumhuriyetin demokrasi ayagini tamamlamak için solcu oldum. Cumhuriyeti korumamiz gerekiyor. Cumhuriyet herkesi esit tutuyor."

Görüyorsunuz, içten bir duyarlilikla Gürbüz Çapan yargiçlara soruyor, "Benim bu davada ne isim var?" Asi, hirçin, kusaginin sifatiyla devrimci ve omurgasi saglam bir halkçi. Vücutça Gürbüz olmadigi halde, Cumhurbaskaniyken Özal da, Demirel de, Baskan Çapan'a "soyadin gibi gürbüz (büyük) isler basardin" deyip ödül üstüne ödül verdiler. Benim tanidigim Gürbüz Çapan çok inatçi ve de dayaniklidir. O inanç ve o yürek oldukça, halkina hizmet yolundan onu hiçbir güç alikoyamaz. Yakin gelecekte, Abdullah Gül'ün ya da yerine geleceklerin yeni ödüllerini hak ettigini görürseniz ya da duyarsaniz, hiç sasirmayin.


--------------------------------------------------------------------------------


Haber NO: 613

Kategori: Vatan Gazetesi