Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Erdogan'in sonunu, halkin asi ve isi getirecek (3)

Tarih: 26.04.2010 09:04:55


Geçen haftaki yazimin özeti su cümleydi; "ülkenin, halkin en temel sorunu, "sürekli artan ISSIZLIK."
 


Kutlu Dogum konusmasindan aldigi takdirlerden(!) anlasiliyor ki, benim bu gündem israrimi, CHP Genel Baskani dikkate deger ve önemli bulmuyor. "Erzurum'daki imamdan Adiyaman'daki hocadan bile tebrik telefonu aldim" derken, o hâlâ "kisiye özel" degerlendirmeler yapmayi sürdürüyor.

Bizim muhafazakâr, liberal, sagci aydinlarimiz, demokratik solcu-sosyal demokrat siyaset önderlerimizin duygusal yorumlanmaya pek merakli olduklarini çok iyi gördüler. CHP Genel Baskani'nin "Kutlu Dogum" toplantisindaki konusmasi, özellikle Tayyip Bey'e yakin bazi yazarlardan alkis aldi. Digerleri bir yana, beni asil Taha Akyol ilgilendirdi. Çünkü bir zamanlar Ecevit'e, gündemde oldugunda Kemal Dervis'e ve ara sira da Baykal'a dönük bu takdirleri hep ayni nedene dayaniyor. CHP'nin laiklik konusundaki direncini kirmak! Bunu kimi zaman tarikatlari, kimi yerde türbani ya da dindarlik adi altinda din istismarini savunmak için yapiyor. Hatta ölümünden sonra Ismet Inönü'yle baslayan, kendi tabiriyle Jakoben CHP'nin laiklik konusundaki tavrina, yasasaydi Atatürk'ün asla izin vermeyecegini belgelemek için "Ama Hangi Atatürk" baslikli kitap yazdi.

Akyol'u, diger laiklik karsiti yazarlarla karistirmamak gerekir. Okumus ve yazmis bir liberal demokrat. Daha önceleri Erbakan Hoca'nin milli görüsçüleri, simdilerde de R. T. Erdogan'in ilimli Islamcilari indinde yetkili ve etkili bir yazar. En önemlisi de, ne istedigini çok iyi biliyor. Babadan kalma bir Menderes'çi, sonra Demirel, Özal, Erbakan ve artik Erdogan'ci, ama hep önyargili ve köktenci bir CHP karsiti.

Iste son Kutlu Dogum konusmasi için Baykal'la ilgili yazdiklarini bu gözle okumak gerekir. Aynen katildigini söyledigi Baykal'in konusmasindan aldigi cümle su; "Kuran-i Kerim, hiçbir devlet rejimini önermemistir. Islâmin toplumsal hedefi ahlakli ve adaletli bir düzen kurmaktir." Bu cümlesinden çikarak Taha Akyol, Baykal'i kutluyor ve sonra kendi yorumunu getiriyor, "Bu dogru ifadelerdeki 'toplumsal' kavramina dikkat çekmek isterim. Hâlbuki bizim Anayasa Mahkememize göre dinin ‘bireysel’in disinda, 'toplumsal' hayata etkisinin olmamasi gerekir! Mahkemenin bu dar ve pozitivist laiklik anlayisi, Kemalizm'in 1930'lardaki 'Dinin yeri vicdan ve mabettir' formülünden geliyor."

Bu yorumuyla Akyol iki sey yapiyor; Birincisi, kullandigi "toplumsal" kelimesinden yola çikarak Baykal'in üzerinde durdugu asil yorumunu saptiriyor. Ikincisi de Genel Baskan'i CHP'den ayirarak, partiyi demokrasi ve özgürlüklere karsi olmakla suçluyor. Üstelik bunu da eski Genel Sekreter Adnan Keskin'in 11 yil önceki bir sözüne dayandiriyor. Fotografiyla da ihbar edercesine, Keskin'in o demecinden sunu yaziyor; "CHP, merhum Ecevit'i bile 'Gülen'in müridi' diye suçlayabilecek kadar 'laikçi' bir zihniyete sahiptir." Oysa 1999 seçim öncesi Ecevit'in Fethullah Gülen'le yaptigi üç görüsme sonrasi, "Takiyye, giderek içtenlige dönüsebilir. Bu tür dinsel topluluklari, laik demokratik rejimi yikmak için ugras verenlerle bir cepheye itmeyelim" sözlerine karsi Adnan Keskin, "DSP'liler de sanki Gülen müridi gibi konusuyor" diye, hakli bir elestiri yapmisti. Benzer sekilde, bir partili dostuna, "Suudi Arabistan'a gitmek yerine o parasini yoksullara yardim için harcamasini" öneren Genel Sekreter Önder Sav'i da Taha Akyol gibi bazi yazarlarin, din düsmanligiyla suçladiklari akillardadir.

Yazima üçüncü kez ayni basligi attim. "Erdogan'in sonunu, halkin asi ve isi getirecek". Çünkü Basbakan, halkin bu gerçek gündemini kaçirmak için artik her seyi göze almis gözüküyor. Iste "Baskanlik Sistemini", seçim sonuna dek gündemde tutmak için ortaya atti. Ben de inatla diyorum ki, ana muhalefet, R. T. Erdogan ve yandasi medyanin arkasindan gitmeyi birakmali, halkin ISSIZLIK sorununu, seçim bitene kadar gündemin birinci maddesi yapabilmelidir




Haber NO: 627

Kategori: Vatan Gazetesi