2008'in sonbaharindaki bu kasirganin ilk etkisi sayili büyük bankalarin çöküsüydü. Arkasindan uluslararasi ticaret hizla düsmeye basladi. Bir süre sonra, üretim düsüse geçti. Toplu isten çikarmalar her yeri sardi. Is yerleri ardi ardina kapanir oldu.
Küresel ekonominin patronu ABD basta olmak üzere zengin ülkelerin yönetimleri bu krize el koymakta gecikmediler. Tahminlerden önce de krizi denetim altina alindi izlenimini vermeyi basardilar. Yunanistan'da alevlenen ve Akdeniz kusagini saracagindan korkulan son yangin, Avrupa'da krizin sürdügünü gösteriyor.
Türkiye de küresel krizden en çok etkilenen ülkelerin basinda yer aliyor. Basbakan R. T. Erdogan "teget geçti" dese de, issizlik 2009 yilinda tarihin en yüksek düzeyine, yüzde 15'e çikti. Milli gelir 15 yil sonra ilk kez azaldi. Öyleyse neden, örnegin Yunanistan'da oldugu gibi Türkiye'de de çalisanlar basta, genis halk kesiminin yaygin ve sert tepkileri ortaya çikmadi ve çikmiyor. Her halde, yanitini hemen siz de vermissinizdir! Ergenekon dosyasi ne zaman açildi? Tam krizin patladigi 2008 Agustos'unda. Sonra dalgalar, arka arkaya sürdü gitti. Hükümet, halkin asi ve isi disindaki soyut hukuk ve demokrasi konulariyla ülkenin gündemini kilitlemeyi becerdi.
2009'un sonuna dogru Ergenekon tavsamaya basladi. O kez de Basbakan gündeme "Kürt açilimini" getirdi. Bakti ki, tartisma istediginin tersine gidiyor, adini degistirip "demokratik açilim"i muhalefetin önüne atti. Milletvekillerinin mecliste, yazar-çizerlerin medyada tirmandirdigi gerginlik gündeme öyle bir yerlesti ki, artik halkin as ve is derdini dinleyen kalmadi.
Tam bu sirada tekel isçilerinin hakli direnisi Basbakan'in gündem planini bozdu. Üzerlerine giderek yildirmak istedi. Ancak, kendi yanina aldigi Türk-Is bile bu kez direnisin basini çekmek zorunda kaldi. Öylece, gündem uzun süredir ilk kez AKP iktidarinin istediginin tersine gerçek niteligine, yani as-is tartismasina dönmüs oldu. Bu ortamda, Erzurum özel savcisinin dosyasi Yargitay'in gündeminde olan Erzincan Cumhuriyet Bassavcisi'ni tutuklamasi bir rastlanti midir? Hayir. Ama ne oldu, zaten aralari soguk olan yargi ile iktidar tam anlami ile birbirine girdi. Yetmedi, "balyoz" ülke gündemine bomba gibi düstü.
Basbakan'in, sözde "normallesme" dedigi kavgayi, cepheyi genisleterek seçime kadar sürdürmeyi plânladigi çok açik. Simdi de iktidar gücünü kullanarak, etkisini azalttigi medyayi tümüyle susturmaya yöneldi. Bunu yaparken de, kendisini elestirenleri piyasalardaki düsüsün nedeni ve suçlusu olarak hedef gösteriyor. Asil hesabi ise halkin gerçek sorununu (as-is) ne yapip yapip, gündemden tümüyle kaldirmak. Seçime daha bir yildan fazla var. Bence, bu telasli haliyle Basbakan zamanlamada basarili olamayacak. Yeter ki, Ana muhalefet onun bu yapay gündemlerinin arkasindan kosmak yerine, gerçek gündemi belirlemenin bir yolunu bulsun.
|