Yazdırma tarihi : 15.01.2025

AKP'nin Abant Platformu

Tarih: 12.07.2010 07:36:46


Abant Platformu, 28 Subat 1997’deki -bazilarinin deyisiyle-, “Postmodern Darbe"ye tepki olarak Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi tarafindan baslatildi.
 




1998-2003 yillari arasindaki toplantilar Abant'ta yapildigi için bu adla anilir oldu. Ilk yillarinda toplantiya daha çok, bu vakfin onursal baskani da olan Fethullah Gülen'in görüsleri yansidi. 2002’de iktidara geldikten bu yana giderek AKP’nin etki alani halini aldi. Yine 2007’ye kadar toplantilarin gündeminde din, devlet, toplum, Islam ve de Laiklik tartisilirken, son üç yildir AKP yanlilarinin deyisiyle, “27 Nisan 2007 E-Darbesi”ne tepki konulari, “demokrasi ve yeni anayasa” gibi konular öne çikarildi.
Bu yil da Abant Platformu'nun gündemi,“Vesayet ve Demokrasi” idi. Daha açikçasi bu Platform, AKP’nin Ergenekon’la baslattigi orduyu sindirme senaryosunun bir halkasiydi denebilir. Artik anlasildi ki, 2003’te Basbakan olduktan bu yana R. T. Erdogan milli görüs temelindeki asil siyasetini uygulamak konusunda aldigi mesafeye karsin, darbe korkusunu içinden bir türlü çikaramiyor. Toplantinin sonuç bildirgesine bakilirsa, ülkeyi iki dönemdir anayasayi degistirebilir çogunlukla yöneten bir basbakanin sözde demokrat, liberal aydinlardan hâlâ destek aradigi da bir gerçek.
Görünen o ki, Basbakan basta AKP ve yandas yazar çizer takimi, 27 Mayis 1960’tan sonra yasananlarin, salt hukuk konusu olduguna herkesi inandirmaya çalismakta. Elbette biliyorlar ki, dolayli, dolaysiz askeri müdahalelerinin öyle Anayasa'yla, babayasayla filan kesinlikle ilgisi yoktur. Güney Amerika’dan Endonezya’ya kadar son yüz yil bir anlamda “askeri darbeler tarihi” olmustur. Artik çeyrek yüzyil geride kalan o yasanan acilarin temelinde de, politik çikar kavgasi vardir. Çogu da iki sömürgen siyasetin ekonomik hesaplarinin isbirlikçilerinin marifetidir.
En büyüklerin iki kutuplu çikar dengesi yikilinca, bir anlamda ulusal ekonomiler büyük oranda küresel sermayenin etkisi altina girdi. Artik dogrudan müdahaleye gerek kalmadi. Yani darbelerin temel gerekçesi olan iç ve dis ekonomik hesaplar, görünürde seçilmis (demokratik) sivil yönetimlerle kotarilir oldu. Bugün artik, dogrudan ve dolayli destek ya da yönlendirmeler, Amerika Devletleri Örgütü (OAS ), Avrupa Birligi (AB), Sanghay Isbirligi Örgütü gibi bölgesel olanlarin yaninda küresel sermayenin güdümündeki Dünya Bankasi, IMF, Birlesmis Milletler Ticaret ve Kalkinma konferansi (UNCTAD), Güneydogu Asya Devletler Toplulugu (ASEAN) gibi düzenlemeler eliyle yapiliyor. Hatta bu nedenle dogal olarak ulusalci yapiyi koruyan silahli kuvvetler bizde de son yillarda oldugu gibi eskinin tersine her yerde zayiflatilmis ve etkisiz duruma getirilmistir.
Abant Platformu'nun sonuç bildirgesi üzerine ben bunlari düsündüm. Her zaman olabildigince tarafsiz olabilen Cengiz Aktar’in, bildirinin içerigine dönük su degerlendirmesine de tümüyle katiliyorum; “Ama eger, vesayetin basat öznesi konumundaki askeriyenin sivil denetimi gerçeklesemiyor, güvenlik politikasi ve askeri harcamalar seçilmislerce belirlenemiyorsa bunun nedeni sadece vesayet güçlerinin direnci degil siyasetin askeriyeye siyasetten el çektirecek sekilde siyaset üretememesidir”.


Haber NO: 659

Kategori: Vatan Gazetesi