Kendilerine göre, isleri kötü giden zenginler, yolsuzluga ve etik olmayan islere bulasanlar da sikça panik atak olurlar. Oysa deneyimli bir doktor gerçegin hiç de böyle olmadigini, biraz fazla bencil herkesin bu hastaliga tutulabildigini söylüyor. 12 Haziran seçimi için partilerin milletvekili aday listeleri açiklandiginda basta CHP’de, üç partide de birçok ünlü isim, prozac, sipram gibi ilaçlari ceplerinde tasir olmuslar. Görülen o ki, halktaki degisim baskisi, yillarin usta politikacilarini bile panik atagin kucagina düsürmüs. Kimi Kiliçdaroglu’na, Kimi Erdogan’a, kimisi de Bahçeli’ye ates püskürüyor.
Esinden bizar olup yorgun düsen panik atak hastasinin hikâyesini bilmezsiniz! Simdi okuyunca siz, bunun bizim politikacilarimizla ne ilgisi var diyeceksiniz. Bence var gibi; çünkü sonuçta basit gerçek, kisinin bencil hirsina tutsak olmasi degil mi? “Zengin, hali vakti yerinde, çevresinde saygin bir beyefendi, kendi gibi akilli, bilgili, ekonomik özgürlügü olan karisi ile bir türlü bas edemez. Sonunda sinir doktoruna gider. Doktor panik atak teshisini koyar ve çareyi Prozac, gibi günümüzün ilaçlarinda arar. Bir gün lüks arabasinin arizasi dolayisiyla oto tamircisine ugrar. Ibrahim Usta arabayi her zamanki gibi servise alir, kaputu açar ve tamire baslar. Beyefendi yine afakanlar içindedir. Bir yandan da kendi kendine söylenip durur. Bir eliyle cep telefonunu, ötekiyle de ilaç kutusunu ararken beklemedigi bir tepki görür; ‘Beyim otur bakayim suraya’ der Ibrahim Usta. Eline bir kalem ve kirli bir kâgit alir. Baslar kâgida yan yana rakamlar yazmaya; ‘1.000.000.000.000.000’ ve döner panik ataktaki beyefendiye, ‘oku bakiyim bu kaç?’. Beyefendi biran bakar, sakin bir sesle ve bilgiç bir edayla ‘Bir Katrilyon’ der. Dogrulugundan çok emin oldugu soruyu yanitlarken biraz rahatladigini sezer. Içinde bir sevinç ve küçük bir huzur kipirtisi duyar. Usta, ‘Dur hele beyim, ben seni imtihan etmek için yazmadim bu rakamlari, simdi söyleyin bu kaç?’ ‘000.000.000.000.000’ Beyefendi de saskinlik artar, ancak bir oto ustasinin bu ince ve zekâ dolu tavri onu, içinde bulundugu kötü ruh halinden tatli ve huzurlu bir meraka tasir. Bu kez o ustasina, ‘Sen ne demek istiyorsun Ibrahim Usta, uzatma lâfi da söyle’ der. Görmüs geçirmis Ibrahim Ustanin yorgun argin yüzünden sicak bir sevecenlik akarken, agzindan su sözler çikar; ‘ilk yazdigimdaki 1 (bir) kimliginiz, kisiliginizdir. Diger 15 adet 0 (sifir) ise sizin basta esiniz, çevrenizdeki her sey, çikarlariniz, hirslariniz ve bütün maddi varliginiz. Ikinci yazdigimda artik 1 yok, yani siz yoksunuz, kalanlarin ne oldugunu daha iyi gördünüz. Siz olmadikça, diger her seyiniz bostur, degersizdir, yeter ki siz onlara bagimli olmayin’ der. O arada kalfalar tamiri bitirmis ve otomobil yola çikar duruma gelmistir. Beyefendi yeni dogmus gibi direksiyona oturur ve ne prozac, ne cipram ne de diger haplari animsar, basar gaza. Dikiz aynasindan Ibrahim Ustanin iki eli havada ‘Beyefendi isçilerin haftaligini ödeyecektim bu aksam’ diye seslendigini bile görmez, uçar gider.”
|