Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Kim oldugunuzu anladiginiz "o an"

Tarih: 17.05.2010 19:33:51


Arjantinli edebiyatçi Jorge Luis Borges'i Türkiye'de genç kusaklar daha çok tanir.
 


Kim oldugunuzu anladiginiz "o an"
Arjantinli edebiyatçi Jorge Luis Borges'i Türkiye'de genç kusaklar daha çok tanir. Ölümünden sonra, evrensel düzeyde gittikçe ilgi çeken ve okunan bir düsünür de sayiliyor artik. Bir hikâyesinde der ki, "Yasam ne kadar karmasik ve uzun olursa olsun aslinda bir andan ibaret, 'o an' da, kim oldugunuzu anladiginiz ve ne olmaya karar verdiginiz 'an'dir."

Simdi siz de bir soluk alin ve kendi geçmisinize söyle uzanin. Nostaljiye gerek yok. Yalin birçok gerçeginiz gözlerinizin önünden geçecek. Belki sade bir gülüs. Ya da buruk bir aci duyacaksiniz. Daha yasamin basindaysaniz, kim oldugunuzu anlamaya baslamis, ama ne olmaya karar vermeniz için vakit henüz erkense, aldiris etmeyebilirsiniz. Degil iste; etmelisiniz. Onun için Borges "o an" diyor. Yani anlamanizla birlikte karar verme aniniz baslar. Kim oldugunuzu anladiginiz an geleceginizi belirleyecek karari vermekten kaçinirsaniz, demek ki, kim oldugunuzu tam anlamamissiniz.

Daha da tersi, kim oldugunuzu anlamadiginiz halde, saginiza solunuza bakip öyle sanmaniz. Artik dogru karar vermeniz, rastlantiya bagli demektir. En aci olani da, bizim ülkemizde oldugu gibi, kim oldugunuzu siz degil de, bir baskasinin ya da baskalarinin size anlatmasi. Ve ne olacaginiza da, onlarin karar vermesi.
Üstelik diyelim 'siz', anladiniz kim oldugunuzu ve yine 'siz' karar verdiniz ne olacaginiza. Nasil olacaksiniz, o büsbütün karmasik. Söyle bir düsünün Türkiye'mizdeki son yarim yüzyilin degisimini ve dönüsümünü; tarimdan sanayiye geçis. Köyden kente kaçis. Merkezden çevreye iteklenis; babanizi- ananizi mi, ögretmeni mi - imami mi, akilli dostu mu- delikanli arkadasi mi dinleyeceksiniz.

Birey açisindan okursaniz Borges'in bu sözünü, iste bu bilgiççe yorumlari yapabilirsiniz. Ancak, asil mesele, toplum açisindan yaptiginiz yorum! "O an" geldi ve kim oldugunuzu anladiniz, ne olacaginiza karar verdiniz. Yolunuz da açildi, hedefiniz de tuttu ve diyelim zengin bir is adami, basarili bir doktor ya da teknik adam, ünlü bir futbolcu, ya da bilim adami, diplomat oldunuz. Basarilarinizin kivanci sizin olur. Basarisizliginizin, yanlislarinizin üzüntüsünü duyarsiniz ama toplumun gelecegini karartmazsiniz. Bir anlamda görecelidir, yani görülmeyebilir.

Gelelim, kim oldugunuzu çok iyi anladiniz ve verdiginiz karar gün geldi, sizi ülkenin basbakani yapti. Artik kendinizin degil, Avrupa Birligi'ne girme asamasindaki 73 milyonluk bir ülkenin kaderi size baglidir. Ancak yine de sonuçta bir insansiniz. Sizin de benliginiz, bencilliginiz, ön yargilariniz, duygulariniz, hirslariniz ve hatta saplantilariniz hep sizinledir. Herkes, her zaman iyileri kötülerden, dogrulari yanlislardan ayirt edemez. Ama eger R. T. Erdogan gibi, ülkenizde 10 milyon genç issiz gezerken, 20 milyon yurttasiniz yoksulluk sinirinda iken, Kürt Açilimi, Ergenekon, Balyoz, Anayasa, Baskanlik Sistemi gibi benzeri soyut konularla gündemi ugrastirirsaniz, siz mutlu ve kutlu olsaniz da, halkiniza karsi suçlu sayilirsiniz.

Borges'in bu sözünün etkisinde yaziyi bitirirken, Ingiliz Isçi Partisi'nin seçim kaybeden Basbakani Gordon Brown milletvekilliginden de istifa ediyordu. Deniz Baykal'in geri dönme kapisini açik tutan istifasini izledikten sonra, kendi payima, ben iste yillar önce "o an" kim oldugumu anlamis miydim, ne olmama dogru karari vermis miydim, hâlâ düsünüyorum!


Haber NO: 651

Kategori: Vatan Gazetesi