Bu gerçegi görmek istemeyen iyi niyetli bazi yazarlar da Sav’i boy hedefi yapmis durumdalar. Unutulmasin, Baykal zamaninda da partiyi halk indinde en çok yipratan neden, sürekli iç çekisme yasayan bir parti görüntüsü vermesiydi. Simdi de Kiliçdaroglu’nun geldigi ilk günden baslayarak ve Sav’a bagli ve yine büyük oranda gerçek disi haberlere dayanarak bu durum sürdürülmeye çalisiliyor. Partilerin son yillarda içine girdigi ve genel baskanlardan kaynaklanan antidemokratik yapiya bakildiginda, degisime karsin CHP’de de çalkantinin bir süre daha devam etmesi çok olagan bir durum. Ancak, önemli bir seçime giderken ve AKP türban konusu yüzünden gerçek gündemi yani halkin as ve is sorununu unutturmak isterken, eski genel baskan yandaslarinin, eski-yeni tüzük tartismasi çikarmalari, Önder Sav üzerinden partiyi kamuoyunda yipratmaktan baska hiçbir sonuç vermez. Eski Genel Baskan, 2004’de parti içi demokrasiyi ortadan kaldiran tüzük degisikligi ile yetinmedi. Merkez Yürütme Kurulu (MYK) dahil, hemen bütün kademelerde seçimleri kaldiran ve dogrudan genel baskaninin atamasini öngören ek degisiklikler yapti. Hukuka aykiri olan bu tüzügün uygulanmasini da, yine hukuka aykiri bir sekilde Parti Meclisine birakti. Öylece, seçilerek geldikleri için bagimsiz ve tarafsiz görev yapabilen MYK’yi ve Genel Sekreterligi ortadan kaldirmis ve kendine bagli 13 genel baskan yardimcisini diledigi gibi atayarak bir anlamda Tayyip Erdogan benzeri bir genel baskanlik kurmus oluyordu. Uygulamaya da son yapilan 22-23 Mayis 2010 tarihli kurultayda geçiyordu. Mayis kurultayi, hiç beklenmeyen olay dolaysiyla yeni Genel Baskani ve Parti Meclisini seçmek için toplandiginda, verilen bir önergeyle bu son kisisel hesaplara dayali degisiklik oy birligi ile uygulamadan kaldirildi. Yeni Genel Baskan Kiliçdaroglu, kurultay konusmasinda bu kararla yetinilmemesi ve en kisa sürede yapilacak bir tüzük kurultayi ile hukuka aykiri ve parti içi demokrasiye indirilmis bir darba olan 2004 degisikliklerinin de düzeltilmesi gerektigini söylemisti. Çagdas anlamda sosyal demokrat partilerde olmasi gereken ölçüde parti içi demokrasiyi yeniden uygulamaya geçirmek için Kiliçdaroglu’nun verdigi bu söz, örgütte büyük bir cosku ve heyecan yaratmisti. Iste hangi gerekçeyle yazdiysa da, önemli olan Bassavcinin gönderdigi son uyari yazisi, CHP’nin, 1980 öncesi oldugu gibi delegeden genel baskana kadar herkesin demokratik seçimle belirlendigi, milletvekili adaylarinin önseçimle saptandigi bir tüzüge kavusmasinin yolunu açmis oldu. Hazirlanmasi ve sonuçlanmasi en çok bir buçuk ay alacak böyle bir tüzük kurultayi, Mayis 2011’de yapilacagi anlasilan genel seçimde CHP örgütüne ve Kiliçdaroglu’na umut baglayanlara yeni bir heyecan ve çalisma gücü verecektir.
|