Özellikle "önemli degisim ve gelisimler belli nesnel nedenlere dayali olarak ortaya çikar" anlayisi hâkimdi. Son yirmi yilda dünyayi saran küresellesmenin, her yerde oldugu gibi Türkiye'de de siyasal dogmalarin etkisini nerede ise yok etti. Böyle olunca da, toplumsal olaylarin arkasindaki nedensellik aranmaz oldu. Bugün artik kimse olaylara, partilerin programlarindaki siyasal çözümlemelere göre bakmiyor. Yerinde ve gerektiginde konusmasi gereken parti baskanlarinin her gün ve önemli-önemsiz, birbirlerine savurduklari elestiri, suçlama ve hatta tehditlerin arasindan halk, her olayda niçin ve ne oldugunu kendi havasina göre ayirt etmeye çalisiyor. Yani artik olaylar, nesnel nedensellik sonucu degil, çoklukla kisi ya da kisilerin eylem ve söyleminden kaynaklanir oldu. Son on yilda, milli görüs siyasetinden gelen Tayyip Erdogan'in olumlu ve olumsuz pek çok olaya sebep oldugunu hiç kimse yadsiyamaz. Daha basina gidersek, Onu da bu olaylara sürükleyenin Necmettin Erbakan oldugunu görürüz. 12 Mart 1971 müdahalesini yapanlar, liberal sagci Demirel'i parçalamak için politikayi birakip Almanya'ya motor yapmayi ögrenmeye gitmis Erbakan Hoca'yi geri getirip Milli Selamet Partisi'ni kurdurttular.
1973 seçiminde Ecevit'le koalisyon yaparak Basbakan Yardimcisi olan milli görüsçü Erbakan Hoca 1980'e kadar kurulan her koalisyonun anahtar partisi olmayi basardi. Arkasindan da, 12 Eylül 1980'in darbeci generalleri, cumhuriyetin temel tasi olan iki büyük partiyi kapatinca, belli ilke ve amaçlarin partileri yerine, kendi partisini kuran KISILER, olaylarin yaraticisi oldular. Ilk önemli ve ciddi örnek Turgut Özal'dir.
Genel baskanlar degistikçe ya da basbakan iken Çankaya'ya çiktiklarinda, olaylar o kez de yerlerine gelenlerin çapina göre degisir oldu. Kiminin yaptigi yanlisligin faturasini çok agir bir bedelle halk ödedi. Tansu Çiller'in basbakanligindaki 1994 ekonomik krizi gibi. 28 Subat öncesi 1997'de, Basbakan Erbakan'in "Refah Partisi iktidara gelecek, adil düzen kurulacak. Sorun ne? Geçis dönemi, kanli mi olacak, kansiz mi olacak" söylemi gibi. 1995 seçiminde üç parti yüzde 20'ler dolayinda oy almisti. Dogal olarak, liberal sagdaki iki parti, Tansu Çiller'in Dogru Yol Partisi (DYP) ile Mesut Yilmaz'in Anavatan'i (ANAP) birlikte hükümet kurdular. Anlasmada, ilk 2 yil Çiller, ikinci 2 yil da Yilmaz Basbakan olacakti. Ortada nesnel bir neden yok iken, Mesut Yilmaz söylentilere dayali olarak Çiller'i yolsuzlukla suçlayip koalisyonu bozdu. Hesabi, "Yüce Divan" tehdidiyle Çiller'i tasfiye etmek ve iki partiyi birlestirerek basina geçmekti. Sonuçta, Çiller Yüce Divandan kurtulmak için Erbakan Hoca'yi Basbakan yapmak zorunda kaldi.
Artik, milli görüs basbakanlik düzeyinde iktidar partisi olmustu. Iste Tayyip Erdogan'in 2002'deki baslangicinin arkasinda, geleneksel olarak yüzde 50'nin üzerinde bir oy potansiyeli olan liberal sagin, genel baskanlari yüzünden parçalanmasi yatar. Orada bitmedi. 1999'da da oylar yine çok partiye dagildi. Iki sag parti Ecevit'in basbakanliginda hükümet kurdular. 3 Kasim 2003'e kadar sürecek olan o koalisyonu, ekonomik kriz asilmakta olsa da olumlu sonuçlarinin henüz halka yansimadigi bir ortamda, Mesut Yilmaz'in MHP'yi hükümetten dislama planlari yaptigi dedikodusu yüzünden, Devlet Bahçeli 2002 erken seçimine zorladi. Bu yanlis, R. T. Erdogan'i Basbakanliga tasidi. 2007'de seçim olagan tarihinde yani kasim ayinda yapilsaydi, "AKP, temmuzdaki o yüzde 47 oyu alamazdi" savini ileri süren çok arastirmaci oldu. Gül'ün Cumhurbaskani olmasini ve ayni süreçte yapilan seçim sonucunu, 27 Nisan e-darbesini yazan ve tartismali Anayasa Mahkemesi kararina sebep olanlar belirledi. Bütün bunlari simdi niye animsattim; Muhalefet 2007 seçim öncesi iki konuyu öne çikarmisti; Cumhurbaskanligi seçiminin (367 olayi) Anayasa'ya aykiri oldugu ve Basbakan'in Yüce Divanlik suç isledigi. Simdi de, baslattiklari seçim kampanyasinin baslica iki konusu, Anayasa degisikliginin Anayasa'ya aykiriligi ve yine Basbakan'in Yüce Divanlik oldugu. Yazimin basinda, "artik olaylar, nesnel nedensellik sonucu degil, kisi ya da kisilerin eylem ve söyleminden kaynaklanir oldu" dedim ya; dilerim simdiki bu yaklasim da, 2007'de oldugu gibi 2011 seçiminde de yine Tayyip Erdogan'in yararina olmaz.
|