Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Kiliçdaroglu gerilim tuzaginda

Tarih: 31.01.2011 17:56:09


Basta Basbakan olmak üzere, AKP sözcülerinin oy almak için “her sey mübah” anlayisiyla 12 Haziran aksami sandiklar kapanana dek, Kiliçdaroglu’na saldirmayi planladiklari anlasiliyor.
 




MHP’yi içerden çökertme, BDP’yi de kendi haline birakma kararinda olduklari da açikça gözüküyor. Bütün hesaplari, halki CHP ile AKP arasinda ikili bir seçime sürmek. 12 Eylül referandumunda oldugu gibi bu seçimde de kendi belirledikleri gündemle CHP’yi karalamak ve suçlamak için adeta bir sinir savasi açmis durumdalar. Basbakan Erdogan’in Erzurum’daki “ucube” çikisi, Galatasaray Arena'daki protestoya tepkisi, “tiksirincaya kadar içiyorlar” baskisi, hep bilinçli taktik numaralar. Seçime dek benzerlerini daha çook görecegiz.

2002 seçiminden beri, R. T. Erdogan ve arkadaslari Baykal’in basinda oldugu CHP’yi, mutlak iktidarlari önünde hiçbir zaman engel görmediler. 2011 seçimine de yüzde 20’lere tikanmis bir CHP ile gitmenin rahatligi içindeydiler. Çünkü ne kadar dogrulari söylese de sade vatandas indinde Baykal, olumsuz bir imajin sembolü olmustu. Üstelik kaba deyisle, çanak tutan hep Erdogan oldugu halde, halkin gözünde gerginligi tirmandiran Baykal göründü. O yüzden gece yarisi haber aldiginda, Baykal’in kazasinin yayinini önlemeye çalistigi söylentisi Ankara’da dolasti. Ertesinde istifa etmemesi için suskun kaldi.

Baykal’in kendine yakisani yapmasiyla birlikte Kiliçdaroglu’nun gelisine tepkisi, olayi partiye mal etme çabasina dönüstü. Çünkü beklemedigi bir zamanda ve tam da seçime giderken birçok bakimdan Baykal’a benzemeyen bir rakiple karsi karsiyaydi. Bunalim yaratmaktan baska bir mahareti yokmus gibi tanitmayi basardigina inandigi eski genel baskanin yerinde artik, hosgörülü, sakin ve sabirli bir yeni Genel Baskan vardi.

12 Eylül referandumu Erdogan için sanki bir ön hazirlik maçiydi. Daha ilk çiktigi meydanda boyunu bosunu küçümseyerek sinirlerini ölçmeye basladi. Bakti ki, Kiliçdaroglu hiç orali degil. Bu kez soyunu sopunu kurcalayip, kisiligini zedeleyerek tahrik etmeyi denedi. Yine olmadi. Eline tutusturulan yanlis bilgilerle, henüz plan taslaginda olan bir havuzlu kooperatif hissesiyle Kiliçdaroglu’na yolsuzluk yaftasi asmaya kalkti. Telasindan, daha grup baskaniyken Kiliçdaroglu’nun, elinde somut belgeleriyle önce Genel Baskan Yardimcisi Dengir Mir Mehmet Firat’i, arkasindan Melih Gökçek'i perisan ederken ne denli dürüst ama o derecede sakin ve efendi bir siyaset adami oldugunu unutmustu.

12 Haziran seçimi ülke açisindan belki de bir dönüm tarihi olacak. Böyle oldugunu en iyi bilenlerin basinda Kemal Kiliçdaroglu var. Ama en az onun kadar R. T. Erdogan da bu seçimi kendi gelecegi için “fevkalâde mühim” görüyor. Halka, “anayasayi degistirecek oyu verin ve gelin kendi anayasanizi yapin” derken, hesabi “ileri demokrasi” filan degil. Kendi yazdigi anayasayi halka onaylatacak, baskanlik sistemini kuracak ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk "baskan"i olacak. Hani simdi, meclis, icra, yargi arasindaki anayasal kuvvetler ayriligini bir yana itip, Basbakan olarak, “Tek adam"i oynuyor ya, artik yetinmiyor. Dogrudan halkin seçtigi “Baskan” olarak, herkesin ve her seyin üstünde “mutlak bir hâkimiyet” kurma hirsi içinde.

Bu nedenle, CHP’nin ve onun Genel Baskani olarak Kiliçdaroglu’nun 12 Haziran’da basarili olmasi gerekiyor. Üstelik 2007 seçim sonuçlarina bakilirsa, bu basarinin çitasi da çok yüksek. CHP yüzde 30’un olabildigince üstünde bir oy alsa da, AKP’nin anayasayi degistirecek sayida milletvekili çikarmasini engellemek için diger partilerin bu günkü durumlarinin çok üstünde oy almasi gerekir. Bu ise CHP’nin yüzde 40’lara çikmasindan daha az olasi gözüküyor. Yani bütün görev Kiliçdaroglu’nun sirtinda. Zor ama bence olanaksiz degil. Ilk önerim su; önce son aylarda kendisini kaptirdigi, Basbakan’in bilinçli olarak belirledigi yapay gündemi birakmasidir. Halkin as ve is sorunu disindaki günlük soyut medyatik konulari görmezlikten gelmek gerekir. Ikincisi de bununla baglantili, Tayyip Bey, eski genel baskanla oldugu gibi, Kiliçdaroglu’nu da kendi istedigi soyut konularda gergin bir kavga ortamina çekmek istiyor. Her gün kendisi ya da adamlari hiç sikilmadan Kiliçdaroglu’nun damarina basmak için her türlü basit söylemi tekrar eder oldular. CHP Genel Baskani'nin bunlara kulaklarini tikayip ilk aylarinda oldugu gibi sabirli, hosgörülü ve insancil tavrini ve söylemini sürdürmesi, halkin destegini artiracaktir. Halk bu kez, hakki yenenin (magdurun) bagiran çagiran R. T. Erdogan olmadigini, asil kendisinin hakkinin yendigini görecek ve dersini verecektir.



Haber NO: 691

Kategori: Vatan Gazetesi