Üstelik tam da o ayipli saçma sapan konunun ekranlarda olmasina karsin. Çünkü halk politikacinin çirkinliginden o denli bikti ki, o görüntüleri gülümseyerek tikliyor. Ama kendi derdi “as ve is” konusunda sicak bir söz duyunca, sessizce de olsa umutlaniyor.
Simdi Baskan Kiliçdaroglu’nun yapmasi gereken, bir süre önce ayrintilariyla açikladigi 42 baslikli seçim bildirgesinden “aile sigortasi” gibi en çok 5 konuyu öne çikarmak ve sürekli gündemde tutmaktir. Halk her seçimde oldugu gibi 12 Haziran’da da sandiga giderken daha çok içinde bulundugu ekonomik sorunlarin etkisi altinda oy kullanacak. Seçim sonuçlari iyi irdelendiginde, 1950’den beri hep böyle olmustur. En yakin benzer seçim sonucu 2002’dir.
Refah Partisi kapatilmis. Rahmetli Erbakan Hoca Abdullah Gül ve Bülent Arinç’in tepkisini görmezlikten gelerek yeni Saadet Partisi'nin basina Recai Kutan'i getirmisti. AKP, öylece bu ikilinin önderliginde ve milli görüs tabaninin destegiyle kuruldu. O sira Istanbul Belediye Baskanligindan zorla alinan ve magdur duruma düsürülen R. T. Erdogan’i da partinin basina getirdiler. R. T. Erdogan genel baskan seçilirken yaptigi konusmasinda 1,5 saat boyunca bütün agirligi as ve is konusuna ayirmisti. Ve söylemini, o tarihteki Basbakan Bülent Ecevit’in istifa etmesi ve erken seçime gidilmesi baskisiyla bitirmisti.
2002 seçimine giderken halk cumhuriyet döneminin en agir as ve is bunalimini yasamaktaydi. Issizlik orani ve fiyat artislari bütün zamanlarin en yüksek düzeyine çikmisti. Üstelik DSP-MHP-ANAP koalisyonunun zorunlu olarak aldigi önlemler yüzünden seçim öncesi krizin halka yansiyan acisi en siddetli evresindeydi. Oysa seçim olagan tarihinde, 2004’te yapilsaydi, alinan o önlemler sayesinde ekonomide istikrar saglanmis, enflasyon dizginlenmis ve issizlik orani düsmüs olacakti.
Öyle de oldu. AKP’nin 2. iktidar yili yani R. T. Erdogan’in ilk basbakanlik yili 2004’ün sonunda Türkiye, IMF tarafindan “krizi basarili önlemlerle beklenenden önce asmis” ülke olarak gösterildi. Bence, Erdogan’in hâlâ süren ögüncünün arkasinda iki neden var; 2002 seçimi olagan tarihi Kasim 2004’e kalsaydi, ekonominin düzelmesi sonucu, “koalisyonun en az iki partisi seçim barajini geçebilir” tahminini yapmis olmasi. Ikincisi, krizden çikmak için alinan önlemlerden ötürü Ecevit’i, Bahçeli’yi ve Yilmaz’i çok agir suçladigi halde, o koalisyonun uygulamaya koydugu IMF önlemlerini 2010 sonuna dek aynen uygulamaya devam etmesi.
Ancak, Basbakan Erdogan biliyor ki, Türkiye 2008 krizini Istanbul Menkul Kiymetler Borsasi'nda ve holdinglerde, benzer ülkelere göre daha hafif atlattiysa, o suçladigi ve seçimi yitirmeyi göze alan Ecevit’in 2001’de aldigi önlemler sayesindedir. Ne var ki, halkin bu yillarda içine düstügü gerçek durum, 2000’lerden çok farkli degil. 2010 sonunda reel issizlik orani yüzde 25 gibi rekor düzeydedir. Gelir dagilimindaki uçurum derinlesmistir. Nüfusun yüzde 9,1’i açlik sinirinda ve nüfusun yüzde 63,3’ünü olusturan 12 milyon 500 bin aile de yoksulluk sinirinin altinda gelir elde etmektedir.
Bütün bunlar, CHP Genel Baskani'nin seçim sandigina yürürken attigi ilk adimin dogru yolda oldugunu gösteriyor. Bu seçime yeni katilacak milyonlarca genç, is konusunda CHP’de umut arayacaktir. Yine CHP, bu seçimde hem mutfakta fakirlesen, hem de çocuklarinin saglik, egitim ve geleceginin derdine düsmüs kadinlarimizin güvenini kazanacaktir. Basarilmasi gereken, magazin tuzaklarini asip sandiga kadar gündemi bu gerçeklerle doldurmaktir.
|